Tiran’da Gençlik Buluşması
Zamanı dondurup sırf bugünkü manzarasına baksanız, bir zamanlar bu şehrin yüzde yüz Müslüman bir şehir olduğuna inanamayabilirsiniz. Hemen her lokantada domuz eti ve içkinin bulunması, ezan sesinden çok çan sesi duymanız, minareden çok haç görmeniz bu kanaate sahip olmanız için yeterli. Nüfusu yirmi beş bin iken 128 caminin bulunduğu beş yüz binlik Tiran’da şimdi bir tane tarihi (Gazi Ethem Bey Camii) ve yedi tane de yeni yapılmış cami var.
Tiran böyle de diğer şehirler farklı mı? Âlimler yatağı İşkodra, tarihi şehir Berat, Elbasan ve Selanik’e yirmi kilometre mesafedeki Koçi Bey’in memleketi mahzun Korça (Osmanlı dönemindeki adıyla Görice).
YUNANİSTAN BÖLGEYİ ASİMİLE EDİYOR!
En ağır komünist zorbalığın silindir gibi üzerinden geçtiği, Osmanlı’ya en çok sadrazam yetiştiren Arnavutların ana vatanı Arnavutluk şimdi de post modern fitnelerle tarihinden koparılmak, kimliksizleştirilmek isteniyor. Bektaşilik’in ayrı bir din kabul edilerek yapılan nüfus sayımı ile (2011) Müslümanların oranı % 75’ten kâğıt üstünde % 57’lere kadar düşürüldü. Bu demografik tahribat karşılıklı (Müslüman-Hıristiyan) kurulan âilelerle Müslüman âile yapısı da bozulmuş ve bu evliliklerin oranı her geçen gün artmaktadır.
Güney Arnavutluk (Korça) ve Kuzey Yunanistan (Çarmiya) bölgelerinde yaşananlar ise çok daha dramatik. Yunanistan’ın yoğun faaliyetleri sonucu bu bölgedeki Arnavutların kendilerini Ortadoks ve Yunan olarak ifade etmeleri temin edilmiştir. Nüfusun % 85’inin Müslüman olduğu Korça Bölgesi’nde 114 kilise ne arar? Yunanistan bu bölgede sırf kendi adına çalışsın diye 18 bin kişiye emekli maaşı veriyor ve bu ödeneği kriz döneminde bile kesmedi.
ARNAVUTLUK KALP GİBİ; DURMAMALI!
Öte yandan Katolik dünyası da kendi faaliyetlerini yoğun bir şekilde yürütüyor ve Rahibe Tereza, Pyetır Bogdani gibi Katolik Arnavut figürlerin popüler olması için hususi bir gayret sergileyerek Katolik bir kültür oluşturmaya çalışıyor.
Balkanların İkinci Aliya’sı diyebileceğimiz Üsküplü Adnan İsmaili üç yıl önce yazdığı ve bu ay güncellediği raporunda Arnavutluk’taki ‘alarm seviyesi’ne şöyle dikkat çekiyor: “Balkanlardaki diğer Arnavutların yüzü Arnavutluk’a dönüktür. Eğer Arnavutluk başaramazsa, diğer Arnavutlar için de bir umut kalmayacaktır.”
Peki, tüm bunlar olup biterken Arnavutluk Diyanet İşleri, sivil toplum kuruluşları ve Türkiye’nin resmi-sivil kurumları neler yapıyorlar?
Arnavutluk Diyanet İşleri’nin, müftülük müessesesinin çok önemli ve güçlü olduğu Balkanlarda ve özellikle Arnavutluk’ta yukarıda ifade edilen tehlikelerin farkında olduğu veya olumlu adımlar atmak niyetinde olduğu hakkında ciddi şüphelerim var. Ülkeyi yakından inceleyen, sahada çalışan gerek resmi gerekse sivil kişi ve kurumların ortak kanaati de bu maalesef.
Son yılların parlayan kurumları TİKA, YTB ve Yunus Emre Enstitüsü gibi kurumlarımız ve diplomatik misyonlarımız güzel hizmetlere imza atmakla beraber, geçtiğimiz aylarda MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın bir makalesinde dikkat çektiği ‘koordinasyon’ etkinliği noktasında hâlâ çok ciddi problemler olduğu çok açık. Bu eksikliklerin giderilmesi uzun sürmeyecektir; yeter ki konunun önemi ve hayatiyeti idrak edilsin.
BALKAN İŞBİRLİĞİ PROJESİ
Türkiye’deki STK’ların, yerel yönetimlerin daha çok ilgi göstermesi gereken Arnavutluk’ta hizmet eden sivil toplum kuruluşları oldukça yetersiz. Projelerin etkinliğini artırmayı hedefleyen ve bölgenin gerçek fotoğrafını okuyup doğru bilgileri sahadan vermeyi amaçlayan Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin desteğiyle yürüyen Balkanlarla Sürekli İşbirliği ve Temas Projesi (www.balkanisbirligi.org) bu anlamda son yıllarda atılan en makul adım. Zira çok şey yapmak değil mesele, doğru ve en verimli işleri yapmak. Turistik ve romantik bakış açısından kurutularak ancak Balkanlarla ilişkiler sağlıklı bir mecraya kavuşabilir.
R4BIA KUŞAĞI
Bu bağlamda, Genç İDSB’nin 20-26 Eylül’de Tiran’da düzenlediği 10. Gençlik Buluşması hem isabetli olmuştur hem de önemli bir milat olacaktır. Adnan İsmaili, Şevki Yılmaz ve Hacı İlyas Ramazanoğlu gibi ustaların yanında çok sayıda genç sivil toplum temsilcisini bir araya getiren buluşmanın başlığı bile bize meselenin ehemmiyetini anlatıyor: “Ortak Tarih, Ortak Gelecek: Balkanlar”
Katılımcıların sadece Balkanlarla ilgili değil, İslam Dünyasının en sıcak gündem maddeleri olan Mısır ve Suriye konusunda da istişareler yapmaları ve projeler geliştirmeleri ayrıca ümit verici.
Rabia Kuşağı’nın Tiran Buluşması hayırlara vesile olsun.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.