Türkün petrolle imtihanı
Geçtiğimiz haftalarda benzinin litresi 5 TLyi yoklayıp biraz geri çekildi. Şimdilerde litresi 4,75 4,85 arasında değişiyor. Geçtiğimiz aylardaki önemli gelişmelerden biri de benzinde tek başına fiyat rekabeti yapan yegane istasyonlar zinciri Fullün el değiştirmesi oldu. Petrol Ofisini satarak akaryakıt sektöründen çekilen Aydın Doğan Fullün yüzde 60ını satın alarak sektöre geri döndü. Baronlarla masaya oturmayıp fiyat karteli oluşturmayan, akaryakıtçıların baş belası Full piyasadan silinmiş oldu böylece. Sahip olduğu sadece 50 küsür istasyonuyla fiyat rekabetine giren Full, akaryakıt kartelini oldukça rahatsız etmişti, nihayet bileği büküldü, meydan artık Petrol Ofisi, Opet, Shell, BP ve Totale kaldı
Dünyanın en pahalı benzinini tüketiyoruz. Bizde 4,80 TL olan benzinin litresi İngilterede 4 TL, Almanyada 3.98, Fransada 3.88, Japonyada 3.34, Amerika Birleşik Devletlerinde ise 1,82 TL (mytravelcost.com)
Gelirleri bizden kat be kat fazla olan ülkelerdeki halklardan dahi benzini daha pahalı satın alıyoruz. Bunun böyle oluşunun en büyük nedeni tabi ki vergiler. Rafineriden Ağustos ayında 1,5 TLye çıkan benzinin satış fiyatı istasyonlarda 4,60ı aştı bu ayda... Muazzam bir vergi geliri var akaryakıtta. 2011 yılında 46 milyar TL sadece dolaylı vergi geliri elde edildi akaryakıttan. (Petrol Sanayi Derneği Petder- 2011 Sektör Raporu)
Bundan bana ne, arabam yok, arabası olanlar düşünsün bunu denemeyecek kadar ciddi bir durumdur bu. Petrol en çok ve en yaygın kullanılan enerji kaynaklarından biridir. Petrol fiyatlarındaki artış tüm dünyada malların ve hizmetlerin fiyatlarını da arttırır. Petrol fiyatları arttıkça, petrolle çalışan ekipmanlarca çıkarılan altının fiyatı da artar, mazotla çalışan pompalarla sulanan tarlalarda bahçelerde yetişen ürünlerin fiyatları da zamlanır, üretilen diğer ürünlerin ülke içinde yahut ülke dışındaki pazarlara nakliye masrafları da artar ve o ürünlerin fiyatları zamlanır. Kısaca, petrol fiyatlarındaki artış herkesi çok yakından ilgilendiren önemli sonuçlar doğurur.
Benzin fiyatları arttıkça araç sahipleri benzinli araçlardan dizel ve LPGli araçlara kaçmaya başladı. Bu gidişle LPG fiyatlarının zamlardan daha fazla nasiplenmesi kaçınılmaz görünüyor. Son üç yılda benzinli araçların toplam araç payı içerisindeki payı yüzde 42den yüzde 36ya geriledi. LPGli araçların payı ise aynı dönemde yüzde 18den yüzde 21e çıktı. Benzin satışı 2009da 2,9 milyar litre iken 2011de 2,6 milyar litrede kaldı. Aynı dönemde LPG satışları ise ikiye katlanarak 4,7 milyar litre oldu. 2009da benzinli araç başına yıllık benzin tüketimi 500 litre iken 2011de benzinli araçların yıllık benzin tüketimi araç başına 450 litreye düştü. (Petder, TÜİK)
Ülkemizde akaryakıtta otomatik fiyatlamaya geçildikten sonra herkes benzin fiyatlarının dolar yükselirse ve ham petrolün varil fiyatı artarsa artacağını, bunlar düşerse de bizdeki benzin fiyatlarının da düşeceğini zannetti ama gerçekleşen durum hiç de öyle olmadı.
Bunun böyle olmadığını göstermek için yazıyı basit bir soruyla bitirelim: Temmuz 2008de varili 180 TL olan ham petrol bugün 200 TL. Ham petrol fiyatları bu dönemde %20 artarken, 2008de litresi 3,45 TL olan benzin bizde neden %40 arttı, fiyat 4,80 TLye çıktı?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.