Arınç, Ülker, Koç, Galatasaray, Fener
Yüzlerce telefon, binlerce mesaj…
Soruyorlar: “Sayın Bülent Arınç o açıklamayı niye yaptı? Yoksa yeni bir açılım var? Yoksa Genel Af çıkacak da nabız mı tutuluyor!..”
Hayır efendim… Herşey o anda oldu bitti…
Sayın Arınç da duygularını ifade etti, o kadar!..
•
Ne dersek diyelim…
Vatandaş soruyor…
Ve sıralıyor:
Sayın Arınç, Salih Mirzabeyoğlu’nun yaşadıklarını yaşamış olsaydı ne yapardı?..
Cübbeli Ahmet Efendi’nin muhatap olduğu zulme uğrasaydı?..
Ya da…
Fethullah Gülen Hocaefendi’nin yaşadıklarını yaşasaydı?..
Kendisi az mı zulme uğradı; az mı hakaret işitti, eşinin de işin içine katıldığı az mı rezil taarruza muhatap oldu.
Sayın Arınç, o günlerde, hicranını bünyesine hapsetmekten ve tükürdüğü “kan”a “kızılcık şerbeti” demekten başka ne yaptı?..
Başkasının derdi ile dertlenmek…
Empati…
Biraz da “sola sempati…”
Ne diyelim; umarım bilinir kıymeti!..
•
“Ey vatandaş, yanlış düşünüyorsun”!..
Ben derim ki; “Sayın Arınç’ın konuşması bir plana, programa yaslanmıyor.
Duyguların ifadesi…
Empati…
Başka bir şey değil…
Sayın Arınç, duygu adamıdır.
Dertlinin derdi ile dertlenir…
O kadar dertlenir ki, kendi derdini unutur.
Sayın Arınç, modern dünyanın “Mevlânası”dır.
Art niyet gözetmeyin, Sayın Arınç’a yüklenmeyin.
Plan, program değil duygu var, empati var.
Empati de “karşı tarafı anlamaktır” zaten!..
Bu kızgınlık niye!..
ÜLKER KAZANDI!..
Duydunuz mu; otoyol ve köprüleri bir zamanların “Tekelci Sermaye Grubu” ile bir zamanların “Yeşil Sermaye Grubu” işbirliği aldı.
Demek ki neymiş, gerçekten de sermayenin rengi, dini vs. yokmuş.
Zafer Ülker’in!..
Şimdi benim cins kafamdan, o sütü bozuk 28 Şubatçıların yatırıp, teker teker tüylerini yolmak geçiyor!..
A-salak adamlar; yaptığınız neye yaradı?
Koç’unuz şimdi köprü işinde “bizim” Ülker’in ortağı…
“Bizimkiler” iktidarda.
Kabine üyelerinin neredeyse tamamının eşi başörtülü…
İmam Hatipli Başbakan, Allah’ın izniyle Cumhurbaşkanı da olacak.
Köşkte de zaten eşi kılık kıyafet mağduriyeti yaşamış olan bir Cumhurbaşkanı var!..
Köprü de “Sattırmaaaaam!” naralarına nanik, çatır çatır satıldı!..
Olan, 28 Şubat dalgasına milletin uçurulan kaynaklarına oldu…
Ben kaybettim, sen kaybettin, millet kaybetti…
Hadi bizimki para, tazminat cezaları filan; 28 Şubatçılar namusu kaybetti!..
Ha bu arada; otoyolların ve köprülerin yıllık geliri yaklaşık 800 milyon lira imiş…
Zenginin parası züğürdün çenesi!..
Dünya iki kulplu kazan, tut ucundan sen de kazan!..
Şimdi güncelleme zamanı…
Ülker, Koç ile buluştu…
Tavanda birlik sağlandı…
Taban niye birbirini yesin ki!..
Demek ki neymiş; Win-Win…
Tut bir ucundan sen de kazan!..
GALATASARAY… AĞLAMAK İSTİYORUM!..
Galatasaray’ın ağır toplarından Emir Sarıgül’ün, Fenerbahçe’yi kendi sahalarında 2-1 yendikleri maç sonrasında söylediklerine de takıldık.
Diyor ki Sarıgül:
“Galatasaray için imkansız diye bir şey yoktur!.. İnandık ve kazandık!.. Galatasaray için imkansız diye birşey yok. Mucizeler zaman alır!..”
Haydaaa…
Fener’in kendi kalesine gol attığı maçın hatırı sayılır bölümünü de bir kişi eksik oynadığı maçta, hem de kendi sahasında 2-1 kazanmış Galatasaray…
Bunun neresi mucize?..
Neresi imkansız gibi görüneni başarmak!..
Koca Galatasaray için hem de kendi sahasında elde ettiği tek farklı Fener galibiyeti “Mucize”, “İmkansızın başarılması” ise…
Bu Fener hakikaten bir efsane.
Ya da Galatasaraylılar öyle sanıyor!..