Mısır’da katliam devam ediyor. Dünya izliyor.. Hatta sadece izlese yine iyi.. Suud Krallığı gibi darbe işbirlikçiliği yapmakta da herhangi bir sakınca görmüyor. Hatta abisi Amerika bile verdiği alçakça desteği geri almanın hesaplarını yaparken, Suud Kralı’nın masum insanları terörist olarak gösterme gayreti akıl alır gibi değil..

ABD NE İSTİYOR?
Amerika verdiği desteği geri almaya çalışıyor dedik ya, bir yanlış anlama olmasın, hakikaten bir geri adımdan söz etmiyoruz burada. Sadece ABD, yaşananlar karşısında “tarafsız” olduğunu ilan etmiş.. Hepsi bu.. Nedir tarafsızlık? Kenan Alpay, dün TRT’deki radyo programıma katıldığında şu yorumu yaptı; “tecavüze uğrayan bir kadın ile tecavüzcüsü arasında tarafsız kalmak, alçaklıktan yana taraf olmaktır”.. Neyse ABD için söyleyecek söz yok zaten. Benim asıl derdim kendini müslümanmış gibi yutturanlarla.. Suud Krallığı ve ona destek veren Birleşik Arap Emirlikleri’yle.. 2009’da verdiği savaşta onun için gözyaşı döktüğüm Hizbullah ve Hasan Nasrallah’la benim derdim. Bu alçaklığı nasıl desteklediklerine inanamıyorum..

SUUD NASIL PROTESTO EDİLİR?
Türkiye olarak yapabileceğimiz bir şey var.. Suud Krallığını dize getirebiliriz. Onların siyasi ve stratejik işbirliklerinin karşısında bizim gönül birlikteliğimiz, halklarıyla kardeşliğimiz var.. Bu, Suud Krallığı için çok önemli bir mesele. Eğer topyekün işgal altında olduğunu düşündüğümüz Kabe’yi, bu nedenle ziyaret etmediğimizi duyurursak islam dünyasına, tepkisizliklerinin ne anlama geldiğini anlarlar.. Biz ilk kez boykot etmiş olmayacağız Hac’cı, Umre’yi..

İLK KEZ BOYKOT EDİLMEYECEK
1950’lerin sonunda Mısır lideri Cemal Abdülnasır, Yemen’e asker gönderdiğinde, Suudi Arabistan Kralı İbni Suud, Kabe üzerindeki örtüyü Mısır’a geri yolladı. Bundan sonra o örtüyü kendisinin değiştireceğini ilan etti dünyaya.. Mısır’ın (bugün tartışmalı olan) fetva makamı El Ezher, Mekke’nin Suudi işgali altında olduğunu, dolayısıyla Hac yapılamayacağını açıkladı. Mısır bu fetvayla Hac’cı boykot etti. Bir sonraki yıl, Kral, Mısır’ın yolladığı örtüyü kabul etmeye mecbur kaldı.. 1987’de ise, Suudi askerlerin İranlı askerlere ateş açtığı gerekçesiyle İran, Hac’cı boykot etti. Kral bu durumda da geri adım atmak zorunda kaldı.

BOYKOT ETMESEK BİLE
Demem o ki Hac’cı Umre’yi boykot edebilirsek bu ilk olmayacak ve sonuç alınabileceğini de biliyorum. Ama velev ki Diyanet buna cevaz vermedi. Velev ki, yıllar boyu Mekke’yi düşlemiş bir anneyi bu fikre ikna edemedik. O zaman yapılacak başka bir şey var.. Hac’ca ya da Umre’ye giderken giydiğimiz kıyafetlerin sol göğsünde nasıl ki ay-yıldız var, sağ göğsüne ya da sırtına da R4BİA’nın dört parmaklı sembolünü işleyelim. Varsınlar havaalanında söktürsünler. Varsınlar o şekilde ülkeye girmeye izin vermesinler. Biz yine de yapalım. Tek tek herhangi bir şeyi sonuç almak üzere yapmıyor olabiliriz. Ama bu tek tek yaptıklarımız üst üste konunca çok şey elde edeceğiz. Hiçbir şey yapamazsak, safımızı belli edeceğiz... Kalın sağlıcakla.