Ersoy Dede

Ersoy Dede

Herkes Yerine Otursun

Herkes Yerine Otursun

Biz palayla Mısır ile falan meşgulken TBMM’den devrim sayılabilecek bir düzenleme geçti. 27 Mayıs kanlı darbesinin Türk Demokrasisi’ne armağanı (!) olan TSK iç hizmet kanunu 35. madde değişti.. Söz konusu madde bugüne kadar yapılan bütün askeri müdahaleleri meşru gösteren yasal güvence idi. “Silahlı kuvvetlerin vazifesi; Türk yurdunu ve anayasa ile tayin edilmiş olan Türkiye Cumhuriyeti’ni kollamak ve korumaktır” ifadesi yasa metninden çıkarıldı.. Gerçi şu şerhi düşmeme izin verin. Evet darbeci komutanlar bu maddeyi referans gösterip darbe yapıyorlardı ancak ben sağdan sola soldan sağa bin defa okuyorum bu cümleyi, darbeyi “olur” gösterecek bir anlam çıkaramıyorum. Çünkü yok.. TSK 35. madde, hiç bir şekilde darbeyi meşru gösterecek bir yasa maddesi değil.. Dünyanın neresinde yapılırsa yapılsın, hangi şart ve saikle yapılırsa yapılsın, darbe suçtur.. Ama diyor ki darbeciler savunmalarında; “bize yasayla verilmiş bir hak bu”.. Siz öyle inanıyorsunuz. Öyle değil ama madem bunu referans alıyorsunuz kendinize, buyrun işte bu madde de değişti.. Bir kez daha kalın çizgilerle altını çizmemiz lazım ki, değiştirilen madde darbeleri ya da darbe girişimlerini meşru kılan bir madde asla değildi.. Zira böyle olsaydı gerçekten, söz konusu madde Talat Aydemir’i kurtarırdı.. Kurtarsa Silivri’yi, Hasdal’ı kurtarırdı.. Kurtaramaz.. Ama Kenan Evren başta olmak üzere darbecilere soracak olursak, meğer üstlerinde, yasayla tanınmış böyle bir vazife ve sorumluluk varmış.. Rahat etsinler artık. Çünkü o vazife ve sorumluluktan kurtuldular. Bundan böyle bu işi; iyi-kötü siviller yapacak...

DARBEYİ ENGELLEYECEK Mİ?

Daha evvel bu konudaki çekincelerimi yine bu sütunda yazdım. (17 Nisan 2012 / 35’e Bakla) Kaygım şu idi. Belinde silahı olan kişinin karşısına kanunla, yönetmelikle, tüzükle falan çıkamazsınız. Bakın Kenan Evren’e.. Ne diyor? “siz beni yargılayamazsınız çünkü ben kurucu iradeyim” diyor değil mi? Teknik açıdan haksız değil. Zira hala onun yaptığı 12 Eylül Anayasası ile yönetiliyorsa bu ülke o yasayı yapan adamı yargılama şansınız yok demektir. Ama asıl olan darbelerde, darbeyi başaranın kurucu irade, başaramayanın darbeci olduğu gerçeğidir. Dolayısıyla yasalarınızı, yönetmeliklerinizi değiştirip gözden geçirirken, zihinleri de buna göre Yeni Türkiye’ye hazırlamak çok önemli.. Bakın Gezi İşgali sırasında hiç çağırılmadıysa 500 defa göreve çağırıldı ordu? Eğer Ergenekon yargılamalarıyla başlayan, geçici 15. maddenin kaldırılmasıyla süren ve TSK iç hizmet 35’in tarihe karışmasıyla ciddi ivme kazanan bu yeni sürecin içinde olmasaydık, ordu içinde birileri elbette darbe hesabı yapacaktı. Yine de yapmamışlar mıdır? Yapmış olanlar olabilir.. Yani aklından geçirmiş olanlar.. Ama hemen sonra, önündeki bir bardak sudan bir yudum daha içip işine devam etmiştir...

VESAYET VESAYETTİR

“35. maddenin kaldırılması ile darbeler dönemi bitti” diyebilir miyiz, bilemiyorum..  Yani darbeleri bitirecek hareket bu mudur, bilmem. Ama böylesi bir kararı alacak millet iradesi oluştuğuna göre, artık başta bir evreye geçtiğimizi anlayabiliriz.. Askeri vesayetten söz ediyorum. Ama bildiğiniz gibi askerle uyumlu çalışan bir de merkezi bürokratik oligarşi var.. Bürokratik vesayeti sayarken, askeri bürokrasiyi sayıp sivil bürokrasinin etkisini görmezden gelemeyiz. Özellikle yargı vesayetinin sivil siyasetin kurumlarını işletme bakımından kilit öneme sahip olduğu bir gerçek. Dolayısıyla biz sıradan vatandaşların, vesayetin her türüne karşı çıkmak gibi bir görevimiz olduğuna inanıyorum. “Asker kışlasında dursun” diyorsak, “herkes yerli yerinde dursun” da diyebilmeliyiz. Kalın sağlıcakla..

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ersoy Dede Arşivi