Başlıktaki  “TAVİ” de pek iğreti duruyor…
Neyse, yazının sonunda sağlam bir yere bağlarız.

•

Memur Sen ve Ahmet Gündoğdu’dan başlıyoruz…
“Terör örgütü” davasından yargılanmakta olan bir “derin sol yazarı”,
“Karanlık” adlı Ergenekon kanalına çıkmış, “PKK-Ergenekon sendikalarına” veryansın ediyordu…
“Gönül verdikleri” sendikaları bir “çok”a yaramıyormuş,  “ücret sendikacılığı”nın ötesine gidemiyormuş, hatta onu bile beceremiyormuş…
Kanal değil ağlama duvarı!..

•

Olmaz tabi oğlum, sizde ruh yok!...
Ruh “bu kesim”de var!..

•

Hayli zaman ezik ve de büzük takıldı ama son zamanlarda biraz toparladı bizimkiler!..
Eskiden sadece ne olmadıklarını anlatırlardı şimdi ne olduklarını da anlatmaya başladılar.
Bunda Memur Sen’in ve Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu’nun büyük payı var.
Acayip bir Başkan Ahmet Gündoğdu,  o bir zamanların “uyuşuk”, “işe yaramaz”, “hımbıl” , “iki kaz güdemez” memurîn zümresini dönüştürdü resmen.
Memur, çatır çatır hak talep ediyor ve alıyor.
Filistin, Doğu Türkistan için sokaklara iniyor. Mağdur Müslüman halklar için yardım kampanyaları düzenliyor.
Yirmi, yirmibeş sene öncesinin “karikatür” memur tiplerini getirin lütfen gözünüzün önüne… Yiyip yiyip  “hâcet”e gidememiş ya da yiyememekten kemikleri isyan etmiş tipler!..

•

Memur Sen bu anlayışı yıktı.
Rahmetli Mehmet Akif İnan ile başlayan hareket, Ahmet Gündoğdu ile çatır çatır sonuç almaya başladı.
Ergenekon Balyoz süreçlerinin kararlı bir şekilde yürütülmesi, darbe pisliklerinin bir ölçüde temizlenmesi, darbecilerin yargılanmasını sağlayan Anayasa değişikliklerinin gerçekleşmesi…
Eğitimimizin yüz karası “katsayı adaletsizliğinin” büyük ölçüde giderilmesi, 28 Şubat mağduru memurîne sicil affı, sözleşmelilere kadro…
Memur Sen bu “zor dönem”de iş yapıyor…
Harika işler yapıyor.
(“Zor dönem” dedik zira, iktidarda ruh dünyandan insanlar varken, sendikal faaliyet yürütmek çok daha zordur…Ne yapsan dedikoduları önleyemezsin, Ne İsa’nın ne de Musa’nın gözünde mûteber olmak gibi bir durum çıkar ortaya…)

•

Evet, Memur Sen, durmak yok yola devam.
“Başörtüsüne özgürlük için 10 Milyon İmza!..”
Kanayan yara, başörtüsüne yasak hâlâ devam ediyor.
Bu konuda derin devlet direnci mi var, varsa ne kadar var, nedendir bilinmez, başörtüsü hâlâ yasaklı.
Bir 12 Eylül genelgesi var; komik mi komik…
Memurun giyeceği atlete kadar tarif etmiş neredeyse…
Kesinlikle giymeyeceği ise şu rezil lafta:
“Görev mahallinde baş daima açık!..”
Darbe zihniyeti işte, pis herifler!..

•

Şimdi… Bu pislikleri temizlemek lâzım…
Kim temizleyecek?.
Elbette hükümet…
Kim teşvik edecek?..
Memur Sen kampanyasına destek vererek, sen ve ben!..

•

Memur Sen, bütün il ve ilçe merkezlerinde özgürlük için 10 milyon imza kampanyası başlattı.
www.ozgurlukicin10milyonimza.com sitesi bu iş için faal, Memur Sen Genel Merkezi, Şubeler…
Elden teslim edin imzanızı, internet üzerinden gönderin, faks çekin vesaire… Bu kampanyaya katılın, 10 milyon imzayı basın.
*
On seneyi geçtik AK Parti iktidarıyla, çoğu iş iyi, bazı işler hâlâ bekleme salonunda…
Hadi, Memur Sen yine öncülüğü ele aldı.
Bizim yapmamız gereken, bekleme salonundakilerin içeri alınmasını sağlayacak on milyon imzadan birini atmak…
Zor gelmez di mi!..

VE TAVİ!..

Eveeet, gelelim başlıkta ayrık otu gibi duran “TAVİ” meselesine…
Çevremizde kalp rahatsızlıkları artınca ve sıkıntı kapımıza dayanınca bir araştırma yaptık… Dolaş, dolaş, Bezmi Alem Vakıf Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı, aynı zamanda Kardiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ömer Göktekin hocamızı bulduk…
Mevzumuz da TAVİ.
Ya, bakın ne diyorum;
Bu sağlık, hele kalp sağlığı meselesini böyle yazının en sonuna hapsedersek haksızlık etmiş oluruz…
Yarın, kalp sağlığı alanındaki en büyük yeniliklerden biri hakkında elde ettiğimiz malûmatı sizlerle paylaşalım kısmetse…
Bir yakınımız için denediğimiz ve Allah’ın izniyle çok iyi sonuç aldığımız yepyeni bir yöntem.
Her okuyucumuz bir “yakınımız” olduğundan paylaşalım dedik.
Kısmetse yarın.