Kan Koalisyonu
Çözüm Süreci dursa ve kan akmaya başlasa her cenahtan, içte ve dışta sevinecek mendebur az değil maalesef! Onun için KCK’nın “Çekilmeyi durdurduk!” açıklaması ‘sıcak sonbahar’ beklentisi içindekilerde, “Ne olursa olun hükümet zarar görsün!” ve “Türkiye’yi oyalamalıyız!” lobisinde şeytânî bir heyecana vesile oldu.
Duran bir şey nasıl bir daha duracak? Başbakan’ın ve hükümet üyelerinin birkaç defa dile getirdiği gibi çekilmenin hızı ve niteliğinde problem olduğu zaten bilinen bir şeydi. Bugün bu açıklamanın yapılmasının daha başka bir anlamı olduğunu iyi okumak gerek.
Bu açıklamanın barışı ve çözümü samimi olarak isteyen bölge halkında, ülkenin geniş kesimlerinde hatta sürecin diğer unsurlarında hiçbir karşılığı olmadığı en azından insaf ve vicdan ehlinin malûmu. Aksini iddia eden varsa bu terör ihtimalinin belirdiği zamanlarda kaç annenin yüreğini korku sarıyor konulu kamuoyu araştırması yaptırsın!
Hayır! Bu süreci akamete uğratmak isteyenlerin her birinin ayrı ayrı gerekçeleri olsa da âlet oldukları, taşeronluğunu yürüttükleri, hizmet ettikleri ‘büyük proje’ çok daha başka: Türkiye’nin önünü kesip oyalayıp felç edip hareket edemez hale getirmek.
Bu bağlamda şu an ABD’de hocalık yapan, bölgeyi çok iyi tanıyan ve süreci yakından takip eden samimiyetine ve ferasetine güvendiğim Prof. Cevdet Akbay’ın pazartesi günü konuyu değerlendiren açıklamalarına (Bakınız: @cevdet_akbay) yer vermek istiyorum; umarım kan koalisyonunun kodlarını deşifre etmeye faydası olur; okuyalım:
“1- Barış Süreci, istikbalini şiddet ve teröre borçlu olan, şiddet halkı çepe çevre sararken kasaları ve makamları dolduranları rahatsız eder
2- PKK içinden yükselen “çekilmeyi durdurduk, ateşkes bitti” sesinin bir kısmı tabana mesaj bir kısmı ise savaştan nemalananların hezeyanı.
3- Bütün ömrünü silahla geçirmiş, binlerce Kürd gencini gözünü kırpmadan ölüme göndermiş PKK içindeki savaş ağaları barıştan korkuyor.
4- Savaş ağaları, “savaşta ağaydık, barışta ne olacağız?” tedirginliğindeler. Kürdlerin geleceğinden çok kendi istikballerinin derdindeler.
5- PKK içindeki “Kürd Ergenekonu” hiçbir zaman barıştan yana olmadı; Silvan ve benzeri saldırılarla barış sürecini sabote eden onlardı.
6- PKK içindeki savaş ağaları, çeşitli entrikalar ve manipülasyonlarla “barışın ne kadar kötü” olduğuna Öcalan’ı ikna ettirdiler uzun 1 süre.
7- Savaşı alevlendirerek Öcalan’ı İmralı’dan çıkartabileceklerini iddia ettiler. “Devrimci Halk Savaşı” safsatasını onun için başlattılar.
8- Geçmişi kirli savaş tarafından karartılan Kürdler, çocuklarının geleceğini de karartmamak için Devrimci Halk Savaşı’nı benimsemedi.
9- Kürd halkı kendini “Devrimci Halk Savaşı” denkleminden çıkartınca, Kürd Ergenekonu’nun savaş stratejisi fiyaskoyla sonuçlandı.
10- Bu arada Öcalan da savaşın kendisini İmralı’ya gömmekten başka bir işe yaramadığını anladı ve Barış Süreci’ne aktif olarak katıldı.
11- Öcalan’a cephe almaktan çekinen Kürd Ergenekonu, Barış Süreci’ne katılmak zorunda kaldı ama sabote için de her fırsatı değerlendiriyor.
12- Bir müddettir uğultu yapan “Hükümet adım atmıyor, tekrar savaşacağız” seslerinin bir kısmı Kürd Ergenekonu’nun hezeyanlarıdır.
13- Şimdiye kadar hiçbir hükümetin atmaya cesaret edemediği adımları AK Parti atıyorken, PKK’nın “hükümet adım atmıyor” sözü havada kalıyor.
14- Diyelim ki Kürd Ergenekonu baskın geldi Barış Süreci’ni sabote edip PKK’yı tekrar savaş bataklığına çekti. Ne olacak?
15- Birincisi, binde birlik İP’in desteğini alacak ama yüzde 90 civarında barış isteyen Kürdlerin (BDP seçmeni dahil) desteğini yitirecek.
16- İkincisi, birkaç canlı bomba ile birkaç şehirde birkaç eylem yapacak, kan akıtacak ama kendisi de bitecek, bu son savaşı olacak.
17- Şimdiye kadar ateşkesi bozan taraf devlet olduğundan Kürdler PKK’yı haklı bulurlardı, bu sefer bozan taraf PKK olursa durum farklı olur.
18- Üçüncüsü, kirli savaşın tekrar başlamasıyla Öcalan İmralı’ya gömülmüş olur. Onun için Öcalan’ın Derin PKK’yı tasfiye etmesi gerekiyor.
19- Öcalan, Derin Devlet’in güdümündeki Derin PKK’yı tasfiye etmezse kendisi tasfiye olacak.”
Savaş çığırtkanlığı yapanlara inat ‘barış inşâsı’ için her sahada ve her seviyede mücadeleye devam gerekiyor. Bu arada büyük resmi gözden kaçırmayalım. Mısır, Suriye, Irak gelişmeleri çözüm süreciyle doğrudan irtibatlı. Kan Koalisyonu er-geç kaybedecek.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.