Serdar Arseven

Serdar Arseven

Şafak Sezer, Müjdat Gezen, M. Ali Alabora vs…

Şafak Sezer, Müjdat Gezen, M. Ali Alabora vs…

Müjdat Gezen Başbakan Erdoğan’a açıkça hakaret ediyor…

Yine tazminat!..

Müjdat Gezen, milyonlarca vatandaşımıza “aptal” dediğinde canlı yayında karşısına çıkıp sanatçılığını, komedyenliğini sorgulamıştık.
Beni bir kez olsun güldüremeyen bir komedyen!..
Bilemiyorum, güleni var mı?..

İnsan hakaretlere elbette bozuluyor.
Kızıyor, köpürüyor, hatta “küfür” edesi geliyor da, “Sana yakışmaz!” diyerek frene basıyor.
Sakin kafayla düşündüğünüzde ise bir gerçeği fark ediyorsunuz:
“Hizmet ederler de farkında olmazlar!..”

Mesela…
Mehmet Ali Alabora’nın yaptığı…
Gezi Parkı olaylarının “çevre hassasiyetiyle” filan alakalı olmadığını, başka işler peşinde koştuklarını, maksadın üzüm yemek değil bağcı dövmek olduğunu ilan etmesi, farkında olmaksızın millete sunduğu bir hizmet değil mi?..
Alabora, ne olup bittiğinin farkında olmaksızın Taksim’e ve diğer şehirlerdeki eylem alanlarına koşan vatandaşlardan önemli bir bölümünü uyandırmış oldu bu mesajıyla!..
Mehmet Ali Alabora, böyle bir sonuca yol açacağını “düşünebilseydi” elbette böyle bir “itirafta” bulunmazdı.

Laf lafı açıyor; hiç unutmam…
İstanbul’un eski belediye başkanlarından birinin programına “tevafuken” katılmıştım.
Bir grup “Laikçi”yle bir araya gelen “adam” karşısındaki topluluğa şunları söylüyordu:
“Arkadaşlar; bu ‘Dinci’lerle mücadelenin uygun yöntemlerini uygulamak zorundayız. Kimileri çıkıyor, direkt olarak bunların değerlerine yükleniyor. Bu adamlar da çıkıp, ‘İşte bunlar başa gelirse ne ezan kalır, ne namaz!’ diyor. Yapılması gereken, zararı yok, bunların değer verdikleri hakkında hoşa giden sözler kullanmaktır. Bunların silahlarını bunlara karşı kullanacaksınız. Köprüyü geçene kadar böyle, iktidara geldiğinizde bildiğinizi yaparsınız!..”

O eski başkan, uyanık adam idi.
İyi bir Sağ Kemalist idi!..
Kemalist’in sağcısı solcusundan daha uyanık oluyor herhalde. Müjdat Gezen, sonuçlarını hesap edebilse, bu işin kime yarayacağına dair fikir yürütebilse AK Parti’ye oy veren bütün vatandaşlara “aptal” der miydi?..

ŞAFAK SEZER’E HÜCUM!..

Gelişmeler söylediklerimizi nasıl da doğruluyor…
Bakın, ilk günlerde Gezicilerin ön safında yol kapatan ve bu illegal eyleminden dolayı Kemalist sol tarafından “kahraman” ilan edilen Şafak Sezer, işin içinde başka işler olduğunu nihayet anladı.
Twit mesajında ifade ettiği gibi, “Meselenin ağaç kesilmesini engellemek değil de Başbakan’ı kesmek!” olduğunu kavradı.
Gitti, Başbakan’dan birilerinin tezgâhına geldiği için “özür” diledi.

Şafak Sezer şimdi Derin Sol’un hedefinde.
Ağza alınmayacak hakaretlerle saldırıyorlar daha düne kadar “kahraman” ilan ettikleri sanatçıya.
Şafak Sezer’i “düşük” ilan eden güruh, bu süreçte biraz daha kan kaybetmiş oldu.
Azgın azınlık bağırıp çağıracak, küfürlere hız verecektir…
Ve Şafak Sezer’i hedef alan “Mahalle Baskısı”, uyananlara yenilerinin eklenmesine vesile olacaktır.
“Hizmet”te sınır yok.
İşte başka bir hadise:
İlahiyatçı Nihat Hatipoğlu, “Küfür etmenin” kötülüğüne işaret edip, “Devlet büyüklerine küfür edenler de Allah’a hesap verecektir” çerçeveli ifadeler kullanınca hedefe yerleşti.
Ne hakaretler ne iftiralar…
Muhterem Nihat Hatipoğlu, bu hakaret ve iftiralara Sahur programında cevap verirken, “Bir İlahiyatçı’dan küfrü tavsiye etmesini mi bekliyorsunuz!” deyince orada bulunan vatandaşlardan büyük destek aldı.
Nihat Hatipoğlu, çok farklı kesimlerin sevgisini kazanmış bir İlahiyatçı.
“Küfre karşı çıktığı için hedefe yerleştirilmiş olması”, İnşallah “uyananlara” yenilerini ekleyecektir.

BİR MESAJ

Söz vermiştik, yerine getirelim:
Bazı vatandaşlardan sürekli olarak mektup geliyor:
“İhlas’taki paramızı hâlâ alamadık. Ne olur bizim sesimizi de duyurun!”
İlgililere mesaj atmış olalım.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Serdar Arseven Arşivi