Bu Kaçıncı İmralı?
Şüphesiz iktidarların görevi ülkenin güvenliğini korumak, ve de asayişi sağlamaktır.
Bu yolda sonuç verebilecek görüşmeler de yapılır, gizli ve de açık temaslar da kurulabilir. Bunları asla yadırgamıyorum, yadırgayanı da yadırgıyorum.
Benim anlayamadığım.
Kaçıncıdır PKK ininde ciddi bir şekilde sıkışınca hemen görüşmeler başlıyor.
Sonra da kendine gelince yine katil mayınlar.
Şehitler…
Peygamberimiz, “Mü’min aynı delikten iki defa sokulmaz” buyuruyor.
Ya sokulursa?
İşin içerisinde işler var demektir…
Bugüne kadar İmralı yolu kaç sefer aşındı?
Sonuç sıfır oğlu sıfır.
Sebebine gelince, Öcalan artık liderlik kartı elinde alınan, kendi derdine düşmüş bir aktördür. Bu saatten sonra sazı da, sözü da para pul etmez.
30 yılda köprülerin altından çok sular geçti.
Öcalan dün tek adam iken bu gün kaç tane Öcalan var.
PKK’da emir kulu, Öcalan da…
Terör konusunda güvenlik güçlerinin tam da zirvede olduğu bir ortamdayız.
2012 yılı itibariyle PKK’ya oldukça ağır kayıplar verildi.
Süreç kararlılıkla devam ettirildiği taktirde ileride bu örgütün belki de adı kalacak, kendisi kalmayacak. Hal böyle iken, karıştırıcıların havasına kapılmak bir delikte iki sefer sokulmak demek değil de nedir? Hele de ortalığı saran Öcalan meraklıları.
BDP ile CHP’nin tavrı…
Öcalan’a af, Öcalan’a ev hapsi söylemleri sanki bir projenin nakaratları, bir bakıma da güvenlik güçlerinin başarısına gölge düşürmek.
Bu iş o kadar ucuz mu?
Bunca insan terör kurbanı.
Bunca can yanmış.
Kürdün de, Türkün de ocakları söndürülmüş, bebekler katledilmiş...
Sen kimin hakkını kime bağışlayacaksın? Bunca şehit aile, “biz affettik” derlerse ne ala, değilse yine başa döneriz. Yüreği yanmayanlar, acı nedir bilmeyenler kamu oyunu alıştırmak adına ev hapsinden, aftan dem vuruyorlar.
Hele de bu Öcalan, eskiden çok dindarmış söylemleri. Öcalan’ın dindarlığı yeni mi aklınıza geldi? Katliam yaparken neredeydiniz?
Ortam bu şekilde oluşturulurken ulusalcı kanat boş mu duracak, onlar da “AK Parti içerisinde çatlak sesler var” diye tutturuyorlar.
Hangi çatlak ses? Bildiğim Selçuk Özdağ, çatlatmaz da, çıtlatmaz da.
Söylediklerini ben çok iyi anlıyorum, anlamak isteyenler de anlıyor, terörden cebini dolduran halk düşmanı sürüler anlamak istemiyor.
Ne diyor Özdağ?
“Taviz vermeden, üniter yapıya zarar getirmeden, demokratik özerklik teranesine iltifat etmeden, ana dilde eğitime iltifat etmeden, tek bayrak, tek millet, tek vatan.” Zaten Müslüman Kürt halkı da aksi görüşte değildir.
Onlar da “asırlarca bir arada hem de kardeşçe yaşadığımız gibi yaşamaya devam edelim” diyorlar. Kardeşliğimiz bozulmasın istiyorlar.
Anlayın artık.
Kürt halkı ile terör örgütünün bir alakası yok. Yetkililer de olayı bu şekilde açıkladıkları halde hala İmralı deyip duruyorlar…
Bu arada gündem değişince, örgütle sarmaş dolaş olan milletvekillerinin dokunulmazlığı unutuldu, dershane soygunu da herhalde bir daha ki bahara.
Şimdi tüm dikkatler o delikte, acaba kaç defa daha sokulacağız…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.