Ersoy Dede

Ersoy Dede

Bu Sanatçı Takımını Tanıyalım

Bu Sanatçı Takımını Tanıyalım

Vakit deşifre vakti dostlar.. “Deşifre edince ne olacak?” Haa. Önemli soru bu işte.. Geçenlerde yazdım ya; “yargılanacaksınız, bu işten yırtamayacaksınız” diye.. Sosyal medyada, sözlüklerde orada-burada saydırıyorlar bana.. Niye? Çünkü yargılanacakları gerçeğiyle tanıştırdım onları.. Şimdi bir başka gerçekle daha tanıştıracağım. Hem onları hem de meselenin farkında olmayan bazı Belediye Başkanı ya da sivil toplum örgütü temsilcilerini..

HANGİ FESTİVALE GİDİYORLAR?

Yaz geldi. Belediyeler arka arkaya çilek festivali, erik festivali, domates festivali adı altında şenlikler düzenleyecek. Çoğu belediye başkanı da, adı ulusal medyada daha çok duyulsun, yaptığı iş yurt çapında haber olsun diye magazin basınından tanıdığı, ancak ne iş yaptığını bilmediği bir takım adamları yüksek bütçelerle ilçesine davet edecek.. Bilirsiniz bu işleri.. Protokolde yerleri ayrılır. Şarkıcıysa “lütfen” bir-iki şarkı söyler. Yereldeki idari personeli uşağı gibi kullanır. Toplam festival bütçesinin dörtte birini cebe indirir. Elini sıcak sudan soğuk suya değdirmeden İstanbul’a (ya da Çeşme’ye, Bodrum’a neresiyse artık) evine geri döner.. Taksim Gezi Parkı’nda keneli çimenlerin üzerinde, idrar ve bira kokuları arasında çadırda uyuyan tipler, Anadolu’nun bir ilçesinde festival misafiri olarak ağırlanırken kuş sütünün eksik edilmediği oteller misafirhaneler isterler.. Şimdi artık uyanma vakti derken bunları konuşalım diyorum. Geç kalmadan..

ŞU İSİMLERİ BİR NOT EDELİM

Ey Ak Parti’li Belediyeler.. Planlamanızı yapacağınız zaman, Gezi Protestoları ile ilgili arşivi gözden geçirmenizde yarar var. “Böyle de andıç olur mu?” diyenlere; “öyle bir olur ki, aklın durur”.. Bundan sonra demokrasiye kasteden, içindeki kini tutamayan sanatçılara sıfır kompleks.. Konserlerine gitmek yok, festivallere davet etmek yok, kasetlerini almak yok. Mustafa Ceceli kadar protesto edemeyecek miyiz sanatçı takımını?.. Ne faydaları olmuş bugüne kadar memlekete?.. Ne iş yapmışlar?. Ne hayır gördük de yüzlerinden şimdi arkalarına bakacağız?.. Sanat ve edebiyat kişisel tercihlerdir.. Kamu; yani izler kitle, dinler kitle, okur kitle alırsa var olurlar, almazsa yok olurlar.. Ama bir takım kompleksli belediye başkanları zorla kıt bütçelerini bu demokrasiye karşı mücadelenin bayraktarlığını yapan magazin bebeklerine verirse, seçmeni de hesap sorar, biz de sorarız.. Yerel seçimler öncesinde bir bir hatırlatırız bunları.. Hangi sanatçılar nerede pozisyon aldılar ve bu sanatçılar hangi belediyenin organizasyonunda paraları cebe indirdi?.. Arşiv güzel bir şeydir.. Tutarız arşivimizi, yeri geldiğinde de açmak için elimizi korkak alıştırmayız..

HERKES GEORGE CLOONEY OLMUŞ

Kendine internet üzerinden korsan bir televizyon kanalı kuran bir gazeteci eskisinin, gerilla tipi yayınlarında söylediği sözler mesela arşivlerde.. Yanında kent terörü yaratan yüzleri maskeli grupla birlikte yürüyerek çekim yaparken sarfettiği sözler, yarın bir gün karşısına çıkmayacak mı zannediyorsunuz? Tiyatrosunda, olaylar öncesi sürecin adeta provasını yapan arkadaşın, işlerin başından beri takındığı tavır.. Ya da bir tv dizisinde alkolik polisi oynayan o adam.. Kışkırtıcı sözleri ve eylemlerdeki pozisyonu ile kendisinden bir “aktivist Hollywood figürü” ortaya çıkarma gayretlerini görüyorsunuzdur.. Bunun işine etki etmeyeceğini mi sanıyor?  Zaten Gezi Parkı’na bakıyorsunuz, herkeste bir George Clooney ya da Bono havaları.. Dümdürük iki tane televizyon dizisinde oynadınız, hemen “sanatçı duyarlılığı, aydın bilmem nesi”.. Daha rüştünüzü bile ispat etmiş değilsiniz sahne sanatlarında.. Ne bu havalar?..  Neyse ben isim vermeyeceğim.. Arşivler ortada.. Ama dikkatle izleyeceğim başta Ak Parti’li Belediyeler olmak üzere, bu organizasyonları.. Bakalım ne çıkacak karşımıza.. Kalın sağlıcakla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ersoy Dede Arşivi