İslamofobi olmasın diye...
Biz müslümanlar olarak, dinimiz İslamdan sıkılıyor, İslama mensup olmaktan utanıyor muyuz? Allaha iman bizi bozuyor mu? Kurandan şüphemiz, Sünnetten rahatsızlığımız mı var? Hayatımızı İslam Şeriatına göre yaşamaktan, İslam Devleti idealinden vaz mı geçtik? İlahi yükümlülükler bizi mutsuz mu ediyor? İslama inananın en üstün olduğuna dair çekincelerimiz mi oluştu? Kafirler istemese de Allahın nurunu tamamlayacağından kuşkuya mı düştük?
Eğer cevabınız evetse sizinle işim yok, sözüm size değil. Sizinle aynı duyguları paylaşmıyorum, aynı inancı taşımıyorum, aynı istikamete yürümüyorum. Ben sizden uzağım, siz de benden uzak durun. Sizin dininiz size, benim dinim bana!
Yok, eğer cevabınız hayırsa, o zaman orada durun. Szinle konuşacağım bazı şeyler var. Bir süredir gündemde yer tutan bir muhabbete, şu İslamofobiye dair birkaç kelam etmemiz gerekiyor.
İslamofobi (İslam korkusu/fobisi) kelimesi, İslamdan ve müslümanlardan korkmak, çekinmek demek. Bu korku öne sürülerek müslümanlara karşı her türlü menfi ayrımcılık ve İslama karşı savaşmak meşru görülür.
İşte sizinle bunu konuşmak istiyorum. Zira görüyorum ki, İslamofobi olmasın diye çırpınıp duruyor, ezilip büzülüyorsunuz. Bunu çok anlamsız buluyorum. Zira bugünkü Batının yürüttüğü Yeni Haçlı Savaşının anahtar kavramı olan İslamofobi, İslamı ve İslamla ilişkili kavram ve kişileri ötekileştirerek, açıkça ya da imayla aşağılamayı, baskılamayı, dönüştürmeyi, tahakküm altında tutmayı esas alıyor. İslamın inanç, ibadet, ilke, istikamet, yaşam tarzı, hayat felsefesi, sosyal, siyasal, hukuki, iktisadi nizamı vb. hususları korkutucu ve sakınılması, kaçılması, ezilmesi gereken hususlar olarak sunuyor.
Bunun karşısında siz ne yapıyorsunuz? Eziklik psikolojisine kapılmışsınız. Güçleştirmeyip kolaylaştırmak, nefret ettirmeyip müjdelemek formülüne göre değil de, Hak inançı ve ona göre biçimlenmiş yaşantıyı beğendirme, hoşlandırma, sevimli gösterme gibi mülahazalarla, Batının İslamofobiye kapılmaması için dinimizi tasdik ettirmeye kalkışıyorsunuz. Dini başkalarının beğenisine uyarlamakla terk etmek arasında bir fark olmadığını da fark edemiyorsunuz.
İslami anlayışı terk edip Batının değer yargılarına, İslam dışı inanç ve ideolojilere göre biçimlenmiş modern yaşam tarzına evrimleşmek...
Şeri sistemden vazgeçip demokrasiyi özümsemek...
Ateisti bile hoşgörürken, İslam sevdalılarına tahammül edememek...
İslama ve müslümanlara yapılan saygısızlıkları hoş görmek, saldırılara karşı hakkını savunmaktan ve onurunu korumaktan geri durmak...
Hak ile batılı ayırmamak, karışmalarında bir beis görmemek...
İslamın, Şeriatın hükümlerini sorgulamak; tartışmaya, red veya kabule açmak; hatta bunu inanç esaslarını kapsayacak şekilde geniş bir daireye yaymak...
İslami hükümlere karşı eskidiği kanaatini uyandırmak; beşeri kanaatlerle biçimlenmiş yeni hükümler ihdasına kapı açmak...
İslamı, karşıtlarının hoşlanacağı hale dönüştürmek, evrimleştirmek, düşmana tasdik ettirmek, İslam anlayışını değiştirmek... İslama karşı söylem ve eylem de geliştirse, ün ve güç sahibi İslam dışı unsurlara hoş görünmeye, aferin almaya çalışmak... İslamı gayrimüslim güç odakları nezdinde akredite ettirmek...
Özgürlük diyerek, çağın gereği sayarak ahlaki zaafiyetleri meşrulaştırmak...
İslamı hümanistleştirmek ve dinin yaptırım kurallarını iptal etmeye kalkışmak...
İslamın cihad hükümlerini hasıraltı etmek; şehadet bilincini köreltmek...
Kuranı onaya sunmaya ya da müslüman olmayanlara İslamı tanımlatmaya yeltenmek...
Bunlar, İslamofobi olmasın diye girdiğin hallerden bazıları. Ama bilmeliydin ki, çünkü İslama uyan insanda bir yanlışlık ya da sakatlık yoktur; müslüman tedaviye de ihtiyaç duymaz, eğilip bükülmeye de, ezilip büzülmeye de.. Hastalıklı kafaya sahip olan müslümanlar değil, İslamı tanımadan bu korku ve nefreti taşıyan İslam dışı unsurlardır. Dolayısıyla, bunlara yaranmak için İslamı dönüştürmeye, onların gözüne hoş görünecek şekilde müslümanları şirinleştirmeye, hasta sayıp tedavi etmeye kalkışamazsınız.
Eğer birileri tedavi olacaksa, bu İslamofobi sahibi kişilerdir. Bunları tedavi etmenin yolu, İslamı onların hoşlanacağı hale dönüştürmek olamaz; o durumda ortada İslam kalmaz. Tedavi İslamı sevdirmekle olur. Ama bu sevdirme esnasında asla İslam anlayışını bozmamalı, hakkı batılla karıştırmamalı, İslamdan olan hiçbir şeyi saklamamalı ve iptal etmemeli, İslamdan olmayan hiçbir şeyi de onlar hoşlansınlar diye İslama yamamaya kalkışmamalısınız. Rahmet Peygamberi olan Muhammed (s)den söz ederken, savaş Peygamberi olan Muhammed (s)den de söz etmelisiniz.
İslamı olduğu gibi tebliğ etmek, fiili tebliğ olarak da gereğince yaşamak zorundayız. İslamofobi olmasın diye İslamı kendi ellerimizle dejenere edemeyiz. Kim hastalıklı kafaya sahipse, gitsin o tedavi olsun! Gayrimüslimi tedavi etmenin yolu İslamı ve müslümanı bozmak olamaz!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.