Bize de bir Buffett lâzım
Bilenler vardır, bilmeyen ve duymayanlar için hepimize örnek olması gereken bir çalışmayı hatırlatalım: Meşhur zenginlerden Warren Buffett ve Bill Gates, bir gece ansızın (5 Mayıs 2010) Amerikalı 40 milyarderi bir toplantıya çağırıyor.
Yenilmiş, içilmiş... Yemek sonunda 47 milyar dolarlık kişisel servetiyle dünyanın en zengin iş adamlarından biri olan Warren Buffett söz alıp toplantıya katılan 40 milyarderi şok eden bir teklifte bulunmuş: Sizlerden kişisel servetlerinizin en az yüzde 50sini bağışlamanızı istiyorum.
Zengin iş adamlarının şaşkınlığını tahmin edebilirsiniz. Ama Buffett, ele talkın verirken kendisi salkım yutmuyor. Diyor ki, İlk adımı ben atıyorum. Ve Buffett servetinin yüzde 99unu Bill/Melinda Gates Vakfına bağışlayacağını ilân ediyor. Meğer Buffett, Büyük Bağışçılar ismini verdiği bir projeyi hayata geçirmek için yola çıkmış. Teklifi yan gözle izleyenler de olmuş, destek verenler de. Netice 3 ay sonra aynı isimleri bir defa daha toplamış Warren Buffett. Geçen günlerde, toplanan servetleri 230 milyar doları bulan bu 40 milyarder, servetlerinin en az yarısını bağışlamayı kabul ettiği açıklanmış. (Bilgiler Eyüp Canın yazısından özetlendi. Radikal, 26 Eylül 2012)
Buffettin yeni hedefi, en zengin 400 Amerikalıya ulaşmak imiş. Eğer onlar da ikna edilebilirse ortaya 600 milyar dolarlık bir bağış çıkma ihtimali var. Peki, Buffett bu zenginleri nasıl ikna edebildi? Kendisi sade bir hayat yaşayarak, yani örnek olarak. Hakkında yazılan bilgilere göre Buffett hâlâ 1960lı yıllardan kalma mütevazı evinde, çeyrek asırlık arabasıyla yaşamaya devam ediyor. Warren Buffett, 3 çocuğu olmasına rağmen onlara miras bırakmayı da reddediyor, Bana babamdan miras kalmadı, onlar da çalışsın kazansın diyormuş.
Konuyu gündeme taşıyan Eyüp Can, Servetinin yarısını bağışlayacak kaç Türk var? diye sormuş. (Radikal, 26 Eylül 2012) Belki bu soruyu biraz değiştirip şu şekilde sormak da mümkün: Zekâtını tam olarak verebilecek kaç Müslüman var?
Çünkü İslâm dünyasındaki Müslüman zenginler eğer zekâtlarını hakkıyla vermiş olsa muhtemelen bu ülkelerdeki açlık ve sefaletten iz kalmaz. Hatta, Üstad Bediüzzamanın ifadesiyle, Eğer, ezkiya [zekiler] zekâvetlerinin zekâtını ve ağniya [zenginler], velev zekâtın zekâtını milletin menfaatine sarf etseler, milletimiz de başka milletlere yolda karışabilir. / Zekiler akıllarının zekâtını (yani 40da 1ini) ve zenginler velev ki zekâtlarının zekâtını (yani, 40da 1in 40da 1ini, yani binde 0,625ini, yani binde biri bile değil!) millet menfaatine harcasa... (Münâzarât, s. 103)
Bu mesele çok önemlidir, ama bir o kadar da ihmal edilen meseledir. Fakirin hakkı olan zekâtları vermeyen zenginlerin zenginliklerinden hayır gelir mi? Gelse, İslâm dünyası bugünkü hâl ve gidiş içinde mi olurdu? Hatırlamak lâzım ki, inancımıza göre zekât fakirlerin hakkıdır. Yani, fakirlere, muhtaçlara malımızın 40da 1ini vermekle onlara iyilik etmiş ve lütufta bulunmuş olmuyoruz. Aksine, onlara olan borcumuzu, onların hakkını iade etmiş oluyoruz.
Amerikalı iş adamı Warren Buffett ve Bill Gatesin öncülük ettiği bu çalışma İslâm dünyasındaki zenginlere de örnek olmalı. Oradaki 40 zengin servetlerinin yarısını ortaya koyup açlığı ve sefaleti önlemeye çalışırken, multi milyarder Müslüman iş adamlarının her şey yolunda tavrı sergilemeleri hayra alâmet değil. Bu noktada hepimize vazife düşüyor. Yardımları sadece zenginlerden beklemek de doğru değil. Hepimiz, kendi imkânlarımız nisbetinde hayır ve hasenat yapmalıyız. Hepimiz, sahip olduğumuz imkânların zenginiyiz ve o nisbette de imtihanla karşı karşıyayız. Zenginler versin, benimki ancak bana yetiyor demek hatadır.
Nefes aldığımız her gün, zekât vermek ve hayır hasenat için iyi bir fırsattır. Temennimiz, İslâm dünyasından da Warren Buffett gibi öncülerin çıkması ve servetlerinin yarısını değilse bile zekâtlarının yarısını, fakirliği ve cahilliği İslâm dünyasından ve dünyadan kovmak için vakfetmeleridir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.