Karma sınıf olmasın derken, yurtları birleştirmişler!
Beklenmedik bir şekilde üniversiteler gündeme gelince, yeni bilgilerle de yüzleştik. Bazı üniversitelerde iki adet mescit varken, bazılarında hiç yok. Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri başta olmak üzere bazı üniversite öğrencileri okullarında mescit açılmasını isterken idareciler bu talepleri duymazdan geliyor. Elbette, sağır sultanlar dahi duyuncaya kadar üniversitelerde mescit açılmasıyla ilgili haklı kampanyaları yürütmek ve desteklemek gerek.
Kendisi de Boğaziçi Üniversitesi mezunu olan Prof. Dr. İbrahim Öztürk, mezun olduğu üniversitede yaşanan bir değişikliği gündeme getirmiş ki duyanların itiraz etmemesi mümkün değil. Prof. Dr. Öztürk, geçen dönemki rektörden bahisle şöyle demiş: (...) Bu çağdaş bilim adamı, sözde solcu abimiz, Starbucks şirketini, öğrencilerin bütün direnişine rağmen zorla getirip kampüsün içine yerleştirdi. Bir şey daha yaptı. Ayrı olan kız erkek yurtlarını karma yaptı! Anadolunun mazlum çocukları şimdi her koridora çıktıklarında kendilerini bekleyen sürprizlerden habersiz eğitim almak zorunda. Buna bu ülkenin anaları, babaları, yargısı, tarihi, kültürü ne diyor acaba? Ey YÖKteki arkadaşlar, sesim geliyor mu? Şimdi Boğaziçi kampüsünde öğrenciler haftalardır namaz kılacak bir mescit için yırtınıyor. Yeni rektör hanımdan ümitliyim. Bakalım kimsenin istemediği işleri yapanlar, talebelerin bu haklı taleplerine nasıl cevap verecek? (Zaman, 24 Aralık 2012)
Tabiî ki çağdaş bilim adamı, sözde solcu rektörün; Starbucks şirketini, öğrencilerin bütün direnişine rağmen zorla getirip kampüsün içine yerleştirmesi hatadır, ama ayrı olan öğrenci yurtlarını birleştirmesi hata üstüne hatadır! Aslında bu davranış hata olarak bile isimlendirilemez. Nasıl isimlendirilmek gerekiyorsa milletimiz, veliler, kamuoyu isimlendirsin...
Ancak mesele isimlendirmekle kalamaz. Umumî anlamda kız ve erkek öğrencilerin sınıflarının dahi ayrı olması gerektiği bütün dünyada tartışılmaya başlamışken, öğrencilerin yurtlarını birleştirmek hiçbir şekilde eğitim kalitesi ve çağdaşlık ile izah edilemez. Elbette kız ve erkek öğrenci yurtlarını bir arada tutan ülkeler ve üniversiteler de vardır. Ama bu hem sınırlıdır hem de itiraz görmektedir. Günümüz şartlarında ve hele ülkemizde böyle bir uygulama kabul edilmemeli ve en üst perdeden itiraz görmelidir. Yanlıştır, hatadır, kusura bakılmasın, ama eğitime de darbedir!
(Yurtlardaki son durumu bir Boğaziçi Üniversitesi mensubu şöyle özetledi: Bütün yurtlar karma değil. Meselâ eski Robert Koleji binası 1. Erkek yurdu ve tamamında erkekler kalıyor. Aynı şekilde 1. Kız yurdu adıyla başka bir bina var ve orada da kızlar kalıyor. Ancak 1. Kuzey ve 2. Kuzey yurtlarının ilk iki katı erkeklere, 3, 4 ve 5. Katları kızlara ait. [Bu yurtların hepsinde tuvalet ve banyo kullanımları koridorun sonunda ortak] 3. Kuzey yurdu ise bunlardan farklı olup daire şeklinde ve burada her kat karma. Ama herkesin kendisine ait tuvalet ve banyoları var. Esasında Kilyos Kampüsü önemli bir sorun. Anadoludan gelen ve kalacak yerleri olmayan öğrencileri oraya yollayıp bar, parti ve eğlence alışkanlığıyla o öğrencilere muhafazakâr alışkanlıklarını unutturuyorlar. Kampüste mescit ve cami olmadığı gibi oraya en yakın cami de 25 dakikalık uzaklıktaki Kilyosta. Birçok arkadaşımız o yıl Cumaya bile gidemediler. Fırtınalı zamanlarda biz de gidememiştik. Buradaki öğrenciler şehir hayatından kopuklar diye Kampüsün içine bar açtılar 2010 yılında. Hemen 5 dk.lık uzaklıkta Tırmata adında bir meyhane var, ama bir mescid yok bu yerleşkede. Kendini koruyan öğrenci mutlaka koruyor, ancak eğlenceyi merak edenler de o çemberde kaybolup gidiyorlar.)
Prof. Dr. İbrahim Öztürk, haklı olarak Ankaraya seslenmekte ve sesinin duyulup duyulmadığını merak etmektedir. Elbette bu sesin duyulması ve duyurulması lâzım. Her defasında ifade ettiğimiz üzere asıl meseleler bunlardır. Enflasyonu düşürseniz, ekonominiz büyüse, ama üniversitelerinizde mescit olmasa, kız ve erkek öğrenciler aynı yurtlarda kalsa neye yarar? Hiç kimse Bunlar çocuk değil, kâr ile zararı bilir demesin. Aslında çocuk değil de genç oldukları için tehlike daha yakındır, daha büyüktür. Türkiyeyi idare edenlerin bu yapılanlara itiraz etmemesini kabul etmek mümkün değil. Belki şimdiye kadar haberleri yoktu, ancak şimdi haberleri olduğuna göre bu meseleye ciddiyetle el atmalı, çare bulmalıdırlar. Bu ve benzeri yanlışlara itiraz ediyor ve sesleniyoruz: Hatadan dönme fazileti gösterin. İhtiyaç olan her yere mescitler açın ve karma yurtlara son verin.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.