Kurân kurslarına da neşter gerek
Uzun yıllar Kurân öğreticiliği yapan Mukaddes Çıtlak (hocahanım), çoğu kişinin aklından geçen ama yeterince gündeme gelmeyen bir derde işaret edip parmak basmış. Askerî darbelerden en çok etkilenenler arasında din eğitiminin geldiğini hatırlatan Çıtlak, Kurân kurslarının ciddî bir revizyondan geçmesi gerektiğini de ifade etmiş.
Avrupanın (tahrif edilmiş) din yüzünden geri kaldığını, Türkiyenin de buna bakarak İslâmı dışladığını ifade eden Kurân öğreticisi Mukaddes hocahanım, Halbuki İslâmın esas (hak) din olduğunu Jön Türklere anlatamadık. (İslâm) Geri bırakmaz, bizi ileri götürürdü demiş. (Konuşan: Seda Çakmak, Star g., 8 Aralık 2012)
Mukaddes Çıtlak Hocahanım 30 yıl boyunca İstanbulun önemli Kurân kurslarından Tuba Kız Kurân Kursu ve Çırçır Kız Kurân Kursunda vazife yapmış. Bunca yılın tecrübesiyle tesbitlerde bulunan Mukaddes Çıtlakın teşhislerine Türkiyeyi idare edenlerin kulak vermesi icap eder. Mukaddes Hocahanımın bazı tesbitleri şöyle:
*Toplumun refahı konusunda Kurân kurslarına çok iş düşüyor. Çünkü bütün çağlarda toplulukların en önemli harcı din.
*Kurslarımız dahil bütün dinî eğitim veren kurumlar İslâma harfiyen uyan, ama itici olmayan, donanımlı olmalı.
*Çocuklar sanat ve spor ile uğraşmalı. Kurslar kent boyutuna taşınmalı. Dünyaya uyum sağlamak lâzım.
*KurslarII saray gibi döşüyorlar. Olmamalı. Okul gibi olmalı çünkü bir halk eğitim projesidir.
*Kıyafet ve davranışlarda itici olmamak gerek. Nezaketli olmayan Müslüman tesirli olamaz.
*Bu ülkede 18 sene Arapça ezan okunmadı. Osmanlı gibi 3 kıt'aya İslâmı götüren bir ülkenin çocuklarına bu reva görülmüş. Bu, ne kadar dejenere olduğumuzun göstergesiydi.
*Din toplumu bir arada tutan harçtır. Bizi dinden soğutarak bölmek istediler. Bu uğurda çok başlar gitti. Hayatlar söndü. Ama onların ektiği tohumları alıyoruz. Allah köklerimizden tekrar bizi diriltiyor.
*Mahmut Celalettin Ökten Hoca o dönem Kurân kurslarına talep olsun diye hamallara para verirmiş. Öğrenci toplamak için. Menderesin ilk icraati ezanı Arapça okutmak oldu. Menderes kabinesi ve Tevfik İleri. Bunlar muhteşem insanlar.
*Bizi Tito gibi idare etmek istediler. Başörtüsüne yapılan zulümler neydi? Bir çok insanın meslekî hayatı söndürüldü. Bedel ödendi. Şimdi geldiğimiz noktaya bakarsak şükretmek lâzım. Biz şimdi şımarmayalım.
Mukaddes Çıtlak Hanımın tesbitlerine itiraz mümkün mü? Özelde Kurân kurslarına, genelde de din eğitimi veren butün kuruluşlara çeki düzen vermek acil bir ihtiyaç. İmam hatip liseleri ve ilahiyat fakültelerine de bu çeki düzen vermek çalışmalarından ayrı düşünemeyiz. Din eğitimi önündeki engellerin kalkması hiç kimseyi rehavete, rahatlığa kaptırmamalı. Aksine çok daha dikkatli bir çeki düzen süreci başlamalı. Bunun için geçmişte Kurân kurslarında ya da imam hatiplerde okuyanların bir araya geleceği toplantılar, paneller ya da sempozyumlar yapılabilir.
Kurân kurslarında okuyanların da en az askerlik yapanlar kadar hatıraları vardır. Elbette bir harf öğretene dahi hürmet edilmeli, ama bu öğretme sevdirerek ve nefret ettirmeyerek yapılmalı. Kurân kurslarında okuduğu halde sonrasında namazdan ve niyazdan uzaklaşan binlerce, belki de milyonlarca kişi yok mu? Kurân kursu eğiticileri ve umumî anlamda ilahiyat camiası bu meseleyi masaya yatırıp sebebini araştırmalı değil midir? Nasıl bir eğitim veriliyor ki tesirsiz kalıyor? Nasıl bir eğitim veriliyor ki hocalarına kul olması gerekenlerin bir kısmı asi oluyor?
Bütün ilimler severek ve sevilerek verilmeli, ama hele Kurân, hele Kurân... İnsanların kalbine hitap eden ve onları gerçek anlamda ıslah eden bir kitabı sevdiremeyen bir eğitim sistemi olabilir mi? Olursa, bu sistemi uygulayanlar bir değil, bin defa düşünmeli değil mi?
İslâmı, Kurânı ve güzel dinimizi sevdiremeyen bir din ve Kurân eğitimini hiç kimse savunamaz, vesselam...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.