Faruk Çakır

Faruk Çakır

57 nasıl 1’den küçük olur?

57 nasıl 1’den küçük olur?

Nasıl ki zengin olmaları, tek başına kişilerin mutlu ve huzurlu olmalarına yetmiyor, aynı şekilde ülkelerin de ‘büyük ve zengin’ olması o ülkede her şeyin yollu yolunda olduğu anlamına gelmez.
Bununla birlikte kişiler ve ülkeler zengin ve ‘büyük’ olmak isterler. Nihayetinde burası dünya ve ekseriyetle ‘büyük’lerin dediği oluyor. Haksızlıklara uğramamak için ülkelerin büyük ve zengin olmasında fayda var. Tabii bu büyüklük ve zenginlik başka ülkeleri sömürerek, mazlûmlara zulmederek elde edilmemiş olması şartıyla bir işe yarar. Zulüm ve sömürü ile büyüyen devletler, hükmen küçüktür. Zaten tarih, böyle ‘büyük devlet’lerin batış hikâyeleriyle doludur.
Dünyanın hâl ve gidişine bakıldığında iki temel çelişki hemen dikkati çeker. Birincisi, “İslâm ülkeleri”nin ekserisi fakirdir. İkincisi de bu “fakir” ülkeler aslında “zengin yer altı madenleri”ne sahiptir. Yani, aslında zengin olması gereken bu ülkeler, “Asya münafıkları ve Avrupa dessas zalimleri”nin planları sonucunda “fakir” hâle gelmişlerdir. “Hayır, böyle değil” diyen bir “uzman” çıkabilir mi?
Bu derin yaraya parmak basan Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, dünyanın en fakir 48 ülkesinden 22’sinin İslâm ülkesi olduğunu hatırlatmış.
TOBB’dan yapılan yazılı açıklamaya göre, TOBB’un, İslâm Kalkınma Bankası (IDB) ile Şubat 2009 yılında imzaladığı işbirliği protokolü kapsamında, ‘’TOBB-IDB/ITFC-ICCIA Oda Akademisi’’ eğitim programının ikincisi 8-12 Ekim 2012 tarihleri arasında Ankara’da gerçekleştirilmiş. Programa katılarak eğitimlerini tamamlayan, İslâm ülkelerinin ticaret ve sanayi odaları yöneticilerine sertifikaları, düzenlenen törende, Hisarcıklıoğlu tarafından verilmiş.
Törende konuşan Hisarcıklıoğlu, şöyle demiş: “İslâm ülkeleri olarak ne zaman özümüzden uzaklaşsak zillete düşmüşüz. Dünyanın en fakir 48 ülkesine baktığımız zaman 22 tanesi İslâm ülkesi. Bunun sebebi ne diye düşünebildik mi? Dünya enerji kaynaklarının yüzde 90’ı İslâm ülkelerinden çıkacak, ama zengin olamayacaksınız. 57 İslâm ülkesi bir Alman ekonomisi yapmıyor. Bizde bir noksanlık var.” (AA, 12 Ekim 2012)
Bir o kadar doğru ve bir o kadar da yaralayıcı bu tesbiti hiçbir zaman unutmamak icap ediyor. İslâm ülkeleri, yattıkları ‘tembellik uykusu’ndan bir an önce uyanıp cahiliği ve fakirliği yanıbaşlarından kovmaları gerekir.
İslâm ülkelerinde devletlerin zengin, halkların ise fakir olduğunu da ifade eden Hisarcıklıoğlu, halkın zenginleşmesinin ticaretten geçtiğini ve bu yönden, tüccar ve sanayicilere hizmet etme noktasında (ticaret) odalara büyük görev düştüğünü ifade etmiş.
Fert ve devlet olarak başımızı iki elimizin arasına alıp düşünmeli değil miyiz: Niçin 57 İslâm ülkesi 1 başka ülke, 1 Almanya kadar etmesin, onlar kadar zengin, hür ve müreffeh olmasın?
Bu tablo ile karşı karşıyayken, “Avrupa krizle boğuşuyor, yakında batarlar” deyip kendimizi avutmamız, “dev aynası”nda görmemiz neyin nesi? 57 İslâm ülkesinin içerisinde Türkiye de yok mu? Aramızda bu kadar mesafe varken gerçekleri niçin görmez ve çarelerini aramayız? “Bir Türk dünyaya bedeldir”in başka bir versiyonu olan bu böbürlenme, bu kendini beğenmişlik; korkarız ki başımızı belâya sokacak.
Gerçekleri görelim, ayağımızı yorganımızı göre uzatalım ve tabiî ki bu yorganı büyütmek için de cahilliği, fakirliği ve ihtilâfı yanımızdan, bölgemizden, ülkemizden hemen kovalım!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
5 Yorum
Faruk Çakır Arşivi