Öcalan Ne Söyledi?
Bu hafta barış süreci için hayati önem taşıyan bir hafta.. İmralı Süreci diye adlandırdığımız o takvim tıkır tıkır işliyor. Resmen bir takvimin var olduğunu başta Başbakan olmak üzere yetkililer kabul etmese de, psikolojik bir takvimin varlığı, sürecin başından beri biliniyordu. Hiç daha evvel gazetelerde yazılan mutabakatlara referans vermeyeceğim. Ama gerek Habur’da tıkanan 2009 demokratikleşme süreci gerekse Silvan ve demokratik özerklik ilanıyla tıkanan Oslo Süreci’nden sonra, bu defa sona çok yaklaştığımızın tüm kesimler farkında.. Bir kesim hariç..
BDP BARIŞI İSTİYOR MU?
Sürekli olarak dillerinden “barış” ifadesini düşürmeyen BDP ve DTK cephesinde, zannedilenin aksine bir barış havası esmiyor.. İmralı’da esiyor, örgütün Avrupa ayağında esiyor, barışa hasret Kürtlerde esiyor ama BDP ve DTK bir türlü barışın geleceğine inanmıyor. İnansaydı, mesela Ahmet Türk, ilk İmralı ziyaretinin hemen ertesinde eline mikrofonu alıp; “Barışı isteyen Başbakan, Kürtleri bombalıyor” der miydi? Söylesin.. Mesela çıkıp desin ki; “böyle bir süreçte Kandil’i neden bombalıyorsunuz?”.. Ona da birileri bir cevap versin. Ama sen, (sorumluluk mevkiinde olduğuna inandıkları için) İmralı’ya gönderilmişsin, ortaya koyduğun sorumsuzluğun tarihi hesabını bakalım nasıl vereceksin.
NE KONUŞTUĞUNUZU NEDEN AÇIKLAMIYORSUNUZ?
İkinci İmralı görüşmesi diye ısrar edip duruyor BDP.. Bu hafta ya da önümüzdeki hafta ikinci görüşme gerçekleşecek.. Peki ama ne faydası var ki?.. Birinci görüşmeden sonra ne değişti ki PKK tarafında.. Ayla Akat Ata ve Ahmet Türk, İmralı’da kahve içip fal bakmadılar ya.. Bu çok önemli görüşme bir nedenle gerçekleşti.. Peki bu görüşmede konuşulanları kim biliyor? İmralı dönüşü hani bir basın açıklaması yapılacaktı.. Hiç değilse BDP Grubu’nda, İmralı’ya gidenler adına Ahmet Türk’e söz verilecek ve mesajlar geniş kitlelere ulaştırılacaktı.. Hani, ne oldu?.. Ben bir Ahmet Hakan’ın programını hatırlıyorum, “barış için kaybedecek bir dakikamız bile yok” dediği, onun dışında bir numara yok.. Biz sizin kaybedecek dakikalarınızla ilgilenmiyoruz. Nerede Öcalan’ın mesajı?.. Neden söylemiyorsunuz BDP tabanına.. Neden saklıyorsunuz Öcalan’ın nerede durduğunu?.. Neden korkuyorsunuz?.. Gücünüzü mü kaybedeceksiniz? Farketmez ki zaten her fırsatta iradenizin İmralı’da ya da Kandil’de olduğunu söyleyip durmuyor musunuz? Sizi bağlayan bir şey yok yani..
KANDİL Mİ AÇIKLATMIYOR?
Peki şu sorunun yanıtını verin o vakit. Kandil eğer; “biz açıklama yapmadan bir şey söylemeyin” diye tembihlemeseydi planınız neydi? Yine mi saklayacaktınız Öcalan’ın fikirlerini geniş kitlelerden? Nereye varacağını zannediyorsunuz? Öcalan’ın ne düşündüğünü kimse öğrenmeyecek mi? Bu suyun önüne daha ne kadar set çekebilirsiniz ki?.. Bugün artık ikinci görüşmenin günü için geriye sayım başladı.. İlk görüşme sonrası İmralı’da konuşulanları saklamayı başardınız ama, bu defa İmralı dönüşü artık bambaşka olacak her şey.. Evet buna terörden beslenen baronlar direnecek evet onlar açıklamanın geciktirilmesini isteyecek.. Hatta kimi yazarlardan; “Öcalan ne derse desin, bakalım Kandil Öcalan’ı dinleyecek mi?” türü analizler okuyacaksınız.. Hiç merak etmeyin, bir süre sonra onlar da susacak.. Barış gelecek ve bugün konuşanların tümü tarih olacak.. Kalın sağlıcakla.