İlk eleştiri Ak Parti'ye.

Hayatında gol atmakdan ve bir cemaate mensub olmakdan başka bir özelliği olmayan bir insana, vekilliği altın tepside hediye etdiniz. Bu memleketin nice yetişmiş akademisyeni, askeri, hocası hizmet için sessizce beklerken sadece dengeleri gözetdiniz. Ders olsun!

Hakan Şükür'e gelince,

Yapdığı açıklamayı okuyunca , eğer bu metin kendisine aitse yıllarca top sürerek yazık etmiş diye düşündüm. Cilt cilt kitab yazabilirdi.

"Görüb ahkâm-ı asrı münharif sıdku selemetden

Çekildik izzet-i ikbâl ile bâb-ı devletden" numarasını kim yer?

O kadar mertseniz vekilliği de bırakın. Halk seçmişmiş. Cemaat kontenjanından Meclis'e girdiğinizi, cümle alem biliyor. Altın tepside sunulan vekilliğe, fesi sahilde bırakıb atladınız. Başbakan'a hayır demek olmazmış. Bu memlekete, fileye gol atarak çok hizmet etdiniz ya.. Şimdi sıra Meclis'de hizmet etmeye geldiydi.

"Cemaatime laf edenlerin verdiği mürüvveti külliyen reddediyorum" deyin ki samimiyetinize inanalım.

Her nedense bazı insanlar, insanlık için önemli bir hizmetleri olmasa da cisimleri pek değerlidir. Çünkü isimleri markadır. (Şimdi diyeceksiniz ki Meclis'de küfredenler Hakan Şükür'den iyi mi? Ne deseniz haklısınız.)

Zamanlamaya dikkatinizi çekmek istiyorum. Şükür, istifa ediyor; ertesi gün, operasyon başlıyor.

Bundan yolsuzlukları savunduğum anlaşılmasın. Benim hırsızım, seninkinden iyi olamaz. Bütün hırsızlar kötüdür. Keşke hükumet bağırsaklarını tam temizlese de verdiğimiz oylar için huzurlu olsak. Yolsuzluk bekçisi olmakdan kurtulsak.

Operasyonun arka planını yazanları  okuyun. Onların  anlatdıklarına benim dilim dönmüyor.

Benim dilim tarihde olanlara dönüyor. Sultan Abdülhamid'in neden Karakeçili Aşireti'nden maiyyet bölüğü kurduğunu anladınız mı? Kendi ailesi, sülalesi de dahil çevresinde güvenilir adam kalmamasıydı. Çalanlar, çırpanlar, satanlar, yolda bırakanlar... Ne ararsan var. Yine de 33 yıl dayandı. Bıraktığı zaman Yıldız Sarayı'nın nasıl yağmalandığını, memleketin sürüklendiği felaketi,makamlara saldıran azınlıkları, Balkan Savaşı'nı ve tehcirini iyi okuyun.  O zaman da şimdiki gibi  birileri, "Yeter ki o gitsin" diyordu. Açıkçası, ödüm patlıyor  Başbakan pes edecek diye. 

Bizlerin böyle uykuları kaçarken "gün bugündür" diyerek ceplerini dolduranlara, makam arsızı olanlara yazıklar olsun.

Cemaatden olmak böyle bir şey. Bir emirle bir partiye girer; bir emirle çıkarsın. Bir emirle DSP' ye oy verirsin; bir emirle AK Parti'ye.

Hakan Şükür, aklınca, altın golünü atdı.  Ama maalesef, kendi kalesine, bizim kaleye. Yani, milli takımın kalesine. Farkında değil. Bu maç şikeli; bu maç satılmış.

Bu hizmetinin ucu nerelere gidiyor bir bilse...

Cemaat kelimesini duyunca tüyleri diken diken olanların "aslan cemaat" diye ellerini oğuşturduğunu bir bilse...

Bağımsız devam edecekmiş. Yakında belli olur ne kadar bağımsız olduğu. Biz hiç bağımsız oynayan futbolcu görmedik. Hele de bağımsız cemaat mensubu...

"Noksanını bil bir işe ya başlama evvel

Ya başladığın kâr-ı pezîrâ-yı hitâm et"

Yani,  diyor ki Ziya Paşa, "Dere geçerken at değişme".