İstanbul’u Bitirme Planı
Bir kız öldü İstanbul’da.. Öldürüldü.. Sarai Sierra..
Cinayet ve kızın kayboluşu ile ilgili çok şey yazıldı söylendi.. Ben size Sierra’dan sonrasını anlatmak istiyorum bugün.. Ama sırayla gidelim.. DOLANDIRICILAR ŞEHRİ Önce National Geopraphic kanalı için İstanbul’a gelen belgeselci Conor Woodman’ın marifetlerini hatırlayalım..
Ne yapmıştı bu meslektaşımız? Yanına bir miktar para alarak İstanbul’a gelmiş ve başını derde sokmaya çalışmıştı.. Hatırlayın haber de oldu..
Bir pavyona gitmiş, kafayı çekmiş, gelen hesaba itiraz edince pavyonun korumaları parayı alabilmek için ATM’ye kadar eşlik etmişler kendisine.. Sonra? Eminönü’nde bir boğaz gezisi için tekne turuna yazılmış.. 14 metre dedikleri tekne 12 metre çıkınca veryansın etmiş..
Conor Woodman, bu ve bunun gibi abuk-subuk onlarca işi alt alta toplayıp uluslararası yayın yapan bir televizyonda; “Dolandırıcılar Şehri İstanbul” diye manşet attı ve kendince yorumlu bir kurguyla İstanbul’u (!) anlattı..
TACİZCİLER ŞEHRİ Daha bu depremin şiddetini ölçemeden bu defa Washington Post’u bir açtık baktık ki, şöyle bir başlık; “İstanbul’da tacizsiz gün geçmiyor”.. Makale İstanbul’da kaleme alınmış..
yazıda, WP Yazarı Allyson Neel, İstanbul’da sokağa çıktığı her an tacize uğradığını iddia ediyor.. Genç kadın yazar, bir gün bir otobüs durağında, adamın karısını bıçaklamaya çalıştığını, müdahale ettiğinde ise bıçağı kendisine doğru salladığını yazmış.. Ardından yaşadığı evin kapısının önünde onlarca erkeğin aynı anda kendisine tecavüze yeltendiğini.. Of be kardeşim..
Atar da insan bu kadar desteksiz atar mı?.. İSTANBUL TEKİN DEĞİL! Peşinden de Sarai Sierra hadisesi geldi.. Cinayeti fırsat bilen güçler yeniden devreye girdi ve bu olayı İstanbul aleyhine döndürmenin yollarını aradı.. ABD’de ne tür haberler çıktığını tahmin edersiniz.. Peki ya Türk medyasında?..
Sarai Sierra hadisesinden sonra da bizim sazan basın, hemen kameralara sarılıp surlara koştular. “bu surlar bir acayip yerler” de, “burada insanların can güvenliği yok” da.. İSTANBUL OPERASYONU Bunun, İstanbul’a yönelik sistemli bir kültürel saldırı olduğunun farkında değil misiniz?..
Aynı merkezden düğmeye basılarak yapılan yayınlara bizim de düşüyor olmamız ne fena.. İnsanın aklına kötü kötü şeyler geliyor. Washington Post’ta çıkan makale ya da National Geographic’te yayınlanan belgeselin bir benzerini de Türk medyasına yaptırmaya çalışan bir irade mi var? Peki içimizdeki Allyson Neel ya da Conor Woodman’lar kimler acaba?
İŞTE İSTANBUL’UN SUÇ KARNESİ Bu güvensiz, aynı kadına her gün her gün tacizde bulunulan kent var ya, Avrupa başkentleri ile karşılaştırıldığında ortaya ne çıkıyor biliyor musunuz? Size verilerle izah edeyim.
2012’ye ait verilere göre İstanbul, yılın 6 aylık diliminde, 117 cinayetle, en az cinayetin işlendiği metropol olmuş.. Sarai Sierra’nın memleketi New York’un Belediye Başkanı biliyorsunuz, “yıllık cinayet sayısını 500’e düşürmeye çalışıyoruz” diye beyanat vermişti.. “New York’ta suç oranı düşüyor” diye pompaladı bizim Allyson’lar Türkiye’de bu haberi..
2 milyon nüfuslu Amsterdam’da cinayet sayısı (6 ayda) 176 iken 15 milyon nüfuslu İstanbul’da bu sayı 117.. İzaha muhtaç olduğunu düşünmüyorum.. İstanbul üzerine yapılan operasyona, biz bari alet olmayalım..
Kalın sağlıcakla.