Dünkü yazımızda, “Kemalist Sağ ve Kemalist Sol” çevrelerin yeni bir parti kurmak için hareketlendiklerini yazmıştım.

İlginç isimler var; Abdüllatif Şener, Mehmet Ağar, Deniz Baykal, Emine Ülker Tarhan, Cem Boyner, Süheyl Batum, Mehmet Haberal, iki ağır top; Süleyman Demirel ve Hüsamettin Cindoruk, hatta Fener’in eski başkanlarından Ali Şen.
Bunların, Ak Parti döneminde nedense himaye bulan birtakım (sözde) ülkücü bazı “güvenlik bürokratlarını” da işin içine katarak “yeni bir oluşum” gerçekleştirmeye çalıştıklarını amma velakin ülke genelinde tabanları bulunmayan bu “eski”  isimlerden müteşekkil takımdan bir numara çıkmayacağını belirtmiştim.
¥
Birçok telefon geldi.
İlginç olanı; Süleyman Demirel’in eski “koruma ekibi”nden bir zat.
Dedi ki; 
“Beyefendi nereden nereye geldi, o milli iradeyi dilinden düşürmeyen beyefendinin şimdilerde işbirliği yaptığı çerçeveye bakıyorum da… 
Bir insan bu kadar mı değişir, hayret ki ne hayret!..”
Bir dolu mesele konuştuk;
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’a yönelik iğrenç ve de gayet “laikçi” saldırı hakkında konuştuk.
“Güvenlik zafiyeti var. Güvenlikçilerin açığa alınmaları yerinde” vs. dedi ama aklı orada değildi…
“Şu Süleyman Beyefendi” diyerek konuyu yine o tarafa getirdi:
“Yıl 1975, biz o taraflardayız.
İzin zamanımızda, olayın ayrıntılarına sonradan vakıf olduk; yine bir güvenlik zaafı, yine bir yumruk olayı. Beyefendi çiçeği burnunda Başbakan; adamın biri geliyor ve Beyefendi’ye kafa ve elindeki muşta ile yumruk atıyor. Beyefendi’nin burnu kırılıyor.
Adam Vural Önsel adlı biri; izin dönüşünde kimliğine baktık…
CHP Çankaya İlçe Örgütü’nden!..
 ‘Demirel hükümeti’ tarafından görevden alınması sözkonusu olan TRT Genel Müdürü İsmail Cem ile teması olduğu söyleniyor.
O günlerde Devlet Bakanlarından biri, saldırıdan CHP Genel Başkanı Bülent Ecevit’i sorumlu tuttu.
Bu arada, Önsel’in Almanya’daki sol terör örgütleri ile bağlantılarına ilişkin haberler gündeme geldi.  Önsel’in Beyefendi’yi yumruklama emrini illegal Türkiye Halk Kurtuluş Partisi’nden aldığına dair haberler… Beyefendi, o günlerde hep saldırının ‘sol’ taraftan geldiğini söylerdi. Şimdi de ‘sol’ tarafa çalışıyorsa yazdığınız gibi, hayret!..”
*
Telefondaki meçhul şahıs veda ettikten sonra arşive göz attım…
Demirel’in burnunu kıranın “Kemalist Sol”dan olduğuna dair iddialar “Kemalist Sağ” kaynaklıydı.
“Kemalist Sol” ise bu iddiaları reddederek bu durumu “Kemalist Sağ Provokasyonu” olarak nitelendiriyordu. 
Demirel’in burnunu kıran, Kemalist Sağ’ın önemli isimlerinden İsmet Sezgin ile yakın dostluk ilişkilerine sahipmiş.
Kemalist Sağcı İsmet Sezgin de bu iddiayı anında reddetmiş haliyle.
*
Sonra sonra, Demirel’in burnunu kıran adamın “devletin ajanı” olduğuna ilişkin savcı iddiaları dolaştı etrafta.
Derin işler; bir tarafında Kemalist Sağ var, diğer tarafında Kemalist Sol, iki tarafın ortasında da “Derin devlet!..”
Mevzu da belli; gerilim ve şiddet tırmandırılacak, Türkiye darbe ortamına taşınacak!..
Şartlar olgunlaştırılacak,  tablosunu sevdiğimin “SİSİ”si öne çıkartılacak, memleket kurtarılacak, Netekim!..
Yazıya “Kemalist Sağ ve Kemalist Sol”un önde gelen isimleri arasındaki partileşme çalışmalarından başladık, aynı yere geldik.
Başı, ortası ve sonu aynı; Kemalist Sağ ve Kemalist Sol hep faaliyettedir ve faaliyetlerinin hiçbiri milletin yararına değildir!..

BUGÜN KISMETSE SIHHİYE MEYDANI’NDAYIZ!..;

Memur Sen, Hak İş, Anadolu Gençlik Derneği, Mazlum Der gibi sivil toplum örgütlerinin önderlik ettiği ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in de tam destek verdiği miting…
Duyurusu şöyle: 
 “Memur-Sen, Hak-İş, Mazlum-Der ve Anadolu Gençlik Derneği’nin birlikteliğindeki Mazlum Mısır Halkıyla Dayanışma Platformu, Mısır’da demokrasi isteyen mazlum halka kurşun sıkan zalim darbe yönetimini protesto etmek ve katliamlara “dur” demek için buluşuyor. Platform, 24 Ağustos Cumartesi günü saat 16.00’da Sıhhiye Meydanı’nda miting düzenleyecek. Tüm vatandaşlarımızı Mısır’da insanlığın katledilmesine tepki göstermeye davet ediyoruz.”
Hadi!..