Padişah, İncili Çavuş'a, "Öyle bir kabahat işle ki özrün kabahatinden büyük olsun" demiş.

İncili, Padişah yürürken arkasından bir şaplak atmış. Padişah hiddetle dönünce:

-"Affedersiniz Hünkarım, Valide Sultan sandım" deyip gülmüş.

Aile Bakanı, Marmaray ile ilgili, kel alaka denecek bir tweet atdı. Hani, namaz kılan insanlar Marmaray'a itiraz etseler belki, zorla, çek çeke kurulacak bir alaka...

Olmadı. Saksağan, damdan indi. Kazma, bahçedeki maydanoza vurdu. Bu arada, çayın suyu, kaynaya kaynaya bitdi.

Anlayacağınız, alakasızlık, alemi salladı.

Bakan Şahin, yeni bir tweet atdı.

"Bir önceki tweeti, danışman arkadaşımız ben toplantıda iken bana sormadan yazmış. Sonradan fark edince konuyla ilgisiz bulduğumdan sildim."

Bu durumda,

Bakan'ın twitter hesabı, şahsi hesabı mıdır?

Canı isteyen danışman, Bakan'ın yerine, canının istediği tweeti yazabilir mi?

Daha önceki tweetleri, Bakan mı yazdı danışmanı mı?

Twitter hesabı üzerinden, vatandaşın sorularına cevab veren Bakan mı danışmanı mı?

Bakan toplantıya girince, danışmanlar, gizlice hesabına mı giriyor?

Bakan, doğru mu söylüyor?

Aile Bakanı, gerçek mi sanal mı?

Son soru.

Twitterı sallayan Bakan ve danışmanı , hata yapınca Padişah'ı sallayan  İncili Çavuş'u biliyor mu?

Facebook ve twitterda bulamazlar. Kitablarda ve milletin hafızasında yaşıyor.

...

Hani, Teknoloji Bakanı olsa anlayacağım da "Aile" Bakanı olunca anlayamıyorum. Bu durumda, kocasına sormadan kredi kartından alış-veriş yapan kadın; annesinin cep telefonundan veya mailinden mesaj atan çocuk; karnesinden düşük notu silen öğrenci,  hoş görülmeli midir?

Hepsi bir yana, sade vatandaşı anlarım, zira "Devletin tepesi çalışıyor nasılsa. Ben, biraz twittera gireyim" diyebilir.

Allahaşkına, bakanın da danışmanının da daha mühim işleri yok mu? Bu kadar mı gerçek hayatı ıskalıyoruz? Biri bizi durdursun yahu...