Komedi; CHP’nin televizyonu bir yandan eylem görüntülerini veriyor bir yandan da alttan “pazarlama” reklamları geçiyor!..
Beyazgazete adlı internet sitesi durumu şu başlıkla ele almış:
“Birileri dayak yer birileri malı götürür”!..
*
Gelelim başlıktaki mevzua…
Sayın Mehmet Acet’in sunduğu İskele Sancak’taydık…
Son günlerin birkaç tartışma mevzuu; gezi parkı, ayyaşa fren, şu, bu…
Sayın Mehmet Ocaktan vardı, komplekse girmeden iyi savundu fikrini.
Kamuoyu araştırmacısı Hakan Bayrakçı, içkiye sınırlama getiren düzenlemeyi genel hatlarıyla olumlu bulduğunu, hükümetin ekonomik performansını takdir ettiğini söyledi.
Taksim’deki eylemcilere kısmen destek verdi.
Objektif bir görüntü sergiledi.

Bir de sıkı CHP’li meslektaşımız Sayın Barış Yarkadaş vardı:
Bu arkadaşa döndüm bir ara:
“Siz solcuların bir yönünü takdir ediyorum. Sizinkiler hem ekmeğinin peşindeki gariban esnafa, sokaktan geçen teyzeye, nineye, dedeye, zor şartlar altında ekmek parası çıkarmaya çalışan polise koca koca kaldırım taşları fırlatır, ellerinde megafonlarla eylem yönlendirir, her türlü illegal eylemi organize eder… Hem de mağduru oynar… Gündemini çatır çatır dayatır, azınlıktır ama çoğunluktan fazla ses çıkartır. Klasik sağcı tırsıkların haklı mücadelelerinde ne kadar tavizkar ve tırsık olduklarını gördükçe sizleri takdir ediyorum!..”
Barış Yarkadaş buna itiraz etmedi.
¥
Bakıyorum, derin soldan gelen en ufak tazyik klâsik sağcı takımını “ne olduğunu değil de ne olmadığını” anlatma psikolojisine itiyor.

Şu kanlı 1 Mayıs eylemlerinde bile iki tarafı da suçladı “klasik sağcı” takımı..!..
Hem hükümet suçluymuş hem de eylemciler!..

Yok ya; birileri kanun, nizam tanımayacak, “Ben istediğim yerde istediğim anda ve istediğim şekilde eylem koyarım. Ben devleti, kanunu, nizamı takmam. Ben, vatandaşın hayatına kast eder, milletin malını yerle bir ederim…” diyecek…
Milletin hayatına kast edecek…

Biz de buradan, “İki taraf da suçlu” diyerek şiddet uygulayanlarla şiddete karşı çıkanları aynı kefeye koyacağız!..
Buna düpedüz kompleks derler!..
¥
Mevzua bak;
millet adına iyi işler yaptığı için haksızlığa uğradığında, Sayın Erdoğan’a sahip çıkan neredeyse bir biz oluyoruz!..
Bulundukları pozisyonları, elde ettikleri rantları tamamen AK Parti’nin sağladığı atmosfere borçlu olanlar, her karışık ortamda hemen kıvırmaya başlıyorlar!..
Bu öyle bir ruh hali ki…

Kimin arabasına binse, onun düdüğüne çalacak gibi!..
Başbakan Erdoğan geçtiğimiz günlerde, “alkole fren” düzenlemesine hiç de beklemediği “yazarlardan” tepki geldiğini söylemişti…

Başbakan Erdoğan bu kadar etkili ve güçlü iken, karşı taraftan gelen en ufak bir baskıdan etkilenerek “sataşanlar”, yarın öbürgün, olur ya Erdoğan iktidardan uzaklaşırsa neler neler yapmazlar!..
¥
Bugünlerde, ideolojik kamplardan salıverilen birkaç bin kişilik topluluk sağda solda bağırıp çağırıyor diye havalar yine değişmeye başladı.

Rüzgar geçsin, ortalık durulsun, Erdoğan hakimiyetini birkez daha ortaya koysun, bunlar yine dönecek ve yiğidin harman olduğu ortamın yiğitleri olacaklardır!..
Bugünlerde “özeleştiri” moduna giren bu klasik sağ ruhlu adamlar, “Dert buldun kaç, yemek buldun dal!” havasında.

Bu adamlar, 28 Şubat’ın o en karanlık günlerinde, bize de sataşırlardı.
Yok, siz etrafı geriyorsunuz, yok darbecileri azdırıyorsunuz, yok provokasyon yapıyorsunuz filan…

O günlerde bütün şimşekleri üzerimize çektik, birçok davanın muhatabı olduk, baskınlara, gözaltılara, bombalı, kaleşli saldırılara uğradık…

Biz bunları yaşarken, bazen dolaylı bazen de direkt olarak, “Eeee, siz de başınıza gelenleri hak ettiniz”e getiriyordu klasik sağcılar…
Sonra…

Aradan yıllar geçtikten sonra…
Öyle bir dönem geldi ki, yiğit harman…
İşte o ortamda birileri bizden de sert takıldı.
Ve o birileri, bu sefer, bizim 28 Şubat’taki mücadelemizi “aslında” takdir ettiklerini söyledi.
¥
Müslümanlar Kardeştir!..
Bunu bir an olsun aklınızdan çıkartmayın!..
Vakit çekişme vakti değil.
Suriye’de çoğunluğa hükmeden azınlık zihniyeti, Türkiye’de de tehdit ve terörle yol almaya çalışıyor…
Onlar böyle “tek millet” halinde hareket ederken, bölmek ve bölünmek intihar olur!..