Serdar Arseven

Serdar Arseven

CHP’den Yaşar Büyükanıt’a…

CHP’den Yaşar Büyükanıt’a…

Bir grup CHP’li arkadaşla oturduk, “AKP medyaya baskı yapıyor mu, yapmıyor mu?” muhabbetine girdik.
Onlar öyle diyor;
“Bu dönemde medya büyük baskı altında!” filan.
Geçiniz!..
Rahmetli Menderes’in “örtülü ödenek” tasarruflarına dair bir dolu laf edilmişti.
Uğur Mumcu da bu konuyu bolca kullananlar arasındaydı. Hatta bir kitaba yazdığı “önsöz”de, “Mesleğini satan adamlar!” filan demişti, örtülü ödenekten para alanlar için…
Ne yazık ki…
Uğur Mumcu önsözünü yazdığı kitabı incelememişti.
İnceleseydi, örtülü ödenekten en fazla Cumhuriyet gazetesi sahibinin faydalandığını görecek ve belki de böyle bir önsöz yazmayacaktı!..
CHP’li arkadaşlara dedim ki;
“Geçin bu işleri… Bugün örtülü ödenekten para alma işleri yok… Ama yine sizinkiler yaşıyor… Bugün, AK Parti yandaşı dediğiniz medya organlarında ve ‘Kurum’larında dünyanın CHP’lisi görev yapıyor. Hem de CHP iktidarında bile bulamayacakları imkanlarla!..”
¥
Efendim, baskı var.
Yok, baskı filan yok.
Sayın Erdoğan hakkında öyle şeyler yazılıyor ki Kemal Kılıçdaroğlu’nun kahir ekseriyetle iktidarda olduğu dönemde –hani olur ya!!!!- binde birini yazacak olsanız, kendinizi hapiste bulursunuz…
Kapınıza da icracılar dayanır!..
Türkiye’de sol ya da “solumsu” hareketler hem döverler, hem de ağlarlar.
Mesela…
Hükümete en fazla saldıran “Tuncelili” meşhur vekil, Devlet Personel’e hangi konuyu götürse sonuç alır!..
Yani… Bürokratlar nezdinde bir CHP vekili, bir AK Parti vekilinden bin kat kıymetlidir!..
AK Partili vekil aradım mı telefona çıkmazlar, CHP’lileri kapıda karşılarlar.
Kırk takla, yetmiş parende!..
¥
CHP’nin “baskı var” yaygarasını, “basın emekçisini” düşündüğünden ya da demokrat filan olduğundan koparttığına kim inanır…
Bu kardeşiniz; CHP ile inorganik bağlantı içindeki “Halk TV”den maaşlarını alamayan meslektaşlarının haklarını savunmuştur…
Ve bin türlü girişim sonucunda “Halk TV çalışanlarının” özlük haklarının bir bölümüne kavuşmalarına yardımcı olmuştur.
Muhalefetteyken meslektaşlarımızı böylesine mağdur eden CHP, iktidara gelse ne yapmaz?..
¥
Medyada baskı maskı yok; mesele omurga meselesi…
Omurgalı gazeteci her durumda doğruyu yazar.
Adamın omurgası yoksa; “Niye yazmıyorsun, niye etmiyorsun?” yollu sorular karşısında “Efendim baskı var!” savunmasına girişir.
¥
Herkes işine baksın; CHP’nin başarısız olmasının medya ile alâkası yok.
Ne yani, Sayın Erdoğan medya desteği ile mi yükseldi? Bütün güçlü medya organlarının hücum ettiği dönemlerde, eze eze almadı mı seçimleri?!..
CHP de vatandaştan iyi oy almak istiyorsa kendisini beğendirsin.
Mazeret başarının yerini tutmaz.
Mazeret bulma CHP; çalış, üret!..
Yüksel CHP, senin için yükselmenin hududu yoktur!
Her CHP’li dünyaya bedeldir! Öğün, ÇALIŞ güven!
Meydanları “laiklik maiklik” gibi konular için değil de, “Vatandaşın günlük hayatına temas eden” meseleler için doldurmaya çalış.
Ergenekonculuk, Balyozculuk yapma.
Millete yan bakma. Varsa hakkın alırsın; ağlama!.
YAŞAR BÜYÜKANIT’IN HÂLİNE BAK!..
“Ağlama” deyince aklıma İlker Başbuğ geldi; “ağlama duvarı”ndaki o meşhur fotoğrafları hatırladım.
Aklım, o takıma kaymışken Pek Muhterem Yaşar Büyükanıt’la ilgili haberlere takıldı gözdüm.
Darbe Komisyonu’na ifade verirken gayet “hürmetkâr” bir hali vardı.
“27 Nisan Muhtıra değil.”
“Sayın Başbakan çağırdı, yapmam gereken gitmekti.”
“Biz hep sivil iktidarlara saygılı olmuşuzdur.”
“Biz sivil iradeye sözde değil özde bağlıyız!”
“Cumhurbaşkanı seçimleri ile bizim ne işimiz olabilir ki?”
“Hiç!..”
Söylediklerinin özeti bunlar.
O sözler…Ve o “sâkin” duruş.
Üniforması ile basın toplantısı düzenleyen Yaşar Büyükanıt ve Darbe Komisyonu’na ifade veren Yaşar Büyükanıt…
İki farklı fotoğraf… Birinde ne denli “buyurgan” ise öbüründe o denli “hürmetkâr.”
Beğendim. Takdir ettim. Aferin.
BİLİYOR-MU-SUNUZ?..
Aka Gündüz adlı “yazar”ın, babasını sürgünden kurtaran ve kendisini de bütün masraflarını şahsi gelirinden karşılayarak en güzel okullarda okutan Abdülhamit Han Hazretlerine olan borcunu “ihanet”le ödediğini…
Aka Gündüz’ün, tüfeğini kendisini himaye eden Abdülhamit Han’a yönelttiğini…
Onu tahttan indiren ekip içinde yer aldığını???

Önceki ve Sonraki Yazılar
Serdar Arseven Arşivi