“Otomatik” orijinalinde nasıl yazılır? “Automatic”!

Yoksa bu “automatic”in “ata” ile, yani “Atatürk”le bir ilgisi mi var?

İsterseniz bir ilgi kurabilirsiniz. Bu “automatik” ATM olarak kısaltılıyor. Devletimizin bazı memurları var ki, bunlar işe güce gitmiyorlar, gitseler de yapacak bir işleri olmadığı için dairelerinde pinekliyorlar, maaşlarını da işte bu ATM’lerden çekiyorlar…

Yani gidiyorsunuz, şifrenizi yazıyorsunuz, paranızı alıyorsunuz! Sizin kartınızı taşıyan ve şifrenizi bilen biri de bu parayı çekebiliyor!

Neyse, kısa bir yazıda bu kadar malûmat yeter!

Efendim, 10 Kasım’da, epeydir çalıştırılmayan veya çalıştırıldığı halde işler kesat olduğu için halka ilân edilmeyen Anıtkabir sayaçları çalıştırılmış. Ve ne görülmüş biliyor musunuz?

Tamı tamına 413 bin 568 rakamına ulaşılmış!

Bu şöyle tefsir ediliyor: “Atatürk’ün 413.568 ziyaretçisi var! Atatürk en büyük!”

Atatürk sağ olsa idi, kaç ziyaretçi kabul edebilirdi?

Eder idi ise, bunun binde birini bile zor kabul ederdi!

Sağlığında, ölülerden medet umulmasını kınayan, türbeleri kapatan Atatürk’ün kabri ziyaretçi akınına uğramış!

Peki bunu nasıl yorumlamalı? Bunu en atatürkçü gazetemiz Sözcü’nün yeni astrologu Rezzan Kiraz hanıma yorduralım, en iyisi.

Atatürkçü gazetede Türkiye’nin (ve belki de Balkanların ve Ortadoğunun) en ünlü astrologu göreve başlamış! Müjdeler olsun!

Yahu Atatürk “devrim kanunları” ile, falı, büyüyü, üfürüğü vs. yasaklamamış mıydı?

“Astroloji” düpedüz “yıldız falı”!

“Devrim kanunları” gerçekten uygulansa, bu kadıncağızın gideceği yer Sözcü gazetesi değil, kodes olurdu!

Biz demiyoruz ki, bu çağı geçmiş kanunlar, motamot uygulansın.

Biz demiyoruz, oma onlar diyorlar! Hem diyorlar, hem de her türlü naneyi yiyorlar!

Rezzan hanıma söyleyeceğimiz şu: “Atatürk devrinde yaşamadığınıza şükredin! Yoksa ensenizden tutulup ya akıl hastahanesine, ya da mahpushaneye gönderilirdiniz!”

Gelelim “atamatik”e!

Bu matik, Atatürk’ün ziyaretçilerini sayıyor. Kutsal bir cihaz anlayacağınız… Her vatandaş bir “tık”! Sonunda dört yüz küsur bin kişi bir günde Anıtkabir’e giriş yapmış oluyor.

Bu da atatürkçülerin övünç vesilesi.

Atatürkçüler, Atatürk ziyareti ile övüneceklerine, 10 Kasım günü, Atatürkçülük üzerinde düşünseler ve “acaba, atatürkçülük bugün de yürürlükte olsa idi, halimiz nice olurdu?” sorusunu cevaplasalardı daha faydalı bir iş yapmış olurlardı.

Mustafa Kemal tarihi bir şahsiyet. Onun tarihte bir yeri var. Fakat atatürkçülük, imalatında Atatürk'ün de fazla dahli olmayan bir ideoloji. Onun da tarihte bir yeri var elbettte. Ya bugün ne işe yarar?

Atatürkçülük ideolojisinin, kemalizmin bugünün dünyasında bir karşılığı yok. İnkılapçılık, devletçilik, halkçılık…Bunlar iflas etti. Cumhuriyetçilik, yeni bir mahiyet kazandı. Cumhuriyet demokratik değilse, saltanattan farkı ne? Devlet reisliğinin babadan oğula geçmemesi dışında! (Geçen cumhuriyetler de var, Suriye gibi)


Ya milliyetçilik? Tek parti devrinin milliyetçiliğini bugün dayatabilir misiniz? Gelelim “laiklik”e!

28 Şubat’ta laiklik baş aktördü! O’nun adına asılıp kesiliyor, parti kapatılıyor, insanlar takibata uğruyordu.

Halk laikliğin defterini 2007 seçimlerinde dürdü!

Şimdi de Şam’ın zalim diktatörü Beşşar “laiklik” üzerinden kendini meşrulaştırmaya çalışıyor.

Velhasıl, atamatik’e onu da bir tık olarak eklerseniz, birisi uzaktan olmak üzere, Anıtkabir'in ziyaretçi sayısı 413.569’a varır!