Ergenekon’u kurtarmak için AKP’yi kapatmak
Birkaç gün önce habervaktim’de bir mülakatı yayınlanan Dr.Selçuk özdağ özet olarak, ‘Ergenekon’u kurtarmak için AKP’yi kapatacaklar’ diyordu. özdağ’a göre Ergenekon operasyonu ile kapatma ihtimali azalmamış, artmıştı.
Bazı konularda farklı düşünsek de özdağ’ın kapatma ile ilgili analizine katılıyorum.
Türkiye, tarihinin en kapsamlı operasyonlarından birini yapıyor. Şimdiye kadar ortaya çıkan belgeler, devletin derinliklerinde kök salmış, hemen her kuruma sızmış komplike bir örgütle karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor. Operasyonun sonuna kadar götürülmesi demek bazı kurumların, hatta Tuncay Güney’in ifadesiyle devletin temelinden sarsılması demek. Yani öyle bir örgütle mücadele ediyoruz ki, işini bitirmek için devletin sarsılmasını göze almak gerekiyor.
Operasyonu yürütenler aysberg’in suyun altında kalan kısmını gördükleri için son derece dikkatli davranıyorlar. Sürecin devleti hırpalamaması için, tedrici bir soruşturma biçimini tercih ediyorlar. Hala görevde olan, şu veya bu kurumda önemli mevkilerde bulunan örgüt elemanlarını, kendi kurumlarının arınma mekanizmalarına bırakıyorlar.
Şimdiye kadar yakalanan ve haklarında iddianame tanzim edilen kişiler,sivillerden oluşuyor.Halbuki, darbe hedefiyle yola çıkan bir hareketin darbeyi gerçekleştirecek resmi ayaklarının da olması gerekiyor. Sivil ayak, darbenin zeminini, resmi ayak darbenin kendisini yapmakla mükelleftir. Yakalananlarla darbenin yolunu döşeyen, ortamını hazırlayan ayak çökertilmiştir. Ancak, yarına güvenle bakabilmek için diğer ayağın da çökertilmesi şarttır.
Bütün bunlardan sonra, AKP kapatılır mı?
Eğer bu ülkede hukukun H’si varsa kapatılmaması gerekir.
AKP’yi yargılayanlar bu ülkeyi zerre kadar düşünüyorlarsa yine kapatılmaması gerekir. çünkü, yüzde 47 oy almış bir partiyi kapatmak sadece bir partiyi kapatmak değildir. Bundan daha çok, daha geniş yankıları olacaktır dünyada. Ancak, AYM’nin 367 kararı ile türban kararına bakılınca, yargılamada hukukun değil, ideolojik saplantıların baskın olacağı anlaşılıyor. Bu iki kararla yazılı metinler çöp tenekesine atılarak, yerine kimsenin mahiyetini bilmediği yazılı olmayan bir Anayasa devreye sokulmuştur. Onun için Anayasa’ya bakarak tahmin yürütmek, tahlillerde bulunmak bile imkansız hale gelmiştir.
Dün yazmıştım, bugün tekrar ediyorum, Türkiye’de tek bir darbe odağı yok, birkaç darbe odağı var. Arkalarında ki güç farklı olmasına rağmen, hedef aynı, AKP iktidarını devirerek, halkın siyasetteki rolünü sıfırlamak. Yani demokrasiyi çelmelemek. Darbenin sokaktaki unsurları kısmen temizlendi ama bu yeterli değil. çünkü, darbe sadece sokakta yapılmaz, sokaktan beslenir. Sokağın kendilerine yol açmasını bekleyenlerin de temizlenmesi gerekir. Esas odak yerinde durdukça, kimse Ergenekon operasyonlarının hedefine ulaştığını söylemesin. AKP davası çöp tenekesine atıldığında, Ergenekon’un da bittiğini anlayacağız. Aksi takdirde, Toplum, Ergenekon’u kurtarmak için AKP’nin kapatıldığını düşünecek, bu da Yargı’ya olan güveni derinden sarsacaktır.