Muhalefet çevreleri, yani Kemalist ekalliyet gazı öyle basıyor.

Başkanlık sistemi, Erdoğan’ı tek adam haline getirecek kanunmuş.

Bu kesim, herhalde Mustafa Kemal adına çıkarılan Koruma ve Kollama Kanunu ile Erdoğan’ı karıştırıyor. Veya yıllarca bu ülke insanına buz kestiren Milli Şef anlayışını.

Erdoğan’ı halk seçti.

Bildiğimiz halk... Gençlisi, yaşlısı, Kürdü, Türkü...

Kollama ve Kayırma kanunu ise bizzat Mustafa Kemal’in adınadır.

Ve bu halka dönük Kemalistlerin eseridir.

Milli ve Manevi Şef’i kim seçti?!.

Farklı şeyler...

Hem başkanlık deyince, bu kesim neden hop oturup hop kalkıyor?

Hırçınlık yerine gelin oturup tartışalım.

Tartışmada bir yanlışlık yok, tartışma güzel, atışma yakışıklı değil.

Erdoğan’ı tek adam yapacaklar suçlamasının bu işle uzaktan yakından ne alakası var?

Bu ülkede iktidarlar seçimle belirlenmiyor mu?

O zaman bugün Erdoğan başkan oluyorsa yarın da yerse sen olursun.

Yoksa bu kesim halkımıza güvenmiyor mu?

Hepten umudu kesti mi?

Öyle anlaşılıyor.

CHP ile yandaşları seçimle işbaşına gelemeyecekler.

Görülen odur ki, Kemalist takkiyye yapan Kılıçdaroğlu hacca da gitse, imam da olsa halk kanmayacak, yutmayacak. Çünkü birinci meclisle ikinci meclis olayını bu halk unutmadı.

Hatta Sivas Kongresi’ndeki yeminlerin dumanları hala tütüyor.

Allah (cc) uzun ömürler versin, bu parti ülkenin en yaşlı siyasi kuruluşu olmasına rağmen, bir seferlik Karaoğlan Ecevit efsanesi hariç diğer tüm seçimlerde hep karavana attı.

Halktan yüz bulamadı.

CHP halk açısından yüzü olmayan siyasi bir hareket halinde yaşamını; belki de Mustafa Kemal’in geride bıraktığı miras sandığından, biraz da hazineden karşılayarak geçinip gidiyor. Bakarsınız, bu parti bazen PKK’lıların yanında, bazen BDP ile yandaş, bazen Ergenekonculara avukat, bazen de umutsuzluk gereği darbecilere destekçi.

Bir türlü halkın yanında olamadı.

Halka yarayan tek bir dikili ağacı yok.

İçi kof bir dizi slogan... Dök dök ye!..

Başkanlık sistemine kafayı takmak kolay iş, halbuki muhalefetin işi o olmamalı, bildiği daha kıyak bir çıkış yolu varsa onu gündeme getirerek puan toplamalı.

Yanı bağcıyı dövme yerine üzüm yemeli.

İdari sistemimiz Lozan sonrasında Fransız menşeli.

Cumhuriyetçiliği de oradan aldık.

Sürekli vurgularım, bizim tarihi bataklığımız Fransa’dır. Paris’te türeyen sivrisinekler ülkemizde her devir sıtma hastalığına neden olurlar.

89 yıldır çift başlılığı denedik, gördük ki bir köyde iki muhtar karışıklığa sebebiyet vererek devlet erkini zaafa uğratıyor. Kur’an-ı Kerim, “Allah’tan başka ilâhlar olsaydı muhakkak ikisi de fesada uğrar yok olurdu” buyuruyor.

O yüzden muhtarı bire indirmek lazım, ama nasıl?

İşte gelin burasını konuşalım, tartışalım... İlle de ABD gibi olmak zorunda değiliz.

Bizim tarihi kültürümüzde tek başlılık vardır. Üç kişi yola koyulunca birisi liderdir. Üç kişiye iki lider olmuyor işte. Gelin inceleyelim, araştıralım ülke yararına en uygunu hangisi ise o olsun... Yok efendim, biz araştırmayız, bizim görevimiz karıştırmaktır, çıkar taksimde yürüyüş yaparız, camları çerçeveleri indiririz, yolları harabe haline getiririz...

Polis de üzerimize biber gazı sıkınca basarız yaygarayı.

“Erdoğan’ı tek adam yapacaklar...!”

Yetiyorsa, sen ol tek adam, biber gazını da biz yiyelim.