Kentsel dönüşüm camileri neye dönüştürecek?
Bugünlerde esas mevzulardan biri cami. Taksim Camii, Göztepe Camii ve elbette Çamlıca Camii...
Şimdilik Çamlıca Camii ile ilgili hayli güçlü bir adım atılmış görünüyor. Mimarî proje yarışması sonuçlanmış, birinci yok ama, ikincinin uygulanmasına karar verilmiş.
Eh ikinci de hayli tanıdık bir resim veriyor. Dolmabahçeden İstanbulu süzen bir göz, Sultanahmet Camiinden Üsküdara doğru kaydırma yaparsa, bir müddet sonra ikinci bir Sultanahmetle karşılaşacak...
İşte o anda gözlerini ovuşturmasına gerek yok, Aman Allahım, yoksa hayal mi görüyorum? diye. O yeni Çamlıca Camiimiz
Ayrıca kubbesi Sultanahmetten büyük ve yüksek. Minareleri de daha yüksek elbette. Uzaktan fark edilmese de!
Tamam yapılacak cami ile ilgili bir hayli kamuoyu oluştu. Leyhte, aleyhte yazılıp çiziliyor. Fakat beni asıl rahatsız eden, yapılacak değil, yıkılacak camiler mevzuu.
Bu da nereden çıktı, CHP devrinde mi yaşıyoruz Allasen diyebilirsiniz. Haklısınız, bu iş CHPye yakışan bir iştir. Fakat emin olun bugünkü CHP bile bunu yapmaz, yapamaz!
Eski İstanbulu sınırları içinde bulunduran Fatih Belediyesi ise, böyle bir işi şehir planına almış bile. Geçenlerde yazdık, gazetemize bir açıklama ulaşmadı. Hayır yok böyle bir şey! Bizi başka belediyelerle karıştırdınız, ayıptır! filan kabilinden bir söz duymadık. O zaman ihtimal güçleniyor.
Tayyip Erdoğanın başbakanlığı döneminde, onun partisinden seçilmiş bir belediye başkanı, hem de İstanbulda, küçük tarihî camilerin yerlerini ticarî alan hâline dönüştürecek.
İstanbulda Fatih Belediyesi hazırladığı yeni şehir planında Sultanahmetteki tarihî Üçler Mescidinin yerine otel yapılmasına cevaz vermiş. Ayrıca 99 cami, 57 tekke ve medrese, 55 çeşme ve hamamın bulunduğu tarihî alanlar imara açılıp yerlerine binalar inşa edilecekmiş...
Bir türlü ne olduğunu anlayamadığımız kentsel dönüşüm bu olmasın?
İstanbul şehrinde bir belediyemiz kentsel dönüşüyor ve cami yerlerine ticari yapılar yapılmasına izin veriyor!
Ben hâlâ doğru olmamasını temenni ediyorum. Çünkü tarihe en fazla saygı gösteren hükümet bu hükümet. (Artık bu hükmü olmalı ifadesiyle kullanabiliriz.)
Tarihe en fazla değer veren, camilerin ve diğer hayır eserlerinin yerlerini koruma konusunda gerçekten hassasiyet gösteren bu iktidar olmalı. Çünkü onlar hayır maksadıyla ebediyete kadar vakfedilmişlerdir. Onların yerine yapılacak binalar, vakıf hukukuna tecavüzdür. Üstüne üstlük, bir cami yeri kıyamete kadar, ibadete tahsis edilmiş bir alandır.
İçimden biri ses burada durmuyor. İstanbulun siluetine Zeytinburnundan müdahale eden gökdelenler hatırıma geliyor. Süleymaniyeye bakarken, Haliçin içinden yükselen ve her gün biraz daha fazla gözüme batan metro köprüsü ayakları geliyor...
Yoksa diyorum, bildiklerimiz, inandıklarımız yanlış mı?
Haliç metro köprüsü dünya şaheseri Süleymaniye Camiinin görüntüsünü ciddi şekilde kirletmiyor mu? Gözlerimiz beynimizi yanıltıyor mu?
Hayır demek için bin türlü mazeret arıyorum.
(Bulanlardan rica ediyorum, bana bildirsinler, yüreğimi soğutayım!)
Birileri bana söylesin: Camiler ve hayır eserlerinin yerine hiçbir ticarî yapı kondurulamaz desin! (Bunu HAS Parti söyleyebilirdi belki, sizlere ömür!)
Süleymaniye, esasen İstanbul, atalarımızın bize en büyük mirasıdır, onun görüntüsüne asla halel getirmeyiz desin!
Desin oğlu desin!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.