Asım Yenihaber

Asım Yenihaber

Büyükşehir dediğin bir tane olur!

Büyükşehir dediğin bir tane olur!

CHP “anakent” demek isterdi. Olmadı, kanun “büyükşehir” olarak çıktı. Şimdi büyükşehirlerde bir sürü “kent”li işler oluyor. Kent ormanı, kent müzesi, kentsel dönüşüm vs. vs.


Peşin söyleyelim: İktidarın kendine has bir dili yok!

Başbakan’ın dilinden “millet” kelimesi düşmüyor fakat, her ay televizyonlardan “ulus”a sesleniyor!

Daha fazlasını söylemek zorundayız: “Dil Devrimi” hiçbir zaman bu iktidar döneminde olduğu ölçüde hedefine ulaşamamıştı. Ecevit’in dahi başaramadığı bir “öztürkçe” sefaleti, elbette anglo-latinceyle beraber dolaşımda.

Mevzu dil değil, “büyükşehir”! Türkiye “büyükşehir” kavramı ile 1980’lerde merhum Turgut Özal zamanında tanıştı. “Metropol” değil de “megapol”ün tercümesi olarak “büyükşehir” denilmiş olmalı.

Bugünlerde Büyükşehir Belediyeleri Kanunu değiştiriliyor. Eski büyükşehirler genişletiliyor, vilayet sınırlarını kapsar hâle getiriliyor, yeni büyükşehirler de aynı şekilde kuruluyor.

Bu nereden çıktı?

Hükümetten. Elbette hükümet konuyla ilgili gerekli incelemeleri yapmış, enine boyuna düşünmüş, araştırmış taraştırmış ve böyle mühim bir karara varmıştır.

Burada biter mi?

Türkiye “ileri demokrasi” ya. Herkes fikrini söyleyecek elbette. “İcma-ı ümmet” böyle olur. Meclis’te ne kadar söylenebilir, söylenirse hükmü ne olur, bilmiyoruz. Biz aklımızın erdiklerini söyleyiverelim, bahsi açmışken.

Belediyeler, nüfus kesafeti yüksek yerlerde hizmet verir. Böyle düşünülmüştür. Nüfusu 2 binin altında olan yerlerde, ilçe merkezleri hariç, belediye kurulmaz.

Böyle olmaz ama, şimdi büyükşehirlerin sınırları genişletilerek, bütün köyler mahalle haline getiriliyor ve büyükşehirin hizmet alanına katılıyor. Türkiye’de arazi olarak bayağı büyük vilayetler var. Konya, Sivas, Ankara, Erzurum vs. vs.

Köylere elini uzatacak bir büyükşehir teşkilatı olamaz mı? Olabilir belki. Fakat, tüzel kişiliğini kaybetmiş köyler, muhtarını, ihtiyar heyetini yitirmiş küçük yerleşmeler bilmem ki böylece ihya edilir mi?

Boru değil, 16.000 köy mahalleye dönüştürülüyor. Anlayacağız kanunla köylülükten kurtuluyoruz!

Vilayetin köyleri, büyükşehirin mahallesi oluyor! Hay Allah!

Türkiye’de sadece İstanbul, Ankara gibi şehirler yok ki. Diyarbakır gibi bir büyükşehir var.

Başbakan Diyarbakır büyükşehir belediyesinin hizmet yapmak yerine ideolojik tavır takınmasından, PKK yandaşlığından, kaynakları teröre aktarmasından şikâyet etmiyor mu sürekli?

Şimdi kır kesimini de ele geçirebilecekleri bir seçim olursa ne olacak?

Hiçbir seçim garanti değildir. Tayyip Bey İstanbul Büyükşehir belediye başkanlığı seçimine girdiğinde, seçimi garanti görenler, kendisine asla şans vermeyenler vardı. Ne oldu?

Canım, “tasa etmeyin, dünyadaki örnekler bu işin iyi yürüyeceğini gösteriyordur” diyecek halimiz de yok, çünkü dünyada böyle bir uygulama yok! “Efendim biz örnek oluruz! Bizden sonra bütün Dünya başarılı örneğimizi görür ve bizim gibi yapar!”

Büyükşehir yapılan illerde merkezin nüfus yoğunluğu değil, vilayetin toplam nüfusu dikkate alınıyor. Bu “büyükşehir” anlayışına, hukukuna açıkça aykırı!

Mesela, Mardin büyükşehir oluyor, Sivas, Elazığ gibi Mardin merkezin üç beş katı merkez nüfusuna sahip şehirler olamıyor!

Kanuna “büyük vilayet kanunu” diyelim de, büyükşehir kavramına yazık etmeyelim hiç olmazsa!

Peki, kaç asırlık vilayet sistemi ne olacak? Valilik sadece protokol yeri mi olacak? İlk aklımıza gelen bunlar.

Neden bir ülkede “bir tek büyük şehir olmalı” diyoruz?

Tek devlet, tek büyükşehir!

Çünkü “polis” Yunanca “şehir” demek. Eski Yunan’da (tabii dünyanın birçok yerinde de) “şehir devletleri” vardı. Her şehir bir devletti.

Hani Atina diyoruz ya, o bir devletti. Roma da öyle. Atina nerelere hükmederse hükmetsin, Roma nerelere elini uzatırsa uzatsın veya bu şehirlere nereden, kim gelirse gelsin, şehrin asıl ahalisi, Atinalı, Romalı imtiyazlarına sahip olamazdı.

Neyse, o zamanlar nerede bu ulaştırma ve iletişim imkânları. Şimdi Japonlar hapşırsa, beş on saniye sonra “çok yaşa!” diyecek kadar dünya birbirinden haberdar olabiliyor.

E, öyleyse?

Öyleyse, neden kendimizi yoruyoruz. Eski büyükşehirleri genişletiyoruz, yenilerini ihdas ediyoruz?

Tek bir büyükşehir ilân edelim. Bütün köyleri mahalle yapalım, köylülükten külliyen kurtulalım. “Bir devlete bir büyükşehir.” Bir de yönetici reis seçelim olsun bitsin!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Asım Yenihaber Arşivi