Ahmet Varol

Ahmet Varol

Hem Suçlu Hem Güçlü

Hem Suçlu Hem Güçlü

Yüce Allah, şöyle buyurur: “Kim bir hata yapar veya günah işler de sonra onu suçsuz birinin üzerine atarsa büyük bir iftira ve apaçık bir günah yükünü yüklenmiş olur.” (Nisa, 4/112)

Baas zulmünden kaçarak en azından kendilerinin ve çocuklarının canlarını kurtarmak için çeşitli zorluklara katlanarak sığınacakları yer arayanların kendilerine kucak açanlar hakkında iyilikten başka bir şey düşünmeleri beklenemez. İnsan tabiatı ve aklı bunu gerektirir. Dolayısıyla çok güçlü ve kesin bilgiye götüren deliller elde edilmediği sürece, onların her bakımdan aleyhine sonuç verecek saldırı ve eylemleri onlara hamletmeye kalkışmak büyük haksızlık olur.

Fakat senaryo önceden kurgulanmış ve aynen kurgulandığı şekilde de sonuç alınması için hadiselerin sıcaklığından yararlanılmasına hazırlanılmış gibi harekete geçilmesi dikkat çekiciydi. Yani Suriye’deki olayların bütün sıcaklığıyla Türkiye’ye taşınması ve buraya kardeşlerinin ilgisine sığınanların güvenli ortamdan tümüyle yoksun bırakılmaları için kurulan planların hayata geçirilmesi için çok hızlı hareket edilmeye, hiç vakit kaybedilmeden oluşan psikolojik havadan yararlanılmaya çalışıldığı çok açıktı.

Oysa dediğimiz gibi Reyhanlı’da gerçekleştirilen saldırıların arkasında kimlerin bulunabileceği konusunda tahmin yürütülmesi için öncelikle bu saldırıların kimlerin işine yaradığına bakılması gerekiyordu. Yapılan araştırmalar ve ulaşılan bulgular da bu konuda gerçekçi tahminlerin doğru çıktığını gösterdi. Yani perdenin arkasında, bilfiil saldırılara maruz kalanlar hatta belki daha fazla zarar gören ve onların kendilerine kalplerini ve evlerini açtığı sığınmacıların değil bu insanlara kapıların tümüyle kapatılmasını isteyen eli bıçaklıların yer aldığı artık kesinlik kazandı.

Buna rağmen hâlâ eli bıçaklıların işine yarayacak şekilde sığınmacıların hedefe yerleştirilmesi, sürekli onların tehdit altında tutulması için oyunlar oynanması, çirkin ve ırkçı saldırılar düzenlenmesi karanlık kurguları yönlendiren merkezlerin hem suçlu hem de güçlü olduklarını gösteriyor.

Reyhanlı’daki vahşi saldırıların arkasında duran tehlikeli ele aslında bazı medya organları tarafından olaylardan birkaç hafta önce dikkat çekilmiş ve Banyas’taki katliamlarda üstlendikleri role bizzat kendilerine dayandırılan açıklamalardan hareketle işaret edilmişti. Açıklamalar, Reyhanlı saldırıları için yapılan hazırlıklara işaret eden çirkin tehditleri de aralara sıkıştırmış gibi görünüyordu. Demek ki bu açıklamaların ve tehditlerin iyi tahlil edilmesi ve tedbirlerin çok daha önceden alınması gerekiyormuş.

Olaylardan sonra Baas zulmünün arkasında duran birtakım merkezlerin ve güçlerin yaptığı açıklamalar, aslında olayların sadece bir taşeron çete işi olmadığını, Baas diktasını ayakta tutabilmek için ellerindeki tüm kozları kullanmakta ısrarlı görünen güçlerin organize çalıştıklarını gösteriyor. O yüzden sadece infazcı militanların veya onlara yardım eden yardakçıların tespit edilmiş olunmasının yeterli görülmemesi arka planın aydınlatılmasına, amaçlarının iyi tespit edilmesine, ulaşılan bilgilerin çok iyi değerlendirilmesine çalışılması gerekir. Belki de ortalığı karıştırmakta bu derece cüretkâr olabilenlerin hem suçlu hem güçlü durumunda olmalarının en önemli sebebi karanlık ilişkilerinin ve kirli bağlantılarının ortaya çıkarılması konusunda üzerlerine çok fazla gidilmemesidir.

Baas vahşetinden kaçarak en azından canlarını güvenceye alacakları bir sığınak arayanlara merhamet kapılarını açanların da, karanlık güçlerin ırkçı söylemlerle çıkardıkları velvelelerin hiç etkisinde kalmadan kardeşlik bilincinin yüklediği sorumluluğu yerine getirmeye devam etmeleri gerekir. Çünkü bu sorumluluk, tüm mü’minleri kardeş ilan eden Yüce Allah’ın yüklediği sorumluluktur.

Zulmün olduğu yerde mazlumdan yana tavır almak imanî sorumluluktur. Hatta zulmeden kişi imanlı diğeri imansız olsa bile. Çünkü zulmedene yapılacak iyilik onu zulmünden vazgeçirmektir; zulmünü sürdürmesi için yardım etmek değil.

“Zulmedenlere meyletmeyin. Yoksa size ateş dokunur. Sizin Allah’tan başka dostlarınız yoktur. Sonra yardım da göremezsiniz.” (Hud, 11/113)

“Sakın Allah’ı zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma. Ancak onları gözlerin donup kalacağı bir güne ertelemektedir.” (İbrahim, 14/42)

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
5 Yorum
Ahmet Varol Arşivi