Serdar Demirel

Serdar Demirel

Bayramın cihanşümul ve yerel karakteri

Bayramın cihanşümul ve yerel karakteri

İki mukaddes dinî bayramı beraber sayarsak 38-40 arasında Ramazan ve Kurban bayramını ülke dışında yaşadım. Bu son bayram da buna dahil. Pakistan’da, Malezya’da, Patani’de, Açe’de.. 

Farklı coğrafyalardaki Müslümanların dinî bayramları nasıl ihya ettiklerini onlarla beraber olduğumdan içeriden ve farklı coğrafyadan geldiğimden de dışarıdan birisi olarak gözlemleme fırsatı buldum. 
Türkiye dışında idrak ettiğim bu bayramların çoğunu onlarca farklı ırkın beraber namaz kıldığı ve bayramlaştığı ortamlarda geçirdim. İslâm’ın onca farklı etnik ve kültürden gelen insanları aynı coşkuda nasıl buluşturduğuna şahitlik ettim. 
Bütün gözlemlerimin hâsılası özetle şudur:
İslâm’ın bayramları cihanşümul karakteri sebebiyle; siyah ve beyazı, Doğulu ve Batılıyı, zengin ve fakiri aynı sıcak iklimde kucaklamakta, davetine icabet eden bütün insanlığı ortak şiarlarda ve ibâdetlerde birleştirmektedir. Tevhit Dini ümmeti sevinç ve surur günleri olan bayramlarda da tevhit itikadının ictimaî hayata yansımasına paralel bir ruhta cem etmektedir. 
Bu muhtevada İslâm bayramlarının cihanşümul olması demek yerel kültürel zenginliği inkâr etmesi manasına da gelmiyor. Yukarıdaki muhtevaya ters düşmeyen ve bir ırkın ve coğrafyanın kültürel zenginliğini ifade eden folklorik coşkuyu da kabullenmektedir. Bu da bu dinin dışlayıcı olmayan ve kucaklayan asâletinden kaynaklanmaktadır.  
Kısacası ümmetin idrak ettiği dinî bayramlarda asıl olan ibâdet eksenli benzeşmek, aynı ruh ikliminde ve duygu boyutunda buluşabilmektir. Benzerlikler daha çok Efendimiz’in (sas) sünnetine yaslanan özüne ibâdet mündemiç amellerde tecelli etmektedir. 
Bayram namazı, dualar, tekbirler, namaz sonrası câmide tebrikleşme, kabir ziyareti, muhtaçları hatırlama, ziyaretleşmeler, ikramlar, çocuklara harçlık vermeler hep bu kabildendir...
Ama bu muhtevayı çoğaltan yerel menşeli farklı pratikler de mevcuttur. Rengini coğrafyadan, bir halkın tarih tecrübesinden, medeniyet tasavvurundan ve lokal kültüründen alan farklı pratiklere de örnekler vermek mümkündür. Biz bir misâlle yetinelim. 
Meselâ, Malezya’da “open house / kapısı herkese açık ev” dedikleri ve bir ay boyunca coşkuyla sürdürülen Ramazan Bayramı’na has bir uygulama vardır. Sırası gelen ev türlü yiyecek ve içecekler hazırlar, o gün kapısını herkese açık tutar. 
Bayramda Malay Müslümanları yediden yetmişe rengârenk yerel kıyafetler içinde ziyaretleşirler. Aynı aile fertleri birbirine uyumlu renkleri tercih ederler. Zengini de, fakiri de, devlet ricali de, üniversite hocası da, öğrencisi de, işçisi de bu vasatta eşitlenir. Bunu da sanırım Malay dünyası dışında göremezsiniz. 
Sözün özü, İslâm’ın evrensel bir din olduğunu bayramlarında da görürüz. Bu karakteri İslâm’ı diğer birçok dinden ayırır. Tarih boyunca yerel kültürel formları inkâr etmeden de bunu başarabilmiş zengin bir müslüman tarih tecrübesine sahibiz. Allah’ın (c.c) bu nimetine de sonsuz şükürler olsun...
Not: Muhterem okuyucularımın Ramazan Bayramı’nı tebrik eder, Yüce Mevlâ’dan tüm Müslümanları ve bahusus kriz bölgelerindekileri hayırlara iletmesini dilerim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Serdar Demirel Arşivi