Eşekten düşmedim ama arkadaşım ‘eşekten düştüğünde’ yanı başındaydım.
Garibim ile, arabasını aldığı ilk günün akşamında Ankara’dan gelmiş ‘gasteci’ arkadaşlarla buluşmaya Tophane’ye gittik.

Biz varıncaya kadar oyun kurulmuş, nargileler içilmeye başlanmış. Selam verdik, Allah’tan borçlu çıkmadık, selamımızı aldılar, “ne haber?”liştikten sonra sadece okey taşları konuştu. Biz yancı olarak kös kös etrafı seyrettik, iki bardak çay içtik.
Bir saat bile kalmadığımız mekandan ayrılıp aracın başına yürürken bir baktık ki ‘talih kuşu!’ bizim araca konmuş, Kemankeş Caddesi ‘Çilekeş Caddesi’ne dönüşmüş. İlk şoku atlattıktan sonra, arabanın nereye çekildiğini öğrenip Kasımpaşa’daki yediemin otoparkına varınca ‘pamuk eller cebe’ moduna geçip arabamıza kavuştuk.
Elimize iki fiş verdiler. 10 lira otopark, 60 lira çekici ücreti. Fişin üzerinde İstanbul Trafik Vakfı yazmasını beklerken Beyoğlu Emniyet Hizmetlerini Destekleme Derneği İktisadi İşletmesi’ni görünce şaşırdım doğrusu. “Vakıf yetmiyordu bir de dernekler çıktı. Ne iş?” diye geçirdim içimden.

Bir saat içinde 170 lirayı anlamsız bir şekilde kaybeden birisinin yanında olunca “insanlar polise neden düşman olurlar?” sorusunun cevabını da bulmuş oldum.
Kış günü… Akşamın bir vakti… Trafiği engeller bir durum yok. Hatta Altın Borsası’nın önü otopark gibi. Biz 5 metre ilerisindeyiz. Tek suçumuz yayanın olmadığı bir saatte kaldırıma çıkmış olmamız.

‘Eşekten düşeni’ görünce “ düşmemek için ne yapmalıyım?” sorusuna cevap aradım. Karayolları trafik Yönetmeliği’nin 115,119,120 ve 121. Maddelerini okudum, “biz bir yolunu bulur çekerize” getirilmiş. Hatta araç çekilirken, çekilmiş haldeyken vatandaş ile çekici, polis kapışmasın diye 121. Maddeye “(Araç) varsa yapılan masraflar ödettirilmek suretiyle sahibine teslim edilir” eklentisi bile yapılmış.

Araçları her şartta çekecekseniz İçişleri Bakanları’nın genelgeleri niye yayımlanır? 2008 Şubatı’nda gazetelere yansıyan haberde Bakan Beşir Atalay’ın genelgesinde “Karayolları Trafik Kanunu ve yönetmeliğinde (Madde 119) belirtilen yer ve haller dışında kalan ve sadece park yasağını ihlal etmiş olan araçlar çektirilmeyecek ve bu şekilde park eden araçların tescil plakasına göre trafik idari para cezası karar tutanağı düzenlenecektir.” denildiği yazıyor.

2011 Seçim sürecinde Bakan olan Osman Güneş’i ‘fasülyeden bakan’ olarak saymazsanız O’da koltuğa oturur oturmaz bir genelgeyle araba çekme işine el atıyor; aracı çekici üzerindeyken gelen araç sahibine trafik cezası haricinde bir başka ücret bile ödetmiyordu ama…

Uzun lafın kısacık özeti: İsteseniz de istemeseniz de, bakanlar genelgeler yayımlasa da bu araçlar bir kılıfına uydurulup çekilecek. Çünkü çekme işinde “kamu yararı var.”
“Bunu nerden çıkardın? sorunuza İstanbul Trafik Vakfı’nın 2011 faaliyet raporundaki “Vakfımız Otopark ve Çekici işletmeciliği faaliyetinde bulunmasaydı, yasa dışı çalışan kişilerin bu işleri yapması halinde Devletimizin alacağı yukarıdaki tabloda belirtmiş olduğumuz gelirleri çok düşük veya hiç olmayacaktı. Bu da Vakfımızın kamu yararına çalıştığının önemli bir göstergesidir” ifadeleriyle cevap vereyim.
Vakıf, otopark ve araç çekme işinden 2011’de 20 milyon TL gelir elde etmiş, bu parayı İstanbul Emniyet Müdürlüğü Trafik Denetleme Şubesi için harcamışlar. Arabalar kiralanmış, motosikletler alınmış vs. vs.

“Nerden çıktı?” dediğim dernek ve diğerleri de aynı amaca hizmet ediyor. Rapora göre; hasılat paylaşımı sözleşmeleri doğrultusunda İlçe Derneklerinin 2.903.772,04-TL gelir elde etmesi sağlanmış. Yani organize işler bunlar. Emniyet, daha iyi hizmet verebilmek için vatandaştan para alıyor. Aynı okul müdürlerinin kayıt, karne parası alması gibi bir şey bu.

İhtiyaçların, ucu açık yönetmeliklerin boşluklarından yararlanarak, vatandaşın sırtından karşılamak ne kadar doğru? Halkın güven duyması gereken kurumları akçeli ilişkiler yumağına çekmek memleketin hayrına mıdır?

Siyasi iradenin yönetmeliklerin daha sağlıklı uygulanmasını sağlamak için çıkardığı genelgeleri bürokrasinin takmaması neyin göstergesidir? Yoksa siyasetçiler bizi mi kandırıyor? Tam burada bir iddiamı da söyleyeyim. Bankaların Deli Dumrul istekleri de bitmeyecek. Çünkü burada da kamu yararı var. Kredi kartı sayısını fazla yükseltmeyerek mağduriyetleri azaltmak ve bankaları aldığı ücretlerin devlete vergi olarak geri dönmesi. Boşuna müjdeli haberlere sevinmeyin. Devlet bankalar aracılığı ile vatandaştan dolaylı vergi alıyor.

Yönetmelikteki şu madde bile “Yasak yerlerde ve hallerde paketmiş araç sahipleri, görevlilerin kusurundan meydana gelmemiş olan zararları, araçlarının kaldırma ve çekmeye uygun olmayan yapılarından dolayı kabullenmiş sayılırlar” vatandaşın durumunu özetliyor.

Tüketici derneklerini göreve davet ediyorum.