Kırca’ya Teşekkürler
Levent Kırca’nın yazısıyla ilgili haberleri görmeme rağmen çok ilgilenmedim. Ancak “ne döktürmüş?” merakına fazla dayanamadım.
Yazısının medyaya yansıyan, bizim için de önemli olan bölümünü beraberce analiz edelim.
Kırca, bayan avukatların davalara başörtülü olarak girmesine içerlemiş, “bir taşla iki kuş vurmaya” çalışmış, başörtüsünün “AKP’ye hoş görünmek” için takıldığını,”politik simge” olduğunu iddia etmiş yazısında.
Kadınlar, “Erkekler günaha girmesin” diye “iki kere” örtünüyorlarmış. Başörtüsü, türban vs. düzgün dursun, saçlar örtü altından çıkmasın diye kullanılan bandaj, bone Kırca’yı neden gerer bilemem ama “Erkekler günaha girmesin” sözünü tersinden okursak başörtüsüz kadınlar “erkekleri günaha sokuyor” iddiası ortaya çıkar ki…
Dinin emrinden dolayı örtünen kadın, başkası için değil, öncelikle kendisi günaha girmemek için örtünür sayın Kırca.
“Erkekler günaha girmesin” diye örtünüyorlar iddiasının arkasında dinin kadını “günahkar, şeytan gibi” gördüğü algısını oluşturmaya çalışıyorsanız çok ama çok yanılıyorsunuz. Kılıçdaroğlu’na tepki gösterdiğinizde söylediğiniz sözleri hatırlayınca sizin kadına bakışınızda ortaya çıkıyor.
“…Peki vücutlarının bütün kıvrımlarını belli eden o giysilere ne demeli? Yüzlerindeki boyalara, göz makyajlarına, takma kirpiklerine, estetikli ve botokslu yüzlerine ne diyeceğiz? Olduk olmadık yerlerde dansözlere taş çıkarırcasına göbek atmaları erkeklerin başını döndürmüyor mu?” sözlerinde haksız mı Kırca? Dinin emirlerine uyan, uymaya çalışan bunu deklare edenlerin daha dikkatli olması gerekmiyor mu?
Şu da unutulmamalıdır ki dindarlar da bu dünyada imtihan içindedirler ve yaptıklarıyla, yapamadıklarıyla Allah’ın huzuruna çıkacaklar. Günah ve tövbe kul içindir. Dindar insanların eksiklikleri, günahları üzerinden siyaset yapmak çok da ahlaki değil sayın Kırca.
Kırca’nın “Kuran’da baş örtülecek, saç görünmeyecek diye bir şey yok!” sözlerine de aşırı tepki göstermeye gerek yok, “sadece sanatını icra et” demekle yetinelim.
“Niye kızmayacağız?” diyebilirsiniz. Bu memlekette, yüzde 99’nun Müslüman olduğu söylenen, ilahiyatçılar!!! kanal kanal dolaşıp fetva!!! verirken dindarlar buna karşı ne yaptı?
Hangi ulusal kanalda dini ta temelinden başlayarak, Peygamber Efendimiz (SAV) döneminden örnekler vererek anlatan program var? Yıllarca TRT’nın ruhsuz bir programını seyretmedik mi?
Cuma hutbelerinde Sahabi’nin, Peygamber Efendimiz’in (SAV) dini nasıl yaşadığı anlatılıyor mu? Hutbeyi, vaazı dinleyince “ben de böyle yapmalıyım” diyor muyuz? Hissiyatımıza dokunup iki damla gözyaşı dökebiliyor muyuz?
Diyanet’ten Kırca’nın bu yazısına bir tepki bile gelmedi değil mi?
Dini, Kur’an’ı, hadisi “nasihat kitabı” haline getirirsek insanların bildiği ama yapmadığı bir “şey”e dönüştürürüz. Sonrasında facebook paylaşımında, kandil kutlamalarında kullanılır.
Kırca’nın yandaşlarına sarf ettiği “Ey uyuyanlar! Uykuda gezenler! Nereye gidiyoruz? Nereye götürülüyoruz?” sözlerini kendimiz için tekrar edip, bir muhasebe yapsak iyi olmaz mı?
Kırca’ya teşekkür edelim “Hiçbir şeyi okumayanlar bari hiç olmazsa dinimizin kitabı “Kuran-ı” okuyuverin bir zahmet” uyarısında bulunduğu için.
“Bin beşyüz yıl önce bütünüyle çıplak gezen, göğüsleri açık bir şekilde dolaşan Arap kadınlarına “Kuran-ı Kerim” edep yerlerinizi örtün demiş” diyor Kırca.
Ey Kırca! Arabistan senin düşündüğün gibi çıplaklar kampı değildi.
Ey Kırca! Müslümanlar, Kur’an’ın bütün insanlar için indiğine inanıyorlar. Örtünme emri sadece Arap kadınlarına mahsus ve sadece o dönem için değildir. Kıyamete kadar devam edecektir.
Ey Kırca farkında mısın? Allah, bin dörtyüz yıl önceki emrini senin ağzından, senin kaleminden bugün bir kez daha duyuruyor, dinine hizmet ettiriyor. Müslüman olduğunu söyleyenler! Kırca’nın bu sözüne itibar edin “edep yerlerinizi” örtün.
Sayın Kırca, bazı şeylerin farkında olmak için hala neyi bekliyorsun? Bişr-i Hafi Hazretleri sana rol model olabilir diye düşünüyorum.
Ne dersin?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.