Patani'de ilmî havzalar
Tayland’ın güney kesiminde yer alan Patani, tarih boyunca “ilim havzalarına beşiklik” etmiş bir vilâyet. Sayısı giderek azalsa da hâlâ buraya Malezya, Endonezya, Kamboçya ve Brunei’den öğrenciler dinî eğitim almak üzere gelmekteler.
Yerinde inceleme fırsatı bulduğumuz bazı dinî eğitim kurumları, denebilir ki, farklı üç tarzda örgütlenmiş. Bunlar; Yala şehrindeki İslâm üniversitesi (Yala İslâmıc University), bizdeki İmam Hatip okullarına benzeyen eğitim kurumları ve bölgenin en köklü ilim havzaları dinî medreseler. Bunları özetle de olsa tek tek ele almak, gözlemlerimizi okurlarla paylaşmak arzusundayım.
Şu açık ki, farklı geleneklerden beslenmiş insanlar kendi meşreplerine göre İslâmî eğitim merkezleri kurmuşlar. Birine göre ideal olan diğerine göre fuzûlî olabiliyor.
Tayland’taki tek İslâm üniversitesi olan Yala İslâm üniversitesi’nden başlayalım. Rektör yardımcısı sayın Soontorn Piyawason –orada Abdullah diye biliniyor- üniversite hakkında bize geniş bilgiler verdi.
1997’de eğitime başlamış bu üniversitede 2400 lokal 100 civarında yabancı öğrenci bulunmakta. 100’den fazla hoca görev yapmakta. Bunların 10’u diğer Müslüman ülkelerden. Şimdilik 11 fakültesi olan üniversite bir taraftan eğitime devam ederken bir taraftan da altyapı eksikliğini tamamlamaya çalışıyor. 6 öğrenci yurduna sahip.
11 Eylül olayları üniversitenin faaliyetlerine büyük darbe vurmuş. Şimdilerde hükümetin yumuşak siyaseti nedeniyle kaldığı yerden devam etmeye çalışıyor. Temel sorunları finans eksikliği. Bu yüzden de himmet bekliyorlar.
üniversite bölümlerine göre dört dilde; Arapça, İngilizce, Siamca ve Malayca eğitim veriyor. üniversite modern ilimleri İslâmî perspektiften okutma iddiasında. Bir tür “bilginin İslâmileştirilmesi” projesi. İlahiyat fakültesi ise buna lojistik destek sağlamakta. Klasik İslâmî ders müfredatına fazla aşina olmadığı açık. Henüz yeni olduğu için üniversite hakkında hüküm cümlesi kurmak zor. Lâkin, burası desteklenirse bölgede çok büyük bir boşluğu dolduracağı kesin.
üniversiteye mukabil bölgenin en köklü dinî eğitim merkezleri medreseler yer almakta. En meşhurları; Dalo, Berming, Hacı Mak Dagae, Babayeh ve Mango medreseleri.
Bunlardan en köklü ve en meşhurlarından olan Pondok Dalo Medresesini ve Mahed El-ıslahiyye Al-arabiyye’yi ziyaret ettik, hocalarla uzun uzun görüştük. Fıkıhta Şâfiî, itikatta Eşarî ve tarikatta da Nakşibendi geleneğine dayanmaktalar. Buralarda sadece klasik İslâmî ilimler okutulmakta. Hatta bazıları buraları daha kolay anlayalım diye “Osmanlı usûlü” benzetmesini yaptılar.
Bizdeki İsmail Ağa ekolüne çok benziyorlar. Fakat çok fakir, binbir zorluklar içinde maziden aldıkları geleneği geleceğe taşıma gayretindeler. BBC, CNN gibi uluslararası medya kuruluşları buralara gelip “Tayland Talibanları” diye haber yapıyorlar.
550 öğrencili Dalo medresesinin başkanı Şeyh Abdulkerim’e; “Neden muasır ilimlerden hiçbir şey okutmuyorsunuz?” dediğimde, “Herkes zaten onları okutuyor, biz de geleneğimizi korumaya çalışıyoruz” dedi.
El-ıslahiyye Al-arabiyye medresesinde ise 500 öğrenci vardı. Bu kadar öğrencinin de sadece bir hocası, Şeyh Abdulaziz bin Abdurrahman. öğrencilerin eğitim aldığı yer ve kaldığı yurtlar ise ahşaptan derme çatma küçük yapılar. Buralara “pondok” deniliyor. Arapça’da otel mânasında kullanılan “funduk” kelimesini “yatılı medrese” anlamında yerelleştirmişler. Etraftaki köylüler tarım ürünlerinden ve balıkçılıktan elde ettikleri ürünleri bunlarla paylaşıyorlar.
Güney Tayland’ta İslâm’ın dünden bugüne aktarılmasında hiç şüphesiz bunların etkisi çok büyük. Budizm’e karşı direnen kaleler olmuşlar. Ama modern dünyanın dayatmaları karşısında varlıklarını ne kadar devam ettirebilirler, orası meçhul. Zira öğrencilerine hiçbir gelecek sunamıyor. Aktüaliteden tamamen kopuk, içine kapanık, dış dünyadaki değişim sürecine kulaklarını tıkamış bir hâldeler.
Bir de bu iki tarz arasında halkın daha fazla ilgisini çeken okullar var. Hem İslâmî gelenekten beslenen hem de modern ilimleri beraber okutmak istiyen yeni açılımlar. Buraları organize edenler ise genelde Pakistan, Ezher, Sudan ve benzeri yerlerde eğitimini tamamlamış kadrolar. Bunların da en büyük sorunu mâlî.
Bölge halkı, bunların açtıkları ilk, orta ve lise düzeyindeki okullara çocuklarını yazdırmak için yarışıyorlar. Bizi karşılayan “Ma’had Terbevî”de hâlihazırda 1300 öğrenci okumakta. Kayıt için müracaat etmiş 200 kişi sırada beklemekte, ama bunlara okuma fırsatı verilemiyor. Tek sebebi ise yeterli sınıfları yok.
Okulun kurucusu üstad Mahmut Pakistan mezunu. Eğer ellerinde maddi imkân olursa bu tarz eğitim kurumlarını rahatlıkla çoğaltabileceklerini söylüyor. Halk, bu tarz eğitim kurumlarına rağbet ediyor, çünkü, diploma alan öğrenciler ülkenin farklı üniversitelerinde kabul alabiliyor.
Bu kurumların Müslümanların Tayland’ta daha aktif olmalarına vesile olacağı âşikâr.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.