BDP’lilerle Murat Karayılan’ın çektirdiği fotoğraf üzerinden bir tartışmadır gidiyor.   Sonuçta, teröristlerle kucaklaşma görüntülerinin yeri yerinden oynattığını hatırlamamız lazım.. Dolayısıyla, KCK Yürütme Konseyi Başkanı ile milletvekili düzeyinde görüşülmesi ve hem masada hem de ayakta hatıra fotoğrafı çektirilmesine bir reaksiyon olacağı herhalde bekleniyordu. Fotoğraf üzerinden yapılan muhalefeti de sağlıklı ve yerinde bulduğumu ifade etmeliyim. Sonuçta bu türden muhalefetler, frenlerin boşalmasını önleyen, olması gereken müdahalelerdir. En azından söylem düzeyinde kaldığı müddetçe yani tartışıldığı müddetçe yapılması muhtemel yanlışları da en başından önler. Dolayısıyla ben MHP’yi,  tutarlı muhalefetinden ötürü kutluyorum. CHP’nin ise ne zaman ne dediği belli olmadığı için sözlerinin değerli olmadığını düşünüyorum. Başta “kredi açtım” deyip de arkasından da Köşk’e şikayete çıkmasının anlaşılabilir bir yanı yok. Keşke destek olmasa sürece de kafa karışıklığı yaratmasa..

KAVGA ETTİĞİMİZ ADAMLA BARIŞIRIZ

Karayılan’lı fotoğrafın kolay kabullenilir, hazmedilir bir fotoğraf olmadığı açık. Kendi adıma söyleyeyim, benim için Karayılan hiçbir zaman muteber bir isim olmadı. Onu meşru göstermeye çalışan dağ söyleşilerini de aynı şekilde değerlendirmiştim. Bugün de aynı. Ama bir mesele var ortada. Ve bu meselenin çözülmesi için meselenin taraflarının görüşleri önemli. “Kavgaya devam mı edeceğiz yoksa barışacak mıyız?” bunu anlamak için kavga ettiğimiz adamla bir araya gelmekten daha doğal ne olabilir ki?.. Eski İngiltere Başbakanı Tony Blair’in IRA ile görüşmelere başlarken söylediği bir söz var: “Savaşın bitmesi için şeytanla bile görüşürüm”.. İşe biraz bu perspektiften bakmakta yarar görüyorum..

ŞEHİT ANNESİ AĞLIYOR

Yazının başlığındaki iki fotoğraftan biri bu.. Karayılan’la çekilen fotoğraf.. Peki ya ikincisi? Orada fotoğraf sayısını artırabilirim aslında.. Benim “ikinci fotoğraf” diye gördüğüm ilk kare Türk Bayrağına sarılı tabutun üzerine kapaklanmış bir annenin feryat ettiği anın fotoğrafıydı.. “Durdurun bu kanı, gözyaşını, başka anneler ağlamasın” diye feryat eden ananın ağlamaktan göz pınarları kurumuş fotoğrafı ikinci fotoğraf.. Karayılan’lı fotoğrafa itiraz edenler acaba bu fotoğrafı mı görmek istiyorlar?.. Bir tercih yapmak gerekirse eğer, siz olsanız hangi fotoğrafı seçerdiniz?..

ORGANİZE İŞLER BUNLAR

Çocukluğunuzdan hatırlar mısınız, ilk 11’de oynayacak olan takımı topu olan çocuk kurardı. Siyasette de kartları çok açık görülüyor ki Başbakan Erdoğan dağıtıyor.  Çıktı ve “ya siz açıklayın ya da ben” dedi.. BDP açıkladı.. Ben ilk günden beri açıklanması değil tasfiye edilmesi taraftarıydım. Bizim bilmemize gerek yok kimden sızdığını. Siz o sızmanın kaynağını bulup kurutun kâfi.. Ama eğer istiyorsanız tabii.. Şimdi Gültan Kışanak’ın üzerinde kaldı bu iş. Oysa hem Radikal’deki hem de Yeni Şafak’taki haberi dikkatle okuduğumda şunu anlıyorum ki, bu tam anlamıyla bir “organize işler” durumu.. Yani sanki BDP, bir yandan “sızmayı tespit edip gereken cezayı vereceğiz” derken bir yandan da kasıtlı olarak Öcalan’ın bazı konulardaki bazı fikirlerinin kamuoyu tarafından bilinmesini istemiş gibi görünüyor. Ne yapsak acaba BDP’yi mi devreden çıkarsak ki?.. Kalın sağlıcakla.