Makedonya Müslümanları Teyakkuzda
Makedonya’da sular bir türlü durulmuyor. Bunun en önemli sebebi Makedon yöneticilerin, Müslüman Arnavut ve Türklerin, milli ve kültürel değerlerine gereken saygıyı göstermemesi.
Makedonların, “Üsküp 2014” projesi kapsamında başkentin en işlek meydanına; Osmanlı’nın eşkıya olarak tanımladığı isimlere ait büst ve heykeller dikmeleri, tarihi Burmalı Camii arazisine; kilise, ordu evi, otel ve kamu binaları inşa etme yoluna gitmesi, bu ülkedeki Müslümanları oldukça rahatsız ediyor.
Her yıl 13-14 Ocak’ta düzenlenen Vevçani Karnavalı’nda, geçtiğimiz yıl, İslam’a ve Müslümanlara görülmemiş şekilde ahlaksızca hakaretler edilmesi, huzursuzluğu biraz daha artırmıştı. Bu rezaletin üzerinden bir yılı aşkın bir süre geçmesine rağmen, Makedon makamlarından resmi bir özür dilenmedi.
12 Nisan 2012’de, Üsküp yakınlarındaki Zhelezarsko Gölü’nde beş Makedon’un öldürülmesi ise, bu ülkedeki etnik bombanın fitilini yeniden ateşledi. Profesyonelce gerçekleştirilen bu katliamın, etnik nefreti tetiklemeyi amaçlayan planlı bir eylem olduğu çok açıktı. Buna rağmen, Üsküp’te Arnavut nüfusunun yoğunlukta olduğu 26 noktaya baskınlar gerçekleştirildi. Sekiz yüzün üzerinde devlet görevlisinin iştirak ettiği baskınlarda, üçü başörtülü bayan olmak üzere, 20 kişi gözaltına alındı. Göz altılardan sonra Müslüman Arnavutlar, Üsküp, Kalkandelen (Tetova), Gostivar ve Kumanova’da protesto yürüyüşleri düzenlediler.
Ne ilginçtir ki, geçtiğimiz yıl 24 Aralık’tan beri parlamento çalışmalarını protesto eden ve meydanlara çıkan muhalefet, iktidarla anlaşıp, meclis çalışmalarına geri dönme kararı aldıktan sonra ülkedeki etnik çatışmalar da yeniden başladı.
Arnavut gençler, 1 Mart günü, Üsküp’te saldırıya uğradılar. Ertesi gün, saldırıyı protesto etmek isteyen yüzlerce Arnavut genci, polisle çatıştı. O günden beri Arnavut ve Makedon gruplar arasında çatışmalar devam ediyor.
Üsküp’ün farklı semtlerinde Makedon gruplar Arnavut, Arnavut gruplar da Makedon gençlerine saldırılar düzenliyorlar. Bazı hatlarda otobüsler taşlanıyor ve yolu kesilen otobüslerdeki yolculara saldırılıyor.
Arnavut ve Makedon gençler kendi aralarında taşlı-sopalı çatışırken, Müslüman Arnavutlar ve Türkler ile Makedonlar arasındaki Burmalı Cami tartışması da gündemdeki yerini koruyor.
İslam Birliği, Reis Ulema Hacı Süleyman Efendi Recepi imzasıyla, yayınlanan bir bildiride, tarihi Burmalı Cami arazisindeki farklı inşaat çalışmalarının acilen durdurulması ve tarihi Burmalı Camii’nin yeniden inşası taleplerinin kabul edilmesi istendi. Bu talepler dikkate alınmazsa, 15 Mart Cuma günü, Üsküp Meydanı’ndaki Burmalı Camii arsasında geniş katılımlı bir protesto gösterisi düzenlenecek. İslam Birliği, cami arsasını çevreleyen bariyerler kaldırılıp, inşaat çalışmaları durdurulana kadar protestoların devam edeceğini de açıkça ifade etti.
Makedonya Cumhuriyeti, kısa süreli iç çatışmalar göz ardı edilirse, bağımsızlık sürecini kansız ve sancısız bir şekilde tamamlayarak bugünlere geldi. Buna karşılık, özellikle son dönemde, ülkedeki etnik tansiyon önemli ölçüde arttı. Elbette, 24 Mart’ta yapılacak yerel seçimlerin de bunda payı var. Fakat hiçbir şey, Makedonya’nın, Balkanların etnik bombası olduğu gerçeğini değiştirmez. Unutulmasın ki, “yumuşak atın çiftesi pek olur.”
Türk Dış İşleri’nden talebimiz, Makedonya Müslümanlarının 15 Mart’ta dile getireceği taleplere daha sıkı sahip çıkması ve gereğini yapmak üzere daha fazla gayret sarf etmesidir.
UÇK Destanı ve Adem Yaşari...
Adem Yaşari (Adem Jashari), Sırp zulmünü durdurmak ve esaretten kurtulmak amacıyla, Zahir Pajaziti ile birlikte Kosova Kurtuluş Ordusu-UÇK’yı kurdu. Sırp silahlı kuvvetleriyle mücadeleye girişti.
UÇK birlikleri, 28 Şubat 1998 tarihinde, Yugoslavya polis devriyesindeki dört polisi öldürüp, ikisini yaraladı. Bunun üzerine Sırp güçleri, önce Drenica’da Jashari’yle bağlantılı olduğunu düşündükleri ailelerin evlerine saldırılar düzenleyerek, 17 kişiyi şehit ettiler. Ardından 5 Mart 1998’de, Adem Yaşari ve ailesinin yaşadığı Prekaz köyüne yönelik büyük bir operasyon başlattılar.
Çatışmalar tam iki gün devam etti. 7 Mart 1998’de, aralarında Adem Yaşari ve çocukların bulunduğu, Yaşari Ailesinin 54 ferdi şahadet şerbetini içtiler.
Adem Yaşari’nin şahadeti, Kosova’nın bağımsızlık mücadelesini tetiklerken, kendisi ve ailesi de bağımsızlığın sembolü haline geldi. Adem Yaşari’nin şahadet şerbetini içtiği ev, çatışmadan sonraki haliyle muhafaza edilerek, müze haline getirildi.
Adem Yaşari başta olmak üzere, UÇK Destanı’nın yazılmasında pay sahibi olan tüm Kosova şehitlerini rahmetle yad ediyoruz. Mekanları cennet olsun. Amin!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.