Malezya seçimleri
Bugün siz bu yazıyı okuduğunuzda Malezyalılar sandık başında olacaklar. 1957 bağımsızlık sonrası içinden geçilen önemli bir dönemeç bu. Birçok ilkleri ve bilinmezleri içinde barındıran bir seçim süreci oldu.
Çok etnikli, çok kültürlü ve çok dinli yapısı nedeniyle farklı kesimlerin farklı talepleri öne çıktı. Siyasi partiler programlarını oluştururken tabiatıyla zorlandılar. Çünkü farklı talepleri birbiriyle çatıştırmadan aynı parti programı içerisinde cem etmek kolay olmasa gerek.
Siyasetin doğasında rekabet var. Malezya toplumu ise yüksek rekabete alışık bir toplum değil. Bu seçim süreci ise Malezya seçim tarihi itibarıyla rekabetin tavan yaptığı bir seçim dönemi oldu. Bunun da halkın önemli kesimini tedirgin ettiğini söyleyebilirim.
Nüfusun yüzde 60’ını teşkil eden Maley Müslümanları kendi içinde siyasi olarak kutuplaşmış durumda. Gayrimüslim toplum da kendi içinde ayrışmış durumda. Özetle ortada şöyle bir tablo var:
Bir tarafta Malezya’yı kurulduğundan beri yöneten Ulusal Cephe (Barisan Nassional) koalisyonu. İçinde ülkenin kurucu ve en köklü Malay siyasi partisi “Ulusal Malay Birliği Organizasyonu” (UMNO), Çinlileri temsil eden “Malay Çin Birliği” (MCA), Hint azınlığı temsil eden “Malay Hint Topluluğu” (MIC) ve diğer küçük siyasi yapılar yer almakta.
Diğer tarafta da muhalefet partilerini temsil eden Halk Cephesi (Pakatan Rakyat) koalisyonu; “Kalkınma ve Adalet Partisi” (PKR), “Malezya İslam Partisi” (PAS) ve Çinli “Demokratik Eylem Partisi” DAP.
Bu seçim Arap Baharı sonrası yapılan bir seçim. Dolayısıyla partiler Arap Baharı sonrası yaşananların gölgesinde yarıştılar. Arap Baharı sonrası iktidar değişiklikleri, meydana gelen kaos, iç çatışma vs. hem siyasetçileri hem de seçmenleri daha dikkatli olmaya sevk etti denebilir.
Bu seçimde eğitimli şehirli internet neslinin seçim sonuçlarını belirleyeceği tahmin ediliyor. Bu yüzden muhalefet de iktidar da internet üzerinden kampanyalarına hız verdiler.
Malezya halkının önemli bölümü partileri, partilerin birbiri hakkındaki eleştirilerini ve cevaplarını internet üzerinden takip etti. Özellikle de genç kesim. Bunların çoğunluğunun muhalefete oy vereceği tahmin ediliyor. Kırsal kesimin çoğunluğu ise iktidara yakın durmakta. İnternet neslinin muhalefete daha yakın durması ülke siyasetinde dengeleri değiştirebilir.
Bunun sosyolojik, psikolojik ve siyasi bir karşılığı olduğunu tesbit etmek gerek. Türkiye’deki gibi televizyon programlarında muhalif liderler karşı karşıya gelip halkın karşısında programlarını tartışmıyorlar, böyle bir ortam yok.
Yeni nesil siyasi manada bir önceki nesle göre yeniliklere daha açık. Bir önceki neslin sömürge öncesi ve sonrası yaşadığı acıları fazla bilmiyor. Yeni nesil Maley ve Çinli çatışmasını da pek hatırlamak istemiyor. Bunları yaşayanların çoğunluğu muhalefete oy vermenin istikrarsızlık getireceği endişesini taşırken tasavvur dünyasını dijital topluma paralel kuran yeni neslin çoğunluğu ise siyasi denklemin yeniden kurulmasından yana.
Bu yüzden olsa gerek iktidar partisi seçime yeni yüzlerle gitmeyi tercih etti. Nerdeyse adaylarının yüzde 60’nı yeniledi. Muhalefetin eleştirilerini asgarî düzeye çekebilmek ve muhalefetten daha yenilikçi olduğunu ortaya koymak amacıyla gidilen bu değişikliğin mantıksal kurgusu güçlü gözükebilir. Ancak riskleri de barındırdığı kuşkusuz.
Çünkü halk bu yüzlerin çoğusunu pek tanımıyor. Birçoğusu siyasette yeni. Dolayısıyla bu plan geri de tepebilir.
Şahsi kanaatime göre seçimde kim kazanırsa kazansın Çinliler diğer dönemlere göre daha kârlı çıkacaklar. İktidardaki Maley çoğunluk ile muhalefetteki Maley kesim Çinlilerin desteğini alabilmek için daha önceden vermedikleri sözleri verdiler.
Yazıyı bu seçimin Malezya halkına hayırlar getirmesini temenni ederek bitiriyoruz..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.