Öğrenci Evlerine Dolaylı Müdahale
Devletin neye hakkı var, neye yok, bunu tartışıyorlar bir kaç gündür.. Öğrenci evleri üzerinden başlayan tartışmadan söz ediyorum. Nasıl olur da devlet kapıları çalıp içeriye bakarmış?.. Evin içine nasıl müdahale edermiş?.. Bunu soru cümlesi olarak sorsalar, biri çıkar yanıt verir. Ama cümleyi itiraz sloganı biçiminde kurdukları ve iletişim kanallarını da kapattıkları için birşey söyleyemiyorsunuz.. Oysa sorun hepimizin sorunu ve çözümü için de herkes kafa yormak zorunda.. Öğrenci evleri bir sorun mu? Sorun.. Kim için sorun?
1) Ev sahibi için: Aidatı, kirayı takan, evi kötü kullanan, demirbaşlara zarar verenlerin hep öğrenciler olduğuna inanılır. Doğru-yanlış bilemem..
2) Öğrenci Velileri için: Elektrik, su, kira, aidat, mutfak masrafı gibi düzenli giderlere ek bir de ev eşyası gibi kalıcı materyale ödenen para vardır ki, babalar bu durumdan çok da hoşnut olmazlar.
3) Öğrenciler için: Ödemeler için gönderilen parayı yiyince kiraya ve diğer kalemlere para kalmaz. Gaz kesilir. Soğuk suyla duş alınıp hasta olunur. İyi günde yiyelim-içelim tayfası, azıcık soğuk algınlığında sırra kadem basar. Çorba yapacak naz çekecek kimsenin olmadığı soğuk bir ev..
4) Apartman Halkı için: En sessiz ev öğrenci evi bile olsa, çıkan her gürültünün faturası oraya kesilir. Sadece erkekler varsa tarikat yuvası, sadece kızlar varsa genelev, erkekli-kızlı karışıksa hücre evi diye çoktan damgalanmıştır bile..
Neyse bu örnekleri arttırabiliriz. Sonuçta öğrenci evi, pek çok açıdan sorun. Anlaşılan o ki bundan sonraki adım, Başbakan’ın, sorunlarından yalnızca birine işaret ettiği, toplumsal ahlâk anlayışı ile bağdaşmayan manzaraların oluştuğunu söylediği öğrenci evlerinde sona geliyoruz.. Başta dedim ya; “iyi de nasıl müdahale edeceksiniz?” diye samimiyetle sormuyorlar. Sorsalar birşeyler söylenir..
LİBERAL POLİTİKAYLA DOLAYLI
MÜDAHALE
Merkez Bankası dövize nasıl müdahale ediyorsa öyle.. Nasıl müdahale ediyor? Ya satıyor ya da satın alıyor ve piyasadaki arz-talep dengesini bozarak fiyatını arttırıyor ya da yükseltiyor. Doğrudan yükseltiyor mu? Hayır. Serbest piyasa şartları içinde yapıyor bunu.. Öğrenci evlerine de müdahale aynen böyle yapılacak. Yani arz dengesini değiştirip talebi azaltarak.. Bakın Türkiye’nin dört bir tarafında yüzlerce yeni üniversite açıldı. Her geçen gün de açılmaya devam ediyor. Ayrıca üniversitelileşme oranımızın giderek ve hızla arttığını ortaya koyuyor bütün veriler. Peki bu hıza karşın, fizikî altyapılar yeterli mi? Demek ki değilmiş? Bundan sonra atılacak en radikal adım herhalde bu olacak.. Her üniversitenin kendi mıntıkasına yakın yurtlar açılacak. Fiziksel koşulları uygun olduğu görülen apart-yurtlara yasal statü verilecek ve kontrol altına alınacak. Öğrencinin okumasından sorumlu olan devlet, okuyacak öğrencinin barınmasını da kendine dert edinecek. Salt ahlâkî sorunlar nedeniyle değil, her türlü olumsuzluk bunda etken. Kızacak da birşey yok..
DEVLET Mİ DHKP-C Mİ?
“Devlet müdahale eder” diye kıyameti kopartanlar acaba başka müdahaleler karşısında ne düşünüyor onu da merak etmiyor değilim.. Örneğin DHKP-C’nin kontrolündeki öğrenci evlerinde kalan çocukların aileleri de “devlet öğrenci evlerine müdahale etmesin” diyor mu? Ya da başka bir takım yapılar, öğrenim hayatı boyunca ücretsiz misafir ettiği çocuğunuzla ilgili bir takım tasarruflarda bulunmak istediğinde buna da itiraz edecek misiniz? Devlet müdahale etmesin ama ne kadar ehliyetsiz ve art niyetli yapı varsa hepsi dilediği gibi müdahale edebilir. Üzgünüm Leyla.. Kalın sağlıcakla.