Bir ülke, iki isim...
Makedonya Parlamentosu, 17 Eylül 1991 tarihinde aldığı bir kararla, “Makedonya Cumhuriyeti” isimi ile yeni bir devletin kurulduğunu tüm dünya’ya ilan etti. Ancak Yunanistan, bağımsızlığını ilan ettiği günden beri, bu ülkenin anayasal ismi olan Makedonya Cumhuriyeti yerine Eski Yugoslav Makedonya Cumhuriyeti-FYROM’u kullanmayı tercih ediyor.
Atina yönetimine göre, “Slav kavimleri Balkan yarımadasına altıncı ve yedinci yüzyıllarda geldiklerine göre, bugünkü Makedonlar, eski Makedonlardan gelmiyorlar. Bu sebeple, “bugünkü Makedonların, Makedon ve Makedonya isimlendirmelerini kullanma hakları yok.” Yine Yunanlılara göre, “Üç bin yıldan beri Yunanistan’ın bir parçası olan Makedonya’nın, Büyük İskender’e kadar uzanan bir Helen geçmişi bulunuyor. Antik Çağdaki Makedonlar, Yunanca konuşan ve Yunan kültürüne sahip Kuzey Yunanistan halkıdır.”
Buna karşılık Makedonya da, “milattan önce 700-800’lü yıllarda Ege Makedonya’sında ortaya çıkan Makedonlar, Yunanca konuşmadıkları gibi, Yunan kültürünün de bir parçası değildir.” Ayrıca Üsküp yönetimine göre, “Bugün, Vardar Makedonya’sında yaşayan ve tarihin etkileri sebebiyle Slav Makedoncası konuşan halkın önemli bir kısmı ile Ege Makedonyası’nda yaşayan ve aynı etkiler sebebiyle Yunanca konuşan halkın bir kısmı Antik Çağdaki Makedon Krallığı halkına mensup Makedonlardır.”
Görüldüğü üzere, her iki tarafın birbirinden farklı tezleri var. Bu sebeple, iki ülke arasındaki isim tartışması her an harekete geçmeye hazır bir fay hattından farksız.
Makedonya Cumhuriyeti’ni ilk tanıyan ve büyükelçilik seviyesinde ilk diplomatik temsilciliği açan ülke Türkiye oldu. BM Güvenlik Konseyinin üç daimi üyesi olan Rusya ve Çin de aralarında bulunduğu, 140 civarında ülke tarafından anayasal ismi ile tanınıyor. BM Güvenlik Konseyi daimi üyesi ABD de, 2004 yılında, anayasal ismi olan Makedonya Cumhuriyeti olarak tanıdı.
Buna karşılık Makedonya Cumhuriyeti, Bulgaristan ile dil, Sırbistan ile sınır ve haleflik ve Arnavutluk ile bu ülkede yaşayan Arnavutların talepleri sebebiyle çeşitli anlaşmazlıklar yaşıyor. BM’ye, 8 Nisan 1993 tarihinde, “Eski Yugoslav Makedonya Cumhuriyeti-FYROM” geçici ismi ile üye olabildi.
Makedonya, iki yıllık müzakerelerin ardından 9 Nisan 2001 tarihinde, AB ile İstikrar ve Katılım Anlaşması’nı imzalayan ilk Batı Balkan ülkesi oldu. Fakat bu önemli gelişme, Arnavutlar ile Makedonlar arasındaki etnik kutuplaşma ve sonrasındaki silahlı çatışmaların gölgesinde kaldı.
2001 yılında bir iç savaşın eşiğinden dönen Makedonya halklarını birlikte tutan tek şey NATO ve AB perspektifi. Üsküp’teki Araştırma ve Politika Oluşturma Merkezi tarafından gerçekleştirilen bir anketin neticeleri de bunu doğruluyor. Ankete göre, Makedonya halkının yüzde 60’ı, NATO üyeliği karşılığında ülkenin isminin değiştirilmesine karşı çıkıyor. Buna karşılık, yine halkın yüzde 78’i Yunanistan ile görüşmelere devam edilmesini arzu ettiğini gösteriyor.
Makedonya’nın içinde bulunduğu çıkmazın fazlasıyla farkında olan Yunanistan, NATO ve AB üyeliklerini koz olarak kullanarak, isim meselesini çözmeye çalışıyor. AB ve NATO üyesi olan Yunanistan, isim anlaşmazlığı çözülmediği takdirde, Nisan 2008’de Bükreş’te yapılan NATO zirvesinde olduğu gibi Makedonya Cumhuriyeti’ni, NATO ve AB üyeliğini engellemekle tehdit ediyor.
Yunanistan, AB’nin maddi imkânlarına yaslanıp, isim anlaşmazlığını tehdidin yanı sıra gayri ahlaki tekliflerle lehine neticelendirmeye çalışıyor. Yunanistan eski Dışişleri Bakanı Dora Bakoyani’nin “Üsküp’ün, Makedonya haricinde yeni bir isimde uzlaşılması halinde, Makedonya’dan geçecek otobanın inşası için 75 milyon avro para yardımında bulunmaya hazırız” sözleri bu gayretin açık bir örneği.
Yunanistan’ın, NATO’nun Balkan Yarımadası’ndaki genişlemesine darbe vurulması, ittifakın, bölge ülkelerine ve bölge politikalarına bakışının tartışılmasına zemin hazırlayacaktır. Atina yönetiminin, NATO’nun ardından, Makedonya’nın AB üyeliği yoluna da duvar örmesi; NATO ve AB genişleme süreçlerini bloke eden ve Balkanları istikrarsızlığa sürükleyen ülke konumuna getirecektir.
Yunanistan, ‘demokrasi ve medeniyetin beşiği’ olma iddiasını hâlâ devam ettiriyorsa, bu iddianın gereklerini de yerine getirmeli. Yunanistan’ın Makedonya eski Büyükelçisi Dora Grosomanidou’yunun, 6 Temmuz 2007 tarihli Financial Times gazetesinde yer alan şu sözleri, isim meselesinin çözüme kavuşturulması adına önemli bir kılavuzdur: “Eski Yugoslav Makedonya Cumhuriyeti (FYROM) BM üyelerinin yarısından fazlası tarafından anayasal adıyla (Makedonya) tanındığı üzere, Yunanistan bu yeni realiteyle yüzleşmelidir.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.