Bir “Herkes dinleniyor” lafıdır gidiyor.

 

 

Ne söyleyen mantık süzgecinden geçiriyor, ne haber yapan.
 

Bir kişiyi dinleyeceksin, söylediklerini çözüp tape haline getireceksin. Bunun için dinleme başı bir adam lazım. Yani memlekette herkes dinleniyorsa, aynı zamanda herkesin de birbirini dinlemesi lazım ki bu sayısal problem ortadan kalksın.
 

Bakan düzeyinde ilgili pek çok kişiyle bu konuyu uzun uzadıya görüştüm.
 

İddia ediyorum, Türkiye dinlemeler konusunda dünyanın en sıkı ülkelerinden biri. Ve bu başarı da Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’a ait.
 

Dünyadaki büyük ülkelerde dinleme, sinyal takibi ve teknik istihbarat çok daha kolay izin alınabilen mekanizma. Türkiye’de ise güvenlik güçleri, hakim kararı almak ve bunu Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB) onayından geçirmek zorunda. TİB, hakim dinleme kararı verse bile, söz konusu olayda dinlemenin gereklilik olmadığına ya da belirtilen suçlar için geçerli olmadığına karar verip, dinleme ucu açmayabiliyor.

Bakan Yıldırım, TİB’in 25 bin dinleme kararının bu şekilde TİB tarafından veto edildiğini açıkladı.
 

Geçen hafta gazetelere, kocasının tehdidine uğrayan bir kadının, “cep telefonu açık sinyalinden yerini bulun” diye karakol polisine başvurduğu, polisin de “Arka Sokaklar dizisini fazla izlemişsiniz” dediği şeklinde bir haber çıktı.
 

Gerçekten de durum böyle. Polisiye dizilerde polis anında telefon dinliyor, sinyal takibi yapıyor. Oysa dediğim gibi Türkiye’de bu iş çok sıkı. Önce hakim kararı ardından TİB onayı gerekli. Üstelik de ağır cezalık suçlar hariç dinleme kararı verilmesi neredeyse imkansız gibi.
 

Durum böyleyken ve TİB, 25 bin dinleme kararını veto etmişken, dinleme yaygarası çıkarmanın tek amacı var: Toplumda güvensizlik hissini yükseltmek. Ergenekon dosyasında İlhan Selçuk’un konuşmalarını hatırlayın. Orada bu güvensizlik hissini yükseltme detaylı biçimde ele alınıyor, iş ekonomik kriz çıkartmaya kadar vardırılıyordu.

Türkiye, dinlemelerin zorluğu konusunda dünyada örnek bir ülkedir ve TİB, bu konuda modern demokrasilere örnek olacak nitelikte bir kuruluştur. Dinleme yaygarası kopartanlar TİB’le ilgili tek suistimal bulamamışlardır. Sincan Hakimi Osman Kaçmaz, TİB’i basmış bütün bilgisayarların imajını almış ama yasa dışı dinleme iddiasına ilişkin hiçbir iddiasını ispat edememiştir. Tek delil bulunamamıştır.
 

Meclis’te dinlemelerle ilgili komisyon kurulması bu nedenle fantezidir. Üstelik bu komisyon daha 2008’de kurulmuştu.
 

Meclis’te amaçsız ve gereksiz komisyonlar kurulup bazı vekillerin kendi reklam alanına çevirmesine izin veriliyor. Yargı süreçlerini beklemeden komisyon kurulması, her seferinde yargıyı etkileme iddialarını da beraberinde getiriyor. Mesela Uludere Komisyonu, idari ve adli yargı süreci beklenmeden kuruldu. Şimdi raporunu açıklayamaz halde.
 

Oysa bu tip komisyonlar, yargı kararı çıktıktan sonra gerekiyorsa kurulmalı. Yargı kararının kamuoyu vicdanını tatmin etmediği durumlarda bu tip komisyonlar muhakkak gerekli oluyor.
 

4 yıl önce dinleme komisyonu kurulmuş olmasına rağmen, şimdi yeniden kurulması Başbakan Erdoğan’ın dinlemesi haberleri sonrası aktüaliteye dayalı olarak gündeme geldi. Oysa Erdoğan’ın dinlenmesi olayının da şuan devam eden bir yargı süreci var.

Milletvekillerinin enerjisini bu tip işlere harcamanın anlamı yok. Daha ciddi konular komisyon kurulmayı bekliyor. Adli olaylarla ilgili mahkeme gibi komisyonlar kurulacağına Türkiye’nin temel problemleriyle ilgili tartışma zemini ve ortak görüş arayışlı komisyonlar kurulmalı.
 

Mesela kamuda başörtüsü meselesi, hakkında bir komisyon kurulmayı hak ediyor. Toplumdaki yozlaşma meselesi de öyle. Ya da ihracatımızın lokomotif sektörlerinin problemleri…
 

Bunlar pas geçilirken, kurgulanmış bir dinleme paranoyası için komisyon kurmanın anlamı yok. Daha önce belki yüz defa dinlemelerin nasıl sıkı yöntemlerle yapılabildiğini anlatan Binali Bey, söylediklerini tekrar edecek, TİB rakamları açıklayacak, güvenlik ve istihbarat birimlerinin temsilcileri dinlenecek; sonuçta gazetelerin yansıtacağı haberler yine sağından solundan çekiştirilip dinleme paranoyasını artıracak şekilde olacak.