TT Net! Ben Değil Vatandaş Dertli
“Arkadaşımın dükkanı” diyorum…
“Çalan telefonu mecburen açtım” diyorum…
“TT Net bayisi aslı astarı olmayan bilgi veriyor” diyorum…
“Vatandaş kandırılarak yeniden abone yapılıyor, bayii para kazanıyor” diyorum…
Gelin görün ki “TT Net, net değil” başlıklı bir önceki yazımdan “benim problemim varmış” algısı nasıl çıkarılıyor bunu hiç anlamıyorum.
Türk Telekom’un Müşteri İlişkileri Uzmanı yazım üzerine mail atmış “Size destek olma fırsatını bize sunmanızdan ötürü duyduğumuz memnuniyeti belirtmek isterim.”
Yahu ben, “bana destek verin” demiyorum ki…
Müşterinin “destek olma fırsatı vermesi” işletme açısından çok da iyi bir olay değil. Aynı problemi çok kişi yaşıyorsa ve buna çözüm üretilmemişse…
Mailin devamında problemimi gidermek için telefonumu bildirmemi istiyorlar. Şahsen bir problemim olsa bu sütunları bunun için kullanmam. Çünkü sıkıntımı giderecek eşimiz dostumuz var. Hiç yoksa, hani derler ya “dıdısının dıdısını” bulur, işimizi hallederiz.
Derdim bağcıyı dövmek olsa, yalan yanlış teknik bilgi veren bayii şikayet eder, ceza almasını sağlardım. Bunu yapmadım çünkü bu tür olayları birçok abone yaşıyor, ben çözüm bulunmasını istiyorum.
Bana gönderilen mailden; yazımın anlaşılmadığını hatta doğru dürüst okunmadığı sonucunu çıkardım.
Telefon ve internet (TV satışları da) üzerinden tarife değişikliği, alış veriş Tüketici Yasası’na göre ve mesafeli satışa giriyor. Vatandaş yapılan işlemden 7 gün içinde hiçbir ceza ödemeden vazgeçme hakkına sahip. Aboneler bu hakkı kullanmalı.
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’na bir teklifim var. GSM sorgulama hizmetinizi internet sağlayıcılar için de yapın. Çünkü, sahte kimliklerle hizmet alımı yapıldığı yönünde birçok şikayet var.
“Bu konu çok su götürür” diyelim ve keselim…
ŞORT VE TOST
Şortlu kızı hatırlayanınız var mı?
Sarı çizmeli Mehmet Ağa gibi oldu değil mi?
Hani, şortlu olduğu için İETT otobüsünün içinde dayak yemişti ya… Şimdi hatırladınız mı?
Olay dindarlara kalmıştı. O olayın faili hala bulunamadı.
Tostunu yerken saldırıya uğrayan modacı Barbaros Şansal, tekbir getirilerek dövülmüş. “Yine mi dindarlar?” demeye kalmadan Şansal, “hedef saptırmak içindir” açıklaması yaptı. Bu sefer kurtulduk da aklıma takılan şu; failler yakalanır ve “dindar görünümlü” çıkarsa ne olur?
Şansal’ın açıklamalarıyla ezber bozuluyor diye düşünürken MKE’nin kameralarının çalışmıyor oluşu dayak olayı kadar vahim bir durum. Failler gerçek mi tam öğrenemeyeceğiz.
Ey meçhul failler “Su içerken yılan bile dokunmaz” sözünü hatırlayıp tost yiyen adamı dövmeseydiniz. Ya boğazında kalsaydı?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.