Cami ve dershane neden bombalanır?
Bir twitt gündemimi değiştirdi. Eklentisindeki haberi okudum…
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, dershaneleri kapatma kararının ne Bakanlar Kurulu ne de Meclis gündeminde olmadığını açıklamış.
Ne sevindik ne sevindik bilemezsiniz. Yepyeni, taptaze bir bilgi bu. Gündemde olsa haberimiz olmazdı da zaten.
Diğer yandan Şahin’in açıklamaları çok ama çok önemli. Parti içinde kurulan Dershane Komisyonu’nun da Başkanı olan Şahin, hazırlanan raporun “ mutlaka incelendiği” düşüncesinde. Rapor, komisyon kurulmasını isteyen Başbakan Erdoğan’a da mayıs ayında sunulmuştu.
Şahin, gayet net bir şekilde “sadece ‘dershaneleri kapattık’ demekle çözülecek ve ortadan kaldırılacak bir sorunla karşı karşıya değiliz. Birçok yönüyle incelenmesi, değerlendirilmesi gereken bir gerçekle karşı karşıyayız.”diyerek işin zorluğuna dikkat çekiyor. Ve Güney Kore’de dershanelerin yasaklanmasının ardın yaşananları, tekrar serbest bırakılmasından sonra sektörün ne kadar büyüdüğünü anlattıkatan sonra “önümüzde bir örnek varken deneme yanılma yöntemiyle yol almaktansa bu örneklerden hareketle iş yapmanın daha doğru olacağını düşünüyorum.” diyor.
Buraya kadar herşey güzel. Mayıs ayında rapor hazırlanmış, ilgililere gönderilmiş ancak; Milli Eğitim Bakanımız temmuzda düzenlediği basın toplantısında “ceee” diyerek herkesi şaşırtan açıklamasını yaptı: Dershaneler önümüzdeki yıl kapanacak.
Ortada kanun tasarısının olmaması, bu konunun Bakanlar Kurulu ve Meclis gündeminde bulunmaması dershanelerin kapanmayacağı anlamına gelir mi? Külliyen gelmez!
Bakan Avcı, o rapora rağmen, ortada sadece niyet ve hazırlık varken “dershaneler kaldırılacak” deyip velilere de “kayıt için acele etmeyin” tavsiyesinde bulunarak, avına ilk darbeyi vurmuştur. Kayıtsızlıktan dolayı dershanler ilk firelerini vermeye başladı, kapananlar oldu.
Dershanelerin kapatılması için illaki kanun şart mıdır? Bana göre değildir.
Sağlık Bakankanlığı’nın icraatları klavuzum. Yönetmelikle doktorların özel muayenehanelerine getirilen yeni standartlar buraların ya kapanmasına ya da yeni yer arayışlarına sebep oldu, doktorlar hasta kaybı yaşadı. Hatta, yeni Eczacılık Kanunu’nun yönetmelik taslağında açılmış ve açılacak eczanelerin bulunduğu binaların yapı kullanım izninin bulunması şartı getiriliyordu. Aynen çıkarsa “Şart uymuyorsa kapat” denilecek.
Başka bir örnek daha vereyim. Engelli vatandaşlarımızın halka açık yerlere daha rahat ulaşabilmeleri için işletmelerin düzenleme yapması gerekiyor. Yapmazsanız her tespitte en yüksek ceza alsanız 5 bin lira. Kafaya takarlarsa bir yılda 50 bin TL ceza ödeyebilirsiniz. Buna rağmen ayakta kalırsanız…
“Milli Eğitim Bakanlığı, dershaneler kapatılacak diye bir açıklama yaptığına göre herhalde bir yasal düzenleme üzerinde de çalışıyordur” diyen Şahin’den bir isteğim var. Genel Başkan Yardımcısı, Komisyon Başkanı olarak, Bakan Avcı’ya bir sorsanız, “Sizin hazırladığınız raporu incelemiş mi, nasıl bir düzenleme yapılacak?”
Bunların cevabını öğrenelim de veli de, dershaneci de rahat etsin.
KCK’nın gençlik yapılanması YDG-H militanlarının cami ve dershaneye saldırmasını hala anlayamadıysanız…
Rapora rağmen açıklamalar yapılıyor, “illaki kaldırılmaya çalışılıyorsa” “diktatörlük mü var?” diye sormanın bir anlamı var mı?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.