28 Şubat’ın Medya ve Finans Ayağı
28 Şubat Davası adı altında oynanan tiyatroyu izliyorsunuz. Sanırsınız, etkileri hala daha devam eden bir darbe davası değil görüşülen.. Mahkeme salonunda yaşanan gayr-ı ciddilik kadar davada yargılananların profili de apayrı bir tartışma konusu.. Burada defalarca yazdık biliyorsunuz.. Sadece askerlerin olduğu bir davada 28 Şubat’ı, değil yargılamak, doğru-dürüst anlayamazsınız bile..
Koskoca bir darbe yapılanmasını hakim önüne çıkaracaksınız ve “bu işi gerçekleştirecek parayı nereden bulacaktınız?” diye sormayacaksınız.. Bütün yapıyı, darbe ve darbeye zemin oluşturmakla itham edeceksiniz ama; “bu işin propaganda ayağını kim yürütüyor?” merak etmeyeceksiniz.. Akıl alır gibi değil..
GAZETECİLERE VERİLEN TALİMATLAR
Bakın biz burada “bazı gazeteciler bu davada olmazsa, dava eksik kalır” derken, yapılanın haberden başka birşey olmadığını söyleyenler oldu. Biz de yüksek sesle dedik ki; “bunlar haber ya da yorum değil, operasyon metinleridir”.. Kıdemli Topçu Kurmay Albay Hüsnü Dağ’ın evinde ele geçirilen belgelerle, 28 Şubat döneminde yapılan haberler karşılaştırıldığında, haber mi, yorum mu yoksa operasyon mu olduğu kendiliğinden çıkacak ortaya.. Hüsnü Dağ’ın evinden, “gazetecilere verilecek talimat” metni çıktı.. Söz konusu 16 maddelik talimat, özü itibariyle, toplumu Refah-Yol Hükümeti’ne karşı yönlendirmeyi hedefliyor.
İŞTE O HABER TALİMATLARI
Ben bir kaç maddeyi buraya nakledeyim, siz de hafızanızı zorlayın bakalım ne çıkacak karşımıza.. Komutan’ın evinden çıkan talimatnamede, bazı gazetecilerden; Refah Partisi’nin, topluma nifak tohumları ektiği, Refah Partisi yöneticilerinden ve milletvekillerinden pek çoğunun yaptıkları konuşmalarıyla başta Atatürk olmak üzere, TBMM’ye, TSK’ya ve Türk Ulusu’nun diğer değerlerine hakaret ettikleri, toplumdaki huzuru bozmaya çalıştıkları yönünde haber yapması istenmiş.. Hafızamızı zorlayalım.. Yapıldı mı bu haberler?... Devam ediyoruz belgeden... Yine asker, bazı gazetecilerden, Refah Partisi’nin, bir yıllık koalisyon hükümeti zamanında Türkiye’yi her açıdan yağmalayarak kadrolarını oluşturdukları, binlerce milyarder ve trilyoner yaratarak İslamcı sermayeye destek sağladıkları, bunun da rejim aleyhindeki faaliyetleri hızlandırdığı yönünde hasar yapmalarını istemiş.. Okuduk mu bunları? Devam.... Refah Partisi Genel Başkanı’nın; Atatürk, laiklik ve demokrasiye yönelik tüm davranış ve sözlerinin çok açık biçimde riya ve takiyye olduğunun herkes tarafından kabul edildiğinin yazılması istenmiş.. Yazıldı mı? Şimdi bir tarafta yapılmış haberler var bir tarafta ise söz konusu haberlerin yapılmasının talimatlandırıldığını içeren bir emir metni.. Hani, nerede bağımsız editoryel tavır, özgür habercilik?
KOÇ’U AKLAMA DİLEKÇESİ OLMASIN
Bir garip suç duyurusu haberi okuduk dün.. Koç ve Aydın Doğan’a suç duyurusu haberi.. 28 Şubat ile ilgili olarak.. Müşteki avukatı Mustafa Polat yaptı suç duyurusunu.. Yalnız böylesine ürkek, temelsiz ve zayıf bir suç duyurusu görmedim ben.. Bir kere dilekçe metninde “Koç Holding” diye bir ifade var. Tamamen tüzel bir kimlik üzerine bina edilmiş yani dilekçe.. Koç Holding dediğiniz yapı, 28 Şubat’tan bu yana Yönetim Kurulu Başkanı başta olmak üzere iki defa tam kadro yönetici değiştirmiş, iştiraklerini bu süreçte güncellemiş, o dönem sahip olduğu bankayı satmış daha sonra başka bankalar almış, o dönem ürettiği otomobillerden çıkmış başka otomotiv yatırımları yapmış bir kurum..
Siz açık açık kimi neyle suçladığınızı söylemezseniz, mahkeme ne yapsın? Olumlu bir başlangıç gibi duruyor ilk bakışta.. Fakat dikkatli hareket edilmezse durup dururken, gözünüze en çok suçlu gibi görünen kişilerin tamamen aklanmasına da yol açabilirsiniz.. Kalın sağlıcakla.