Cuntacıların İntikam Savaşı
Mısır’da dikta halkın kansız devrimiyle devrilmişti. O zaman halka öncülük edenler kan dökülmemesi için diktanın alt yapısını doğrudan karşılarına almadan belli bir süreç içinde yapılandırmayı tercih etmişlerdi. “Bu metot yanlış mıydı doğru muydu? Önüne ne gibi engeller çıktı? Bu engellerin aşılamamasına yol açan ne gibi yanlışlar yapıldı?” türünden soruların cevaplandırılması için konuların değişik boyutlarıyla tahlili gerekir. Ama bugün karşımızda duran gerçek General Sisi komutasında gerçekleştirilen darbenin 25 Ocak 2011 halk devrimiyle devrilen diktatörün adamlarının bir karşı devrimle iktidarı yeniden ele geçirdiğidir. Her ne kadar Hüsni Mübarek isimli diktatörü tekrar başlarına geçirmiş olmasalar da darbeyi gerçekleştiren ve cuntanın başına geçen kadronun tamamının onun adamlarından olduğu gerçeği artık herhangi bir şüpheye mahal bırakmayacak derecede açıklık kazanmıştır.
Tarihte dikta rejimlerine karşı pek çok halk devrimi gerçekleştirildi ve çoğu kanlı oldu. Bunun öncelikli sebebi ise diktatörlerin saltanatlarını kaybetmemek için silahı ölçüsüzce kullanmaktan çekinmemeleriydi. Diktatörlerin iktidarı koruma savaşı bazı istisnalar dışında başkaldıranların da iktidarı elde ettikten sonra intikam savaşına ve eski rejimin bütün kalıntılarını ya tamamen tasfiye ya da etkisiz hale getirme mücadelesi içine girmelerine neden oldu. Ama Mısır’daki halk devriminde bu olmadı. Bunda diktatörün, şartları zorlamanın kendine de pahalıya mal olacağını dikkate alarak erken çekilmeyi ve geçiş dönemi sürecini başlatmayı kabullenmesinin yanı sıra onun sultasına son verenlerin iktidar dönemindeki zulüm uygulamalarının hesabını sormak için bir intikam savaşı içine girmemelerinin de önemli rolü oldu.
Sadece Mısır’daki değil tüm bölgedeki şartlardan istifade ederek, “domino taşı etkisi” telaşı içine giren Arap diktatörlerin, güvenlik cephesini kaybetmekten dolayı geleceğiyle ilgili endişeler içine giren siyonist işgalcinin, onun arkasında duran uluslararası güçlerin, kısacası İslâmi hareketin yükselişinden rahatsız olan tüm şeytanî güçlerin verdiği destekten yararlanarak geriye dönebilen Mısır diktasının ise bugün tam anlamıyla bir intikam savaşı içine girdiği görülüyor.
2011 başlarında zulme baş kaldıran, diktanın gitmesini isteyen halka ve desteklediği İslâmî harekete karşı o zaman şiddeti yeterince kullanamadığını düşünen zulüm cephesinin, geçen süre içinde kılıçlarını bilediği ve yarım kaldığına inandığı saldırıları şiddetlendirdiği anlaşılıyor.
Bu savaş, halk direnişiyle iktidardan çekilmek zorunda kalan diktatörün ekibinin savaşıdır. Sadece geri dönüş değil aynı zamanda halk devriminde kitleleri yönlendiren hareket ve fikir önderlerinden intikam alma amacı taşıyor. Dolayısıyla diktaya karşı devrimde halkın saflarında yer almış olanlardan böyle bir intikam savaşında darbecilerin, cuntacıların, dikta kalıntılarının yanında duranlar da bu intikam savaşına ortak olmakla hem savundukları ilkeyi, dikta rejimi yerine özgürlüklerin hâkim olması fikrini inkâr ediyor hem de sadece siyasi yönden muhalif oldukları kişileri değil kendi geleceklerini de yeniden karanlık bir tünelin içine sokma çabalarına ortak oluyorlar.
Diktacılar intikam savaşının kazıklarını yeniden sağlam bir şekilde oturtmalarına da imkân vereceğini sanıyorlar. Ancak savaş sadece belli bir grubu ve cemaati değil tüm halkın kazanılmış haklarını ve değerlerini hedef alıyor. Dolayısıyla halkın bütün zorluklara göğüs gererek direneceğine inanıyoruz. Kararlılıkla sürdürülen mücadelelerde ağır bedeller ödense de direnen halkın kazanması ihtimali çok daha yüksektir.
Mısır’da silahlı gerilla savaşı yerine geniş çaplı bir kitlesel direnişte ısrar, dikta kalıntısı güçlerin silahla geri aldığı devrimi kurtarma konusunda daha hızlı sonuç verebilir. Ama bunda geniş tabana yayılan direnişte zorluklara rağmen gösterilecek kararlılık önemlidir. Böyle kitlesel tabana yayılan ve bazı bedellerin göze alınması suretiyle belli bir süre kararlılıkla sürdürülen halk devrimlerinin hepsinin kazandığına tarih şahittir. Bunun değişik sebepleri var. En önemlilerinden biri de sistemi ayakta tutan sektörlerin çökmesidir. Mısır’da aslında bu çöküş başlamış sayılır. Geri dönen diktanın zamanla yarışmasının sebebi de budur.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.