Faruk Köse

Faruk Köse

Başbakan Siyonizm konusunda “cahil” mi?

Başbakan Siyonizm konusunda “cahil” mi?

Başbakan haklı. “Siyonizm”, aynen “Faşizm” gibi bir “insanlık suçu”; hatta Faşizm’in ikiz kardeşi.“Medeniyetler İttifakı Forumu”ndaki konuşmasında Başbakan Erdoğan, “Tıpkı siyonizm gibi, antisemitizm, faşizm gibi, İslamofobi’nin de bir insanlık suçu olarak görülmesi kaçınılmaz hal almıştır” dedi. Siyonistlerin elinde ve kontrolünde olan “iletişim ve medya araçları” ile “dünyayı yöneten güçler” anında harekete geçip “kınama kervanı” oluşturarak kınadılar.
İsrail Dışişleri ise Erdoğan’ın sözlerinin “cahillikten kaynaklandığı”nı ileri sürdü.
Madem Başbakan’ı Siyonizm konusunda “cahillik”le suçladılar, biz de araştırıp bakalım dedik, Başbakan “cahil” miymiş, değil miymiş?
BM Genel Kurulu, Kasım 1975’te bir karar alır: Siyonizm, “bir tür ırkçılık ve ırk ayrımcılığı”dır. Ancak Siyonist güç odakları harekete geçer ve baskılarla bu kararı geri aldırır. Lakin karar alınmış, tarihe geçmiştir.
“Faşizm” denince akla ilk “Naziler” gelir. Naziler’in yaptıkları ile Siyonist İsrail’in yaptıkları mukayese edilirse, Siyonizm’in Faşizmle bire bir aynı olduğu zaten görülür. Ancak burada Nazilerin yahudilere yaptıklarını sayacak değilim. Zira bunu hepiniz biliyorsunuz; yıllardır basın-yayın organları ile, sinema başta olmak üzere kültür ve sanat faaliyetleriyle abartılı biçimde zihinlere kazındı. Şimdi Filistin’e zulüm ve acı getiren Siyonistlerin Filistin müslümanlarına yaptıklarına birkaç örnek verelim.
Bugün şartları çok kötü olan Siyonist İsrail hapishaneleri Nazi Kampları gibi. Binlerce Filistinli gerekçe gösterilmeden hapsediliyor. Gözaltına alınanlar bazan yıllarca mahkemeye çıkarılmıyor. Tutuklananların avukatlarını veya yakınlarını görmelerine izin verilmiyor. Bazı Filistinliler çöllere kurulmuş çadır hapishanelerde insanlık dışı şartlarda tutuluyor. Çöl sıcağı bir yana, bunlara sistematik olarak fiziksel ve manevi işkence yapılıyor. Cezası biten Filistinliler “cezanın tekrarlanması” uygulamasıyla aynı cezayı bir kez daha çekiyor.
Sorguda ve hapiste işkence rutin uygulama. Sistemli dayak... Cinsel organa elektrik verme... Çırılçıplak buzlu suya sokma... Özel eğitilmiş köpekleri saldırtma... Vücutta sigara söndürme... Tırnakları ve sağlam dişleri sökme... Kızını getirip babasının gözü önünde tecavüz etme... Babayı kendi kızı ile ilişkiye zorlama... Soğuk gecelerde soyup üzerine buz gibi su püskürtme... Kurbağa oturuşunda tutma... Uykusuz bırakma... Yüksek sesle aralıksız müzik dinletme... Başa kötü kokulu çuval geçirme... Testisleri ezme... Elleri sürekli kelepçeli tutma...
Bunların hepsi uluslararası insan hakları kuruluşlarının raporlarında yer alan Siyonist işkence yöntemleri.
Siyonistler Filistin’e nasıl girmişti, hatırlayın. İnsanları ülkelerinden kovmuş, topraklarına, evlerine, mallarına-mülklerine el koymuşlardı. O günden bu yana her türlü yıldırma ve sindirme politikasını uyguluyorlar. Flistinlileri öldürüyorlar! Çocukları bile öldürüyorlar! Üstelik, öldürdükleri bazı müslümanların organlarını çalıp satıyor, organ ticaretinden servet kazanıyorlar.
Gazze yıllardır açık hava hapishanesi. Sistematik olarak bütün teknoloji ve silah gücüyle saldırıp her seferinde yüzlerce kişiyi öldürüyorlar, binlercesini yaralıyorlar; bu esnada yıkılmadık bina kalmıyor, bütün altyapı çöküyor. Hastahaneleri bile bombalıyorlar. Camileri işgal ediyorlar ya da harabeye çeviriyorlar. Filistinlilerin evlerini önceden uyarıda bulunmadan başlarına yıkıyorlar.
Siyonistler, Filistinlileri ekonomik bağımlılık ve baskı altında tutuyor, ilkel şartlarda ve sefalet içinde yaşamaya mahkûm ediyorlar. Filistin’in ekonomik yönden çökmesi için akla hayale gelmedik uygulamalar yapıyorlar.
Gazze Şeridi’ndeki pek çok Filistinlinin tek geçim kaynağı olan balıkçılığı yasakladılar. Filistinlilerin su rezervlerini kapatarak çiftçileri çaresiz bıraktılar. Tarlaları yaktılar. Zeytinlikleri yakıp yok ettiler. Kur’an’ın tabiriyle “ekini ve nesli” yok etmekteler. Zeytin bahçelerinde çalışanlara ateş açarak uzaklaştırdılar. Abluka ve ambargo bir yana, Yahudi yerleşim bölgelerini Gazze Şeridinin en güzel yerlerine, verimli tarım alanlarının üzerine kurarak Filistin halkını açlığa sürüklediler.
Filistinliler, kendi topraklarında ikamet haklarını kaybetmekteler.
Siyonistler, Filistin’i harab ederek, açlığa sürükledikleri bu insanları kendi işyerlerinde çalışacak ucuz işgücü haline getiriyor. Tıpkı Nazilerin, kamplara topladığı yahudileri savaş sanayiinin işgücü haline getirmesi gibi!
Evet, bunları ve nicelerini Nazilerin yaptıklarıyla karşılaştırdığınızda bire bir aynı olduğunu göreceksiniz. Almanya’da ortaya çıkan Nazi Faşizmi’ninde, İsrail’deki Siyonist Faşizm’in de dayanağı, insanlar arasında çatışmayı öngören, “güçlüler kazanır, zayıflar yok olur” diyen “Sosyal Darwinizm” ve “üstün ırk” anlayışı hem Faşizm’in, hem de Siyonizm’in ana niteliği. Naziler Almanların, Siyonistler yahudilerin diğerlerinden üstünlüğünü savunur.
Demek ki neymiş?
Başbakan Erdoğan, “Siyonizm”in de “Faşizm” gibi olduğu hususunda İsrail Dışişleri’nin iddia ettiği gibi “cahil” değilmiş!
Gerçeği seslendirecek kadar da yürekliymiş!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Faruk Köse Arşivi