Yanlış Anlamak 2
Bu yazıyı doğru anlamak için bir öncekini okumayı tavsiye ederiz. Ancak konuyu şöylece ortaya koyabiliriz: Bediuzzaman Said Nursî (ks) "Onüç asır evvel, şeriat-ı garra teessüs ettiğinden, ahkamda Avrupa’ya dilencilik etmek, din-i İslam’a büyük bir cinayettir ve şimale müteveccihen namaz kılmak gibidir" diyor.
Birisi de kalkıp “Efendim, bunlar kafir olmaz. Çünkü Üstad dinden çıktıklarını söylemiyor, iddia etmiyor" diyor. Biz de buna itiraz ediyorduk. Üstad “kafir olurlar” demiyor. Bu konuda sükut ediyor. Biz de diyoruz ki “bırakınız, sükutu devam etsin, lütfen siz sükutu yanlış yorumlamayınız, sükuta yanlış söyletmeyiniz. Çünkü Üstad nasıl “kafir olurlar” demiyorsa, “Müslüman kalırlar” da demiyor. Bunda şüphe var mı? Yoksa müslüman olduklarını söylüyor mu? Hâla müslüman kaldıklarını iddia ediyor mu?
Hayır!
Peki, sen böyle yapanların, yani şeriatı garrayı beğenmeyerek atanların ve onun yerine Avrupa’dan kanun dilenerek o kanunları şeriatın yerine beğenerek koyanların hala müslüman olduklarını söyleyebilir misin? Hâla müslüman kaldıklarını iddia edebilir misin? Azıcık akaid ilmi okudunsa, hayır, edemezsin.
Şimdi burada demagoji yapmaya gerek yok. Yani birisi kalkıp şöyle diyemez: “Ama üstadın cümlesinde “şeriat-ı garra” için “beğenmeyerek atanlar” ve “ahkamda Avrupa’ya dilencilik etmek” için de “beğenerek alanlar” nitelemeleri yok.
Evet, yok. Ama aptal olmaya da gerek yok! Kim şeriatı attı ise, beğenmediğinden attı her halde. Beğenseydi atar mıydı? Ve de onun yerine Batıdan kanun alanlar beğenerek aldılar herhalde. Beğenmeseler niye alacaklardı ki? Kim kendilerini mecbur ediyordu?
İslam alimleri “tekfirde ihtiyat gerekir” demişler ve iyi etmişler. Hadi diyelim bu sebeple “Kafir olurlar” diyemezsin. Bunu anlayışla karşılarız. İşte Üstadın yaptığı da ihtimal ki budur. Yani o noktada yanlış olanı beyan ve ötesi hakkında sükut. Kaldı ki Üstad’ın dönemi bazı şeyleri açıktan söylemeye müsait değildir. Bu yüzden o da “müspet hareket etme” metodu ile kavga çıkaracak söz ve işlerden kaçınmaktadır. Peki siz niye böyle düşünmüyorsunuz?
Üstad onlara “küfre düşmüşlerdir, kafir olmuşlardır” demiyor. Acaba neden demiyor?
Bir sebebi konjotür gereği olabilir ki az önce zikrettik. Başka sebepleri de olabilir: Mesela onları daha fazla dine saldırgan yapmamak için. Bir de açık kapı bırakıyor, belki gelirler diye. İpler iyice kopsun istemiyor, küfürle yüz göz olsunlar istemiyor. Bu üstadın uyguladığı güzel bir irşad usulüdür, tebliğde bir üslup ve ifade tarzıdır. Hizmetinin başında yeteri kadar bela ve musibet zaten var. Durup dururken, menfaatsiz ve maslahatsız yere bunları artırmak zarardan ve ziyandan başka bir şey değildir. buna da gerek görmüyor haliyle. Ancak açıktan onları küfre nispet etmemesi başka, onların dinden çıkmış olmaları başkadır.
Evet, Üstad sükut ediyor, o kadar. Mesele sizin anladığınız gibi değil.
“Sizin anladığınız gibi de değil” diyebilirsiniz. Peki, bu bir ihtilaftır, nasıl çözeriz?
Çözeriz çok şükür. İslam’da çözüm tükenmez. Ama gelecek yazıda inşallah.