Genelkurmay’ın soy ismi ile müsemma ve fakat cismi ile alâkasız bir başkanı vardı, inşallah unutmamışsınızdır: Başbuğ!

İlker Başbuğ, üniforma sırtında iken, ergenekon davasının kapsamına giren bazı konularla ilgili bir basın toplantısı yapmıştı. Hani o sıralar cephanelikler bulunuyor, sağda solda silahlar ele geçiriliyordu ya.
İşte bu lav silahlarından birini eline alan Başkan, milletin gözünün içine baka baka “bu bir borudur!” demişti!
Lav silahı boruya benzer!
Tabanca ocak çakmağına, tüfek bastona!
Tank binek otomobiline!
Neyse benzetmeleri uzatmayalım. Biz de bir benzetme yapalım: Baro da boruya benzer!
Nitekim, İstanbul Barosu boruluğunu göstermiştir!
Hukukla “boru”nun ne kadar ilgisi varsa, Baro’nun da o kadar! Ha baro, ha boru!
Hani Türkiye’de gazetecilerin tutuklandığı, cezalandırıldığı, dövüldüğü, sövüldüğü söyleniyor ya.
Bunu en çok söyleyenler kimler?
Türkiye’nin en kalabalık barosunu ele geçirmiş olanlar!
Hukuku sırf bu yüzden zorluyorlar! Hukuk da, baronun adaletin gecikmesine yol açacak fiilerini önlemek için tedbir alıyor.
Bu tedbir sonucu, baro ağır yaralı!
Bu durumu ortadan kaldırmak için olağanüstü genel kurul topluyorlar. Genel kurulla bu hukuki durumu aşmaya çalışacaklar anlaşılan.
Bu arada dünya âlemi Türkiye’de hükümetin baroyu baskı altında tuttuğuna inandırmışlar.
Elbette Türkiye’de böyle şeyler olduğuna inanmaya teşne bir batı kamuoyu var. Türkiye’nin gerçeklerini araştırmaya vakitleri yok ve ihtiyaç da duymuyorlar; mesaj paralel konumdakilerden gelince üzerine atlıyorlar.
Onlar da destek vermeye gelmişler olağanüstü kongreye.
Desteklerini de ifade etmişler. Bu arada, onların da gözü önünde bir olay cerayan etmiş.
Bir gazeteci, taarruza maruz kalmış. Hem de “hukuk adamları” tarafından. Bunlar hükümetin, hakimlerin hukuksuzluğunu öne sürerek birtakım eylemler yapıyorlar ve dünyayı ikna ediyorlar ama, kendi zamirlerini bir gazeteci karşısında dışa vuruyorlar.
“Gazeteciymiş, bize muhalif hem de! Vurun, öldürün!”
Resmen “katli vaciptir” diyorlar!
Başlıyor hukukçuların linç harekatı! Gazeteci arkadaşları tarafından güç belâ dışarı çıkarılıyor ve cankurtarana bindirilip hastahaneye ulaştırılıyor. Bir baro linci böylece önleniyor!
Türkiye’de hukuku bu barocular temsil etse idi ne olurdu?
Elbette lav silahı boru olurdu!