Eyipti devrimi: İsrail’in güvenliği sözkonusu ise gerisi teferruat!
Biz “Mısır” deriz. Zannetmeyin ki batılılar da böyle söyler. Onlar için Egypt (Eyipt, Ejipt) vardır.
Bu kelime tanıdık aslında. Hani bildiğiniz “Kıpti”!
“Mısır’da 7 milyon Kıpti var” deniliyor; bunlar Hıristiyan. Batı için o yüzden önemliler... Toplam nüfus 82 milyon olduğuna göre, onda birden az...
Gerçek demokrasi azın çoğu idaresidir zaten! O yüzden seçilmiş Mursi’ye karşı darbe yapan, böylece de Türkiye’nin Gezici demokratiklik şampiyonlarından kuvvetli alkış alan General Sisi, Mısır tarihinde bir ilki gerçekleştirdi: Bir Kıpti’yi Cumhurbaşkanı yaptı!
Sebebi açık: Devirdiklerimiz müslüman, biz onlar gibi değiliz!
Hoşgörünün bu kadarı! Müslümana horgörü, müslüman olmayana hoşgörü!
Mısır’ın askerî “devrim”inin içinde ramazan geçiyor. Mısır halkı orucunu kanla açıyor! Namazını kanlı kılıyor! Yüzlercesi dünyanın gözü önünde hunharca şehid ediliyor...
Burada durup, “Arap baharı” dalgası üzerinde biraz düşünelim.
Kuzey Afrika’nın Amerikancı (arkaplanda İsrail var elbette) asırlık diktatörleri seri halinde devrildi... Bu ülkelerde ümitler filizlendi. Halkı hem batıcı zâlim diktatörlerden kurtulduğuna, hem de kendini yöneteceğine sevindi. Bu sevinç ne zaman sürerdi: Batı yanlısı (laik, din karşıtı), siyonizmle uyumlu idarelerin seçimle gelmesi halinde.
İşin içine halk girince öyle almadı!
Batı “demokrasi” isterdi, fakat kendine uygun idareler seçilmek kaydıyla. Kötü örnekler, Arap baharının sonunu getirdi. Suriye’de bu apaçık yaşandı. Suriye’de babadan diktatör Esed’in devrilmesi an meselesi iken, ömrünü uzatacak uygulamalar nereden kaynaklandı? Rusya mı, Çin mi, İran mı? Onlarla birlikte esas olarak Amerika ve Avrupa!
Şimdi zevale yüz tutmuş büyük güç, “demokrasi buraya kadar!” dedi. Türkiye için de bu sözün söylendiği, hatta önce Türkiye için söylendiği şüphe götürmez. Kıytırık Geziciliğin arkasında bu var. Babalanmaların sebebi bu!
“Türkiye’deki iktidarı devir, Mısır da gider Tunus da!” Ve İsrail rahat nefes alır!
Türkiye’de muratlarına eremediler. Böylece Mısır aciliyet kazandı: İsrail’e bir kapı açmak lâzım! Sisi generalin kendiliğinden darbe yaptığını düşünebilecek ahmak var mı dünyada?
Darbelere karşı olmakla müftehir, demokrasi ve insan haklarını sahip çıkmakla müştehir ABD ve Avrupa’nın neden gıkı çıkmıyor şu sıralar? Pop-corn yerken boğazlarına kaçtığından mı?
Onlar dünyaya lâfla nizamat veriyorlar. “Gezi”de ölçüsü kaçmış polis şiddetini afişe etmeye devam ediyorlar, Rabia meydanındaki katliamı ise görmüyorlar!
O Taymis’daki ilan ne o öyle?
Bu ilanı vermek için bir kaç sütun kiralayanlar, hadi bakalım Mısır’daki katliam için gazetenin bütününü kınama ilanı ile donatın!
Siyonist sermaye buna cevaz verir mi? Şu sıralar Filistin-İsrail görüşmelerinin başlayacağı ne ayak? Sisi’nin askerleri Gazze’nin can damarını neden kesiyor?
Mesele açık: Önce İsrail’in güvenliği, sonra İsrail’in güvenliği, daha sonra ve tekrar İsrail’in güvenliği!
İsrail’in güvenliği, “bi dakka” yani “van minüt”ten beri tehlikede!
Operasyon ortada.
Türkiye’deki operasyonel gazetelerin (başta Taraf ve Sözcü olmak üzere) Rabia katliamını görmemelerinin sebebi de bu!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.