Heykeli dikilecek “at”çı Bakan kim?
Değerli okurlar,
Maliye Bakanlığı, yine skandal bir “vergi silme” ile gündemde.
Yine dedim çünkü…
Ülkenin en zengin “işadamları” olan Aydın Doğan, Ferit Şahenk ve M.Emin Karamehmet’in sahibi oldukları bahis sitelerine devletin müfettişlerince kesilen 1.7 katrilyonluk cezanın Maliye Bakanı Mehmet Şimşek tarafından bir kalemde silinmesi olayı tazeliğini koruyor.
Yine Maliye’nin Koç’un sahibi olduğu TÜPRAŞ’ın kullandığı dönümlerce Hazine taşınmazı için yıllarca kira faturası kesmediğini de önceki haftalarda bu sütundan okudunuz.
Aynı Maliye bu kez de, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’ndan aldığı yetkiyle at yarışları düzenleyen Türkiye Jokey Kulübü’nün (TJK) 263 trilyonluk vergi borcunu 19 trilyona düşürmüş, iyi mi?
244 trilyonluk kısmın üzerine çizik çekmiş;
Garip gurebanın en ufak bir cezasını faiziyle birlikte tahsil etmekte son derece mahir olan Maliye.
Geçtiğimiz hafta yayınladığımız bu skandal “vergi silme” olayıyla ilgili yeni bilgiler geldi…
Bu bilgilere göre, her yıl milyarlarca lira hasılat elde eden, ancak her yıl zarar açıklayan kulübün 244 trilyonluk borcunun silinmesi için TJK'ya bir “bakan” aracılık etti.
Bu bakan kim?
Konu pis bir işte “aracılık” olunca…
Kabine üyelerinin tamamını töhmet altında bırakmamak için, bu ismi de açıklamak durumundayım.
Bu isim, Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker.
Sayın Bakan, ilgili bir “devlet kurumu”nu borç kamburundan kurtarmak için son derece “iyi niyetle” Maliye’den ricacı olmuş olabilir.
Orasını bilemiyorum.
Ama şurası kesin:
Sayın Bakan bahisçi kulüpçülerin gözüne öyle bir girmiş ki;
Affedilen 244 trilyonluk borç sebebiyle Mehdi Eker “kulüpçüler” arasında, “Hipodroma heykeli dikilecek Bakan” olarak anılıyormuş.
Edindiğim bu bilgilerin “sağlamlığından” emin olmakla birlikte,
Bakan Eker’in bu “aracılıktaki” niyetini öğrenebilmek için telefon ve faks aracılığı ile kapısını çaldık.
Bakanlık ve ilgili diğer kurumlara günler önce yazılı sorular gönderdik.
Sorularımıza cevap vermekten kaçındılar, nedense!
Bu durum işkirlendirdi beni.
Anlaşılan konunun büyümesi istenmiyor.
Böylece kapansın deniyor.
Bu noktada,
Acaba diyorum;
Doğruluğundan şüphe duyduğum için yazmadığım olayla ilgili başka bazı iddiaları aslında dikkate mi almalıydım?
Mesela,
Türkiye Jokey Kulübü yöneticilerinin keyfi olarak yurtdışına seyahatler düzenlediği…
Bu seyahatlerde kurum kesesinden su gibi paralar harcandığı…
Kulüp kaynaklarının şahsi hesaplara aktarıldığı hatta…
Devlete olan vergi borcunun bu çar-çur ve garip aktarımlar nedeniyle ödenemediği…
Bir şekilde üzerinin çizilmemesi halinde pek çok yöneticinin sıkıntı yaşayacağı gibi iddialar bunlar.
Bakanlık ve TJK yöneticilerinden yukarıda aktardığım bilgiler ve bu iddialarla ilgili açıklama bekliyorum.
Değerli okurlar,
28 Şubat Davası görülmeye devam ediyor.
Tarihi MGK’ya dair bir kısım tutanak açıklandı.
Bu bilgiler de gösterdi ki,
(Malum çevreleri geçtim) Muhafazakar camiada merhum Erbakan’a ne büyük haksızlık yapıldı o günden bu yana.
Dönemin cunta yanlısı medya organlarının “Paşa Paşa imzaladı” şeklindeki psikolojik operasyon ürünü iftiralarına kapılıp,
O büyük devlet ve dava adamını “korkaklıkla”, “masaya yumruğunu vuramamakla” suçlayan muhafazakar kalemler, cemaat liderleri…
Bakın, sözlerine inanmadığınız Hoca, nasıl anlattıysa aynen öyle çıktı.
Yalan dolanı bırak, abartı bile yok.
Kelimesi kelimesine aynı.
Buna rağmen, bugüne kadar hep “Hoca da imzaladı ama” deyip, rahmetliye “korkak davrandı” ithamında bulunan camia insanlarının yüzleri, açıklanan tutanaklar karşısında kızardı mı acaba?
“Beceremediniz artık bırakın” diyen muhterem hocalar, tutanaklardaki, devlet adamlığını, dava adamlığını, inancı, dik duruşu, hoşgörüyü, direnci görebildi mi?
28 Şubatçılar kadar, kendilerinin de Erbakan Hoca’ya helallik borçlu olduklarının farkındalar mı?
Kızarmalı.
Görmeli.
Olmalı.
Ve bunların gereği ne ise onlar bir bir yapılmalı.
Hemen şimdi.