Atatürk’e ait olmayan sözler
Geçenlerde ATV’de yayınlanan Karadayı adlı dizide bir yargılama sahnesi var.. Üzerine atılı bir cinayet suçundan hakim önüne çıkan Nazif Kara, savunma yapmak üzere kürsüye geliyor.. Karşısında mahkeme heyeti.. Heyetin arkasındaki panoda da o bildik deyiş.. “Adalet Mülkün Temelidir”.. Fakat sözün altında olması gereken yerde “K.Atatürk” imzası yok.. Sonra yapım şirketi açıkladı.. Meğer varmış da ışıklardan vesaireden ekrana çok yansımamış.. Oysa zaten o söz Atatürk’e ait değil ki.. Ne imzası?!..
ADALET MÜLKÜN TEMELİ
Bu doğru.. Söz doğru yani.. Sadece “Mülkün Temeli” sözüne ilişkin tarihçilerin teknik yönde itirazları var.. Ya mülk kavramı yerinde kullanılmamış ya da naklederken yol kazası olmuş.. Ama Hz.Ömer’in, “mülk” ifadesini, “devlet” anlamında kullandığını biliyoruz.. “Devletin esasını adalet teşkil etmezse o devlet temelsiz bir bina gibi çöker” anlamında.. Bugünkü mülkiyet kavramından biraz daha farklı yani.. Her hal ve şartta sözün aslı Hz.Ömer’e aittir.. Mustafa Kemal Atatürk ise çok isabetli olan bu sözü, adalet mekanizmasını anlamlandırırken kullanmıştır.. Atatürk’e yakın tarihçiler demek ki, tarihe böyle geçsin istedikleri için, sözün alıntı olduğunu yazmamış, Atatürk’e aitmiş gibi sunmayı tercih etmiş..
EGEMENLİK MİLLETİNDİR
Mesela; “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir”… Egemenlik milletin de, söz Atatürk’ün değil ki.. Mustafa Kemal’i, düşünceleriyle en çok etkilemiş olan ünlü Fransız düşünür Jean Jacques Rousseau’ya ait bu söz.. Öyle ki koltuğunun altından Rousseau yazılarını ayırmayan Atatürk, anayasa çalışmaları sırasında, açıkça milletvekillerine de Rousseau tavsiye etmiştir.. Fakat yakın tarihimize Atatürk’ün siyasi dehası olarak geçti söz..
KÖYLÜ MİLLETİN EFENDİSİDİR
Doğru.. Köylü de milletin efendisi.. Fakat bu söz de, Atatürk’ten önce kullanıldı.. Kim tarafından?.. Kanuni Sultan Süleyman tarafından.. Mustafa Armağan, ‘Osmanlı’nın Mahrem Tarihi’nde bakın nasıl anlatır o sözün esasını; “.. Bir gün mahremleriyle görüşürken onlara “Velinimet-i âlem (dünyanın efendisi) kimdir?” diye sormuş. Onlar “Padişah efendimizdir” diye cevap verince Kanuni, “Hayır, dünyanın efendisi reâyadır ki, ziraat ve harâset (çiftçilik) emrinde huzur ve rahatı terk ile iktisab ettikleri nimetle bizleri it’âm ederler” demiştir..” Mustafa Armağan’ın naklettiği bu sözün, Atatürk’ün sözüyle arasındaki benzer yanı, ikisinin de çiftçinin ve köylünün efendi olarak tanımlanması.. Fark ise, Kanuni’nin daha evrensel bir tanım ortaya koymuş olması..
SAĞLAM KAFA
Bir başka söz.. “sağlam kafa sağlam vücutta bulunur”.. Teknik bakımdan saçma sapan bir söz.. En basit tanımıyla söyleyecek olursak, bedensel engelli bireylerin sağlam kafaya sahip olamadıklarının tescili.. Bu da Atatürk’e ait değil zaten. Fakat Latin edebiyatı üzerine çalışan dil bilimciler sözün esasının “Juvénal”e ait olduğunu söylüyor.. Sözün orijinali; “orandum est ut sit, mens sana in corpore sano..” Yani; ‘sağlam bir bedende sağlıklı bir kafa vermesi için dua etmelisin’ zamanla bugünkü halini almış.. Peki Atatürk bu sözü nereden biliyor? Çünkü bizzat kendi emriyle, askeri okullarda okutulmasını mecburi tuttuğu, Rus yazar Grigory Petrov’un ‘Beyaz Zambaklar Ülkesinde’ kitabında bu söz geçiyor.. Sonraları, Jean Christophe Grangé’ın ilk kitabı olan ‘Kızıl Nehirler’de de Juvénal’e ait olarak yazılmış.. (Jean Reno’nun filmi aynı zamanda)
DİĞERLERİ
Örneğin Hz.Ali’ye ait olduğu bilinen; “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir-fendir” sözü ya da Kazım Karabekir’e ait olduğunu kendi ifadelerinden öğrendiğimiz; “ya İstiklâl ya ölüm” gibi sözlerinin yanında, hemen hemen her meslek grubu için söylediği övgü dolu sözleri de yalan.. Neden yapıyorsunuz bunu? Daha çok sevelim diye mi? Oluyor mu peki? Kalın sağlıcakla.