Keçi eylem planı
Bunu Ergenekon Harekâtı gibi bir şey sanmayın. Star haber böyle bir başlık atmıştı, ben de ordan kopya çekiyorum.
Keçiler bir bölgede çoğalmış, çam ormanını kurutma tehlikesi oluşturmuş. Askeriye bir eylem planı yapmış.
Askeriyenin planı şuymuş: Askere bol bol keçi eti yedireceklermiş ve böylece keçilerin bol üremesinden kaynaklanan keçi artışı önlenecekmiş.
***
Şimdi Ergenekon’un en hararetli ve hareketli döneminde keçi eylem planından bahsetmek ne derece doğru olur bilmiyorum ama neden bahsetmiyeyim, o da benim memleketimin bir sorunu!
Bizim buralarda keçi boldur. Orman da boldur. Keçiler zeytin ağaçlarına zarar veriyorlar diye buralarda da keçiler yasaklandı.
Eskiden ne güzel, keçi peyniri yerdik, keçi sütü içerdik, hatta keçi yoğurdu bile yapardık. Yirmi beş sene önceydi. Hayat daha ilkel ve daha güzeldi. Tulumbadan çektiğimiz kireçli suyu içer elektrik olmadığı için gaz lambası yakar, telefon için on km. mesafedeki Küçükkuyu’ya giderdik.
***
Pazarlara gider, bir haftalık yiyeceğimizi alır, buzdolabı olmadığı için onları nasıl taze tutacağımızı bilemezdik. Gazlı dolap alanlar bile olurdu. Biz de en doğrusunu yapar, günlük ve az çeşitli beslenirdik.
Atların boynuna çan asılır, ayaklarının üçü bağlanır, böylece onların uzaklaşmamaları sağlanırdı. Pek de uzağa gidemezlerdi ama yollarda seke seke giden, çan sesiyle sahibine yerlerini belli eden atlara rastlardık. Koyundan ziyade keçi olduğu için, onları hatırlıyorum. Keçilerin boynuna da çan asılırdı. Yattığınız odanın penceresinin dibinden çan sesleri içinde gecelediğimiz de olurdu.
Yaman hayvanlardır keçiler gerçekten. Bizim bahçenin kenarındaki yeni dikilmiş kavakların filizlerini yiyip ağaçları cascavlak bıraktıklarını da hatırlıyorum. Bir keresinde de kapıyı açık bulan keçini biri üçüncü kat merdivenine tırmanmıştı.
***
Şimdi, eskiden birkaç kere yazmıştım ama yine yazayım. Bu keçiler hakkında anlatacağım bazı şeyler var. Ayrıca şunu da söyliyeyim ki buralarda ilkbaharda çok oğlak eti yenilir.
Bir doktor arkadaşım var, kendisinden eski yazılarımda çok bahsetmiştim. Onun anlattıklarından çok hikmetli dersler, bilgiler edinmişimdir. Mesela o, keçilerin bodur ağaçlı topraklarda ormanın tabii budayıcısı olduğunu söyler. Ekvator ormanlarında bu işi zürafalar yapar,” der. Ayrıca buna dair de nefis bir hikaye anlatır. Din büyüklerinden biri, Manisa’yı bir ziyaretinde, kalacağı eve götürülürken, arabada, orman ve keçilerden bahsedilir. O din büyüğü, şu hikmetli sözle, keçilerden şikâyet edenleri susturur:
“Bu orman, keçiler yasaklandıktan sonra mı olmuş?”
Bu konuya, hikmetli tabiat ve fıtrat gerçekleriyle yarın devam edeceğim inşaallah.