Güngören’e atılan bomba ve kapatma davası
Türkiye kapatma davasına kilitlenmişken, yüreğinden hançerlendi.
Güngören’de patlayan bomba 17 vatandaşımızı öldürdü, yetmiş milyonu yaraladı. Olayın yaşandığı andan itibaren hepimiz yaralıyız.
Olay mahallinden TV ekranlarına yansıyan görüntüler, yükselen feryatlar içler acısıydı. Türkiye otuz yıldır terör belasıyla boğuşuyor, koç gibi yiğitlerini, fidan gibi çocuklarını kurban veriyor. Ama bir türlü bu ahtapotun kollarından kendini kurtaramıyor.
Terörün niçin bitirilemediği, niçin bu kadar azmanlaştığı ayrı bir yazı konusu… Söylenecek çok söz var, ama şimdi sırası değil. İnsanların figanı göklere yükselirken hiçbir telkin, hiçbir analiz fayda getirmez. Sözü de çığlığı da zamanında atmak gerek. Şimdi söz değil, çığlık zamanı.
Ancak, ortalık biraz durulup, terör biraz köşeye sıkıştırılınca ‘dağdakiler’ için af isteyenler, Kürt aydını sıfatıyla tafra atanlar, bu kanlı manzaraya bakıp bir defa daha düşünmelidirler. Bunun Türklükle, Kürtlükle, Müslümanlıkla, insanlıkla alakası yoktur. Bunu kim, ne adına yaparsa yapsın hayvanlığın ta kendisidir.
Tarihte Türk-Kürt kavgası yoktur. Türk’ün Kürt’le, Kürt’ün Türk’le bir meselesi olamaz. Ama terörün arkasına mevzilenip aydın sıfatıyla ‘Kürtçülük’ yapanlarla bu ülkenin Kürt’ü ve Türk’üyle her vatandaşının meselesi vardır. Kürt vatandaşımızın en büyük düşmanı Kürtçülüktür. Ziya Gökalp seksen yıl önce, ‘Türk’ü sevmeyen Kürt, Kürt değildir. Kürt’ü sevmeyen Türk’ Türk değildir’ diyordu. Doğru da diyordu. Onun için teröre dönük eleştirileri paratoner gibi Kürt vatandaşlarımızın üzerine çekmeye çalışan aydın kisveli zavallılar bu kadim birliği bozamaz. Eleştirilerimiz hedef gözetmeyecek kadar ‘hayvanlaşan’ örgüt artıklarına ve onların aydın geçinen muhafızlarınadır.
Türkiye’yi acıya boğan bu olayla ilgili çok şey söylenecek, çok şey yazılacaktır. Bu yazı yazıldığında bombayı atan tetikçi örgütün PKK olduğu aşağı yukarı kesinleşmiş gibiydi. Ancak spekülatif eylemlerin en belirgin vasfı her zaman gerçeği örtecek bir paravan örgütün ele verilmesidir. Bu olayda da medyanın ağzına PKK’nın atıldığı böylece geri planda gerçek aktörlerin gizlenmeye çalışıldığı anlaşılıyor.
PKK bir taşeron; uzun zamandır siparişle eylem yapan, menfaat karşılığı iş alan bir örgüt. Bu tip eylemlerin önlenebilmesi için perde gerisinde olanların ortaya çıkarılması gerekiyor. Bu eylemi analiz edeceklerin ilk dikkat etmeleri gereken husus, eylemin zamanlamasıdır. Düne kadar Türkiye’nin birinci gündem maddesi kapatma davasıydı. Dünden itibaren gündemin birinci maddesi terör örgütü ve Güngören’e atılan bomba olmuştur. AKP kapatılmadan önce sakın birileri ‘kapatma’ davasını gündemden düşürmek için bu bombayı patlatmış olmasın. Eğer bu öngörüm doğruysa bu AKP’nin kesin olarak kapatılacağı anlamına geliyor. Kapatma bombası patlamadan, patlatılan bomba ile AYM’nin vereceği kararın tesirlerini azaltmak hedeflenmiş olabilir. çünkü ‘kapatma’ nın etkisi ne kadar az olursa, yeni kurulacak partiye duygusal yönelişler de o kadar az olacaktır. Dolayısıyla bomba kapatma davasını gündemden düşürmek için atılmıştır ve bu bomba, kapatma kararının bir başka dil ile ilanıdır.